"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

49. yıla girerken

Süleyman KÖSMENE
21 Şubat 2018, Çarşamba
İlk Tebrik: İnsan-ı Kâmil Hükmündeki Şahs-ı Manevî’ye

Kırk dokuz yaş gençlik yaşı değil, rüşt ve kemal yaşıdır. Evet; Yeni Asya kırk dokuzuncu kemal yaşına giriyor. Hayırlı olsun, kutlu olsun!

Ama asıl; Yeni Asya’ya hem rehber olan, hem Yeni Asya’yı onurla omuzunda taşıyan şahs-ı manevîyi candan kutlarım. Cenâb-ı Hak bizi de en küçük efradından kılsın. Âmin. 

Bu yol artık mahşere gider, hiç şüphem yok. Kırk sekiz yıldır, yoluna şerefle devam eden, zorluklardan yılmayan, rüzgârlarda şaşmayan, fırtınalarda savrulmayan, tağuta serfuru etmeyen, basiretli, başı dik, ama müsbet kalmayı başaran bu şahs-ı manevî her türlü takdiri hak eder. Her türlü hayır duâya istihkakı vardır. Duruşundan ders alınır. Vakarından heybet alınır. İstikametine şapka çıkarılır. İsabetine hayran olunur. Metanetine gıbta edilir. Cesaretinden cesaret alınır. Cesameti önünde ceket iliklenir. Tutarlılığı alkışlanır.  

Bu tutarlı, vakur ve metin duruşun arkasında hiç şüphesiz İhlâs Risalesi olduğu ferasetli gözlerden kaçmaz.   

Yeni Asya’nın Taşıdığı Ağır Yük

Öyle ya; Yeni Asya kırk sekiz yıldır, vakur ve tutarlı duruşuyla “insan-ı kâmil ismine lâyık bir şahs-ı manevînin azası” olduğunu ispatladı. Hayat-ı ebediye içindeki saadet-i ebediyeyi netice veren bir fabrikanın çarkı olduğunu gösterdi. Sahil-i selâmet olan dârüsselâma ümmet-i Muhammediyeyi (asm) çıkaran bir sefine-i Rabbaniyede çalışan hademe1 olduğunu ortaya koydu.

Siz, Yeni Asya’yı yüzde bir mi saydınız, onu zayıf ve küçük mü gördünüz, ona fakir mi dediniz. Eyvallah; lütfetmişsiniz!

O zayıf ve küçük olmayı istikametine delil sayar. Fakir olmayı isabetinin göstergesi kabul eder. Çünkü kırk sekiz yıldır o, rıza-i İlâhi’ye gölge düşüren hiçbir rızayı kabul etmedi. Bu gün onun omuzunda ağır bir yük vardır. Çünkü “gayet ağır ve büyük ve umumî ve kudsî bir vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur’âniye” 2 ihsan-ı İlâhî tarafından bu gün onun omuzuna konmuştur.  

Bu ağır yük beli çökertir, vücudu zayıflatır. Yeni Asya bunu yaşıyor.

Haza min fazli Rabbî. 

Yeni Asya’nın Mükellef Olduğu En Birinci Prensip

Üstad Hazretleri, onun aslî prensibini şöyle tayin ediyor: 

“Elbette, herkesten ziyade, bütün kuvvetimizle ihlâsı kazanmaya mecbur ve mükellefiz. Ve ihlâsın sırrını kendimizde yerleş- tirmek için gayet derecede muhtacız.” 3

İşte işin zor tarafı budur. İhlâsı kazanmaktır! Para değildir ki, haram helâl demeyip kolay elde edesiniz! İtibar değildir ki, gelene ağam gidene paşam diyerek geminizi yüzdüresiniz! Kuvvet değildir ki, iktidarın kuyruğuna takılıp bir elinizi yağa, bir elinizi bala banasınız! Tiraj değildir ki, popülist yazılarla hamaset yaparak yüz binlere ulaşasınız! 

İhlâstır bu! Mükellef olduğunuz en birinci prensiptir. Bıçak sırtında işlemektir. Düz ovada değil, ip üzerinde cambaz gibi yürümektir. Uçurumun kenarında dans etmektir. 

Tıpkı Yeni Asya’nın, elli yıllık resminde göründüğü gibi! Hep bıçak sırtında, hep ip üzerinde, hep uçurumun kenarında… Üflesen düşecek bir konumda… 

Yeni Asya Hep Sivil Kaldı, Sivil Kalacak

Ama düşmüyor elhamdülillah. Dâvâsının bayrağıyla se- malarda dalgalanıyor.  

Çünkü Yeni Asya hep sivil kaldı. Hiçbir zaman inancını iktidar aleti veya ikbal basamağı ya da rant aracı yapmadı. Siyasetle ve iktidarla mesafesini hep korudu. İktidarlara yaranmaya çalışmadı. Doğruya doğru, eğriye eğri dedi. Fikirlerini, sahip olduğu demokratik vatandaşlık hakkıyla ortaya koymaktan çekinmedi. Başka bir hak ve imtiyaz aramadı. Net bir çizgi izledi. B planı olmadı. İçi başka, dışı başka olmadı. Yüreğinde ne varsa, ağzında o oldu. Siyasî tercihini sadece vatandaşlık hakkıyla açıkladı. Bunu kardeşliğe, uhuvvete, birlik ve beraberliğe, ittihad ve tesanüde zarar verici kılmadı. Bütün Müslümanların, farklılıklarıyla beraber kardeş olduğunu hep savundu ve hep kardeşliğe çağırdı.

Yeni Asya kırk sekiz yıldır bu prensiplerle yaşadı. İnşallah nice kırk sekiz yıllar bu prensiplerle yaşayacaktır. Yolun açık olsun Yeni Asya’m. Mert gazetem!

Günün Duâsı

Ey tövbeleri kabul eden! Ey günahları bağışlayan! Ey kusurları affeden Allah’ım! Kusurumu affet! Günahımı bağışla! Tövbemi kabul buyur! Bizi emanette emin kıl! Âmin.

Dipnotlar: 

1- Lem’alar, s. 392.

2- Lem’alar, s. 390.

3- Lem’alar, s. 390.

Okunma Sayısı: 1453
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman KOÇAK

    21.2.2018 09:07:02

    Yeni Asya hep sivil kaldı, sivil kalacak.Hep demokrat oldu, hep demokrat olacak.Hep doğruluktan şaşmadı, sonsuza kadar doğru kalacak.Hep istişare ile başladı, hep istişare ile devam edecek...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı