"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ufuktaki tehlike ve ümit işaretleri

Şükrü BULUT
22 Aralık 2014, Pazartesi
Zamanın, coğrafyaların ve iklimlerin insan üzerindeki tesirine Kur’ân ve hadis açıkça işaret ediyor.

Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur’daki Avrupa-Asya mukayeselerinde, Anadolu ve diğer İslâm ülkeleri karşılaştırmalarında bu husus üzerinde çokça ve uzunca duruyor. Türkiye’yi dinsiz felsefeyle idare etmek isteyen devrimci Kemalistlere, Fransız ihtilâlinin bizim için ölçü olamayacağını haber veriyor. Aynı çerçevede Menderes’e yazdığı mektubunda, siyasal İslâm’ın Mısır ve İran’da sebep olduğu hadiseleri kastederek “İran ve Mısır’da hissedilen hadise ve buhranlar bu esastan ileri geldiği anlaşılıyor. Fakat onlar burası gibi değil, bize nisbeten pek hafif, yüzde bir nisbetindedir. Allah etmesin, bu hal bizde olsa pek dehşetli olur” diyor. 28 Şubat’tan bu yana Türkiye coğrafyasında ihtilâl zemini yoklayan ikinci Avrupa ile Kemalistler, evvelâ BOP ile umumî İslâm coğrafyasına saldırdılar. Anadolu’da münafıklık formatında ihtilâllerini zamana yaydılar. Siyasal İslâm’ı çeşitli desiselerle zapt u rapt altına aldıktan sonra, kaldıkları yerden yeni giysiler, sloganlar ve nutuklarla tekrar yola koyuldular gibi…

Bir paralel  paranoyasıdır, gidiyor… Kemalizm gizliden gizliye tehdit ediyor: Kim ona yardıma koşarsa yakarım! Doğrudur. 12 Eylül’deki en başarılı stratejisi cemaatleri birbirinden uzak tutmak ve mümkünse birbirine düşman etmek olmuştu. Dinî cemaatler birbirine ecnebi olmasaydı, bugünkü operasyonlara cüret edemezlerdi Balyozcular… Tarih boyunca Kemalistler bu desiseyi kullanmışlar. Eskişehir Hapishanesinde Said Nursî Hazretlerinin koğuşuna soktukları cazibedar şeyhten tutunuz, yine kendisine İstanbul’da dergâh açtıkları İhtiyar Hoca’ya kadar… Demokratlar döneminde yavaş yavaş serpilen cemaatlerin bugüne kadar Kemalistlerce mitoz bölünmeye nasıl tâbi tutulduğunun arşivini, Kemalistler kozmik odalarında saklıyorlar.

AY IŞIĞINDA İNCE İNCE YÜRÜR SARI KIZ, EYVAH! SARI KIZIN BOYNUNDA BALYOZ…

Çığ çığ büyüyen endişelerimiz, günümüzde yaşadığımız musîbetleri öyle bastırıyor ki. “Bir caninin cinayeti yüzünden taraftarları veyahut akrabaları öyle şe’ni gıybetlerle… damarlara dokundurup kin ve garaza ve mukabele-i bilmisile mecbur ediliyor. Ve hariçteki düşmanların parmak karıştırmalarına tam bir zemin hazırlamaktır.” sözleriyle Bediüzzaman Hazretleri endişelerimize hak veriyor. Türkiye’nin sağ ve sol sivil toplum temsilcileri ayrışmanın derinliğini ifadeye çalışıyorlar. “Bundan böyle artık ihtilâl olmaz… Hele dış müdahale ise imkânsız…” diyen hükümet sözcüleri hem tecrübesiz, hem de tarih şuurundan yoksun görünüyorlar. Elbette bir daha 27 Mayıs olmayacak, 12 Eylül olmayacak, yani zaman geriye dönmeyecek. Fakat yeni bir formatta farklı bir felâketin kapımıza yaklaştığını söyleyenler, elbette birşeyler biliyorlar ve hissediyorlar.

Ayrışma devletin merkez üssünde başladı. İstihbaratın kozmik odasına devrimcilik ortak paydasında ittifak etmiş Kemalistlerle siyasal İslâm hâkim olunca, milliyetçilerin bir kısmı çekilirken, diğerleri de forma değişimine gittiler. Ve Türkiye’yi haklı olarak “endişe sisleri” bürüdü. Görünenler asıl oyuncular olmadığı gibi medyayı da dezenformasyon seli bastı. Bu ortamda bize düşen; her zamanki gibi itidal ve soğukkanlılık…Müsbet hareket… Devrimcileri ümitsizlik gayyasına gönderecek izzetli duruşlar. Ve bütün Türkiye’yi kucaklayacak demokrasiye sarılmak. Nefret üslûbu, tahrikler, tezyif ve mübalâğalar, tarafgirane yayınlar yalnızca bize ve Türkiye’ye zarar verecektir.

NETİCE:

Uzaktan yakına doğru büyük bir fitnenin kızılca formatında bu mübarek vatana yöneldiğini hisseden milyonlarca vatanperver, endişe içinde bugün… Doğumuzdaki 30 senelik Marksist fitnenin takatsiz bıraktığı Türkiye’ye maalesef siyasal İslâmcıların açtıkları kapıdan Kemalistlerle Troçkistlerin beraberce hücum etme ihtimali giderek artıyor. “Dinî cemaatlere karşı” olma fikrinde ittifak eden Kemalistlerle AKP’nin başlattığı bu sürecin, iktidardan hayır bekleyen bütün dindarların keyfini şimdiden kaçırmaya başladığını yer yer müşahede ediyoruz. Resmî Kemalistlerin iktidarlara karşı hazırladıkları ihtilâllerin millete nasıl döndüğünü hâlâ anlayamayanlar, şu ikazlarımıza belki de gücenecekler. Halbuki Üstadın “Yoksa, üç veya dört cereyanın muannidâne muaraza etmeleriyle, o kuvvetler, muaraza sebebiyle zayıflar. Memleketin menfaatine ve âsâyişine sarf edilecek o zayıf kuvvetle hâkimiyetini-hattâ istibdad ile de olsa-âsâyiş ve emniyet-i umumiyeyi muhafazaya kâfi gelmediğinden Fransız ihtilâl-i kebîrinin tohumlarının bu mübarek memleket-i İslâmiyeye ekilmesine yol vermektir diye telâş edilebilir” (Emirdağ Lâhikası, s. 320) ifadeleri tehlike boyutlarının AKP kurmaylarının hiç tahmin etmedikleri seviyelerde olduğunu gösteriyor. Bugüne dek ihtilâllerini milletten saklayan hanedanın göz göre göre istibdada geçeceğini bekleyenlerin, Kemalizmin mahiyetini bilmediklerini ve geçen devrimlerden hiç, ama hiç ders almadıklarını da gösteriyor.

Fakat bu kez ümidimizi güçlendiren işaretler de var. Paralelcilikle suçlanan cemaatin yanında hem hür Avrupa ve Amerika’da, hem de Türkiye’de yüzlerce destekçi farklı gruplar ortaya çıktı. İnsaniyet ve demokrasi paydasında toplanan bu milyonlarla Kemalistlerin başa çıkması elbette mümkün değildir. AKP’ye iyi niyetle destek veren birçok dinî cemaatin en kısa zamanda hipnozdan kurtulacağını birlikte seyredeceğiz. Bu partideki siyasal İslâmcıların bir kısmının Saadet ve BBP gibi partilere şimdiden kaymaları, hakikatin rengini az çok hissettirmeye başladı. BOP projesi çerçevesinde neoconlarla ittifak etmişlerin dışındakilerinin aslî mecralarına dönüşleri bundan böyle hızlanacağa benziyor.

Okunma Sayısı: 3536
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Saban Konac

    27.12.2014 18:17:51

    Sevgili Sükrü Bulut Agabey, Bu kadar sedid bir sekilde parelelcilerle beraber olmaniz, her gün Yeni Asyayi temsilen Samanyolu tv.'de arzi endam etmeniz gösteriyorki; Sizinde gecmiste gizlediginiz veya gömdügünüz bir seyler olmali. Yoksa dün israrla zinhar bizden degiller dedikleriniz nasil dost olur degil mi?

  • ali vefalı

    22.12.2014 16:44:21

    Şükrü Üstat, ahirzamanın hakiki gerçek ve de gizlenen, vahim alametleri olan olayları gün ışığına çıkarmaya devam ettiğiniz için, Allah sizlerden ebediyen razı olsun.

  • hakan kagan

    22.12.2014 14:14:01

    Sahsi manevinin kerametindedir ki yazarlarimiz dusunduklerimizi endiselerimizi ayni vaktiyle yazip uyariyorlar.Bahsedilen mektup bugune de bakmakta.Bu yazi erken uyari sistemidir Risale-i Nur ölçüleriyle dikkatli okunmali ve arsivinize alin diyorum.

  • Dr. Ecmel Mahmudoğlu

    22.12.2014 11:55:46

    AKP’ye iyi niyetle destek veren birçok dinî cemaatin en kısa zamanda hipnozdan kurtulacağını birlikte seyredeceğiz. Amin, amin, amin...

  • Hamza Tekin

    22.12.2014 10:50:16

    Tespitleriniz doğru ve tamamen katılıyorum. Ölçü Risale-i Nur olunca neticeyi okumak kolay oluyor. Allah razı olsun.

  • ismet b.

    22.12.2014 09:45:58

    Hakikaten ikaz dolu bir yol haritası.. Veya Ergenekoncularla Siyasal İslamcıların buluşmasını edebi ve vecizce anlatıyor,yazarımız.. Dualarımızı eksik etmeyelim.

  • ali yeşilkaya

    22.12.2014 09:03:17

    şükrü abiye teşekkür ediyoruz.zira avrupadan türkiyeyi ve gidişatı gözleyen birisinden beklenen sıradışı yazıları var.yazının son kısmınaysa katılmıyorum.bence bu gelişmelerin hazirandaki seçime bir etkisi olmaz.az çok aynı oranlar çıkar.

  • İsmail Cebecili

    22.12.2014 08:15:52

    Sayın Yazarın, Üstad'dan nakilleri, Hz. Üstad'ın bu konularda da yol gösterii olduğunu gösteriyor. Yazarın önümüzdeki trend konusundaki tahmin ve görüşüne katılıyoruz. Dik duruş, sadakat, tesanüd, dikkat, teenni, meşveret, tedebbür, izzet, aziz olma; bizden beklenen hareket tarzı.

  • hakan kagan

    22.12.2014 03:28:34

    Ilgili ifadeyi yazmissiniz kacirmisim kusura bakmayin

  • hakan kagan

    22.12.2014 03:26:32

    Bediuzzaman ayni mektupta sanirim Fransiz Ihtilali Kebirini bu vatanda ekmek gibidir diye bir kaydi var.Tarihe not olarak arsive alinacak bir yazi cunku bu ölçü hic sasmadi.Kendinden baska herkesi hain diye niteleyenler ülkede bu anarşi ortamini hazir ediyorlar farkinda degiller.Bazen kazanir gorunursun ama ulkenin gelecegini kaybetmissindir.Ne yazik ki anlamiyorlar.Toplumu cok geriyorlar ve birgun bumerang gibi bu yine toplumumuzu vuracak.Ey siyasiler yukaridaki satirlari dinleseniz ne kaybedersiniz!Kulak verseniz ne kaybedersiniz.Testi bir gun kirilirsa hepimiz altinda kalacagiz yazik degil mi?!yaziyi tebrik ediyorum yine hissiyatimizi dillendirmissiniz.Sunuhattaki menfi siyaset tabirini de buna ek olarak 31 mart vakasinla birlikte aciklarsaniz sevinirim.O da bugune bakiyor.Bugune benziyor.

  • sultan selim

    22.12.2014 00:22:53

    tebrikler ve teşekkürler.. buyrun duaya duralım. " ya naru künü berden ve selamen" diyelim hulus-u kalple. amin....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı