"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni dünya düzenine doğru

Şükrü BULUT
09 Aralık 2016, Cuma
Bahsettiğimiz düzenin, neoconların bilhassa Amerika’daki enstitülerinde geliştirdikleri düzen olmadığını elbette biliyorsunuz.

Ne Brookings’de, NID’de ve ne de başka düşünce kuruluşlarında... Neoliberallerin de IWF’deki adamlarıyla bozulan dengelerle geldiği yeni dünyaları kastetmiyoruz. Dünyamız bugüne kadar, sermayenin global düzeyde devletlerin millî siyasetlerine bu şekilde müdahale ettiğine hiç şahit olmamıştı. Global aktörlerin, devlet siyasetlerinin detaylarına kadar müdahaleye hazırlıklı olduklarını, maalesef 11 Eylül’den sonra çok yoğun yaşadık. Organize olmuş sermayedar çıkar gruplarının karşısında ayakta duracak siyasetçi kalmayınca, Hillary de onlarla ittifak kurdu: Afganistan ve Körfez savaşlarını çıkaranlar, BOP’u hazırlayanlar, Arap Baharını tezgâhlayanlar ve Kiev yangını ile AB’yi bitirmek isteyen bütün ikinci Avrupalılar, Demokratlar cephesinde mevzilendiler.

Obama muktedir olamamıştı. Neocon ve neoliberallerin politikaları Obama’ya rağmen kısmen devam etmişti. Sonra, Bağdat ve Kabil katilleri de Demokratların safında görünmüşlerdi. Üstüne üstlük parasıyla demokrasilerin canına okuyan, ahlâksızlığı yaygınlaştıran ve sivil devrimler düzenleyen Soros da bir buçuk milyar doları Hillary’nin seçim kampanyasına hibe etmişti.

Başkanlık seçiminden çıkan neticede bütün bunların tesiri vardı.

Fransa’ya gelince. Evvelâ bir cani ve katil kadar Avrupa ve Amerika’ya zarar veren Sarkozy’yi Fransa’nın dışına attı Fransızlar. Sonra da tepkilerini ciddiye alacak Fillon’a yöneldiler: AB yanlısı, ahlâksızlığa karşı, Rusya ile anlaşmaya taraftar ve köylü bir Hıristiyan. Halkın tepkisi, terörü Avrupa’nın merkezinde hortlatan neocon siyasetlere idi. Hollande’ın meseleye sahip çıkamadığını burada Fransızlar da görmüşlerdi. 

Soros’un paraları ve Merkel’in desteği ile mülteci meselesini seçim programının birinci sırasına yerleştirmiş Avusturyalı Hoffer de mağlup oldu. Bunca korkutma, patırtı gürültü ve İslâm düşmanlığına rağmen Avusturya halkı, “ben de mülteciyim” diyen Alexander Van der Bellen’i cumhurbaşkanı seçti. Avusturyalılar iradelerine kimlerin hangi vasıtalarla müdahale ettiklerini az çok hissediyorlar. Yeşiller Partisinden gelen Bellen’in programı, şahsiyeti veya geçmişi onları pek alâkadar etmemiş. Onlar, neoliberallerin Merkel üzerinden danışıklı dövüşlerini satır aralarından öğreniyor ve tepkileriyle yeni dünya düzenine koşuyorlar. 

TEPKİ REYLERİ DÜZEN GETİRİR Mİ?

Dünyamız küçüldü. Neoliberaller sermaye ile millî iradelere müdahale sürecini tam çeyrek asır önce başlatmışlardı. Bize Kemal Derviş’i gönderdikleri gibi… Bir taraftan kanunların boşluklarından faydalandılar, diğer taraftan dişlerine uygun gördükleri ülkelerin ticarî kurallarını çıkarlarına göre değiştirdiler. Demokrasi adına demokrasiyi itibarsızlaştırarak demokrasiyi sınıf çatışmaları meydana getirecek şekilde dizayn etmek ve demokrasi adına insanî ahlâk ve değerleri milletin eliyle gömmek isteyenlere halkların tepkisi devam edecek. Fakat tek başına tepki elbette yeterli değil. 

Sermayenin sistemlere saldırısı insafsızca... En kaliteli elemanı bünyesine katıyor, politikacılar hakkında dosya hazırlıyor ve ahlâkî zaaf içinde olanları da maalesef köle gibi çalıştırıyor. Bilhassa AB siyasetçilerine bütün iradelerin elinde olduğu psikolojisini ihsas ettiriyor. Dinsizlik ve ahlâksızlığı felsefe edinmiş bu çıkar grubunun en büyük düşmanı, elbette ki AB. İtalyan halkının Renzi’ye tepkisini AB’ye karşıtlık olarak okuyanlar yalnızca arzularını belirtiyorlar. Yunanistan örneğinden hareketle, hiçbir AB üyesinin İngilizleri takip etmeyeceğini birlikte göreceğiz. Renzi’nin sadâkatsiz politikaları, ahlâksızlık ve kaos yanlısı görüntüsü tepki görünce, halkın yüzde 60’ı “dur” demişti. Bizdeki Kemalist ulusalcılar, siyasal İslâmcılar ve milliyetçiler; masonlarla ortaklaşa AB düşmanlığı yapadursunlar, yeni dünya düzeninde AB’nin daha da güçlendiğini, Batı demokrasisinin kendisini ahlâkî zaaflardan ve düşmanlarına imkân veren yanlış kurallardan kurtaracağını birlikte göreceğiz inşaallah. 

Okunma Sayısı: 3527
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat Avrupa

    9.12.2016 17:13:40

    Önümüzdeki kara bulutlarin dagilacagindan ümitvariz. Insallah en yakin zamanda basta Suriye olmak üzere bütün Islam Alemi huzura ve barisa kavusur.

  • zeiıha

    9.12.2016 15:50:32

    Bunca karamsar hadiselerden meydana gelen tabloya nerden bakacağımıza dair bilgi verici bir yazı.Çok çalışıldığı belli.Tebrikler!Ayrıca ümitsiz olmamamız gerektiğinide hissettiriyor,zaten olması gereken de bu değilmi?Allah iyilerden yana ve risalei nur bunun en güzel delili.

  • Dogu Bati

    9.12.2016 12:10:40

    Gelismeler iyiye dogru gidiyor, insallah en yakin zamanda daha da iyiye gidecektir. Amerika`da Trump`ìn, Fransa`da Fillon`un, Avrupa`nin diger ülkelerinde ki akli selim siyasetcilerle ve Rusya`nin da cizgisi ile beraber Suriye`de ki kan akmasi bitecek Allah`in izniyle. Varsin bizde ki Ulusalci Kemalistler, Siyasal Islamcilar ve Ülkücüler baris projesi olan AB`ye ve yeni dünya düzenine karsi olsunlar.

  • yusuf

    9.12.2016 11:31:59

    Bu dünya düzeni hoşuma gitti.Anlaşılan ahval-ı alem güzel işliyor. Şom ağızlıların ümitsizlik çığırtan seslerini basacak bir yazı olmuş..Allah kalemine kuvvet versin inşaallah

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı