"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eken biçer

Şule Konca
18 Kasım 2018, Pazar
Yaptığımız en küçük bir hareketin doğuracağı sonucu kendime sorma fırsatı bulmadan önce, başıma gelen her güzel şeyin ana kaynağının ailem olduğunu gördüm.

Evet ilk bu soruyu sormadım, başıma gelen olaylar bu soruyu düşündürdü bana. Yaşadıklarım bir şeyin sonucu mu? Geçmişe dönüp baktığımda babam ya da annem kime ne şekilde yardım etmişse, ben o davranışların meyvesini yedim. Bunu defalarca tecrübe ettim. İlkokul zamanımda babamla beraber sınava girecek olan akrabalarımızı üniversite sınavına götürüp, beklerdik. Liseye geçtiğim zaman okul gereği ailemden uzaktım. Ben, sınav yaklaştıkça sınav günü ailem gelecek mi diye düşünürken, bir arkadaşım ve ailesi tarafından “sınava seni biz götürelim” teklifi aldım. Bu ve daha birçok tecrübelerim aslında bir şans değil, babamın ve annemin başkasına yaptığı iyiliklerin meyvesiydi.

Anne babaların en değer verdiği biz evlâtlar, ailelerimizin ektiğini biçmekte görev alıyoruz, almalıyız. Bu soruları edindiğim tecrübeler sonucu kendime sormaya başladım. 

Evet yediğimiz her meyve tatlı olmuyor. “Sana gelen her iyilik Allah’tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir..” (Nisa, 4/79) Buradaki kendindendir kelimesini zaten her insan kendine almalı. Peki ya gelen kötülük ya da istemediğimiz bir  davranış ailemizin ektiğinden olabilir mi? Tabiki de ne ekersek, onu biçeriz. İnsan kendi hayatını çoğu zaman kendi şekillendirir. Bir ebeveyn olduğun zaman yaptıkların senin can parçan olan evlâdının hayatını da şekillendirmeye başlar. Güzel, verimli bir ekimin hasadı bol ve güzel olur. Bizler bunu sadece dünya hayatı için düşünmeyelim. Emirdağ Lâhikası’nda geçen Mustafa Osman Abinin mektubunda dediği gibi; “Dünya fânidir, binler sene yaşamak olsa, bâki olan hayat-ı uhreviyenin yanında, hiç-ender-hiç mesabesindedir. Fakat fâni olmakla beraber, bâki hayatın bâki meyvelerini verecek bir mezraasıdır. Fırtınaların şiddeti, havanın dehşeti sizleri sarsmasın, korkutmasın. Bu mübarek mezraya en mübarek ve nuranî ve verimli ve bereketli olan Nur tohumlarını ekiniz. Zira “Eken biçer”, atalarımızdan kalma mübarek bir sözdür.” (Emirdağ Lâhikası, s. 118)

Bizler baki olan Cennet meyvelerini biçmek istiyorsak, bu dünyada tohum ekmesini bilmeliyiz. Davranışlarımızın, hal ve hareketlerimizin sadece kendimizi değil, bizden sonra gelen neslimizi de etkilediğini unutmadan çalışmalıyız. Bizim ve ailemizin ektiğimiz tohumların dünya ve ahiret hayatında karşımıza çıkacağını unutmayalım. Gelecek nesillerin mahsullerini şimdiden hazırlayanlardan olalım. Ve inanalım ki; “Çalışınız, çalışınız, çalışınız ve kat’iyyen inanınız ki; Nur’un şefaatı, Nur’un duâsı, Nur’un himmeti sizleri kurtaracaktır!.. (Emirdağ Lâhikası, s. 118)

Okunma Sayısı: 1606
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı