"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adaletin tahakkuk edeceği bir gün gelecek

Süleyman KÖSMENE
09 Mayıs 2018, Çarşamba
Recep Bey: “Arafta olmak ne demektir? Kimler Arafta bulunacaktır?”

MAHKEME-İ KÜBRA KURULACAK  

Kıyamet Gününde bütün insanlar ve bütün cinler Haşir Meydanında Allah’ın emriyle ve izniyle toplanacaklar. Akıllısıyla, delisiyle, kâfiriyle, Müslümanıyla, zâlimiyle, mazlûmuyla.

Mahkeme-i Kübrâ’nın kurulacağı, haşir ve neşir için hazırlanan büyük meydanda.

Öyle ya; dünyadan, zalim izzetinde, mazlûm zilletinde kalarak göçüp gidiyor çoğu zaman. Zalimin zillet içinde, mazlûmun da izzet içinde haşredilip neşredileceği, mahkeme edileceği, hesap sorulacağı ve mutlak adaletin tahakkuk edeceği bir gün gelecek, bir meydan Allah’ın emriyle ve iradesiyle açılacaktır.1

A’râf, Kur’ân’da A’râf Sûresi’nde geçen bir tabirdir. Bu sûrede “A’râf” hakkında bilgi verildiğinden sûreye de ad olmuştur. A’râf, Cennet ile Cehennem arasında bulunan yüksek kısımların, burçların, tepelerin ve surların yüksek yerleridir.

Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“İki taraf (Cennet ile Cehennem) arasında bir perde vardır; (burada) A’râf üzerinde her iki tarafı da simalarından tanıyan adamlar vardır. Cennetliklere: “Size selâm olsun!” derler. Bunlar henüz Cennete girmeyen, fakat orayı uman kimselerdir. Gözleri Cehennemlikler üzerine çevrilince de: “Rabbimiz! Bizi zalimlerle beraber bulundurma!” derler. A’râf ehli, simalarından tanıdıkları (Cehennemdeki) bir takım adamlara derler ki: “Ne çokluğunuz ve ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir fayda sağlamadı. Allah’ın kendilerine hiçbir fayda erdirmeyeceğine dair yemin ettiğiniz kimseler bunlar mı?” (Sonra Cennet ehline dönerek): “Girin Cennete! Artık size ne korku, ne de hüzün yoktur!” (derler.)”2

ARAF’TA KİMLER VARDIR?  

“A’râf” tabirini müteşâbih kabul etmek ve işin hakikatini Allah’ın ilmine ve takdirine bırakmak daha doğru olacaktır. Çünkü A’râf ehlinin kimler olacağı hususunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Yukarıda zik- rettiğimiz âyetlerde de A’râf ehlinin kimler olacağı açıklanmamıştır. Sadece Arâf’ın varlığı kesindir ve Cennetle Cehennem arasında bir mevki olduğunda şüphe yoktur.

Bununla beraber, Araf ehlinin şu sınıflardan teşekkül edeceği rivayet edilir:

1- İyi ve kötü amelleri eşit olan mü’minler,

2- Hiçbir peygamberin tebliğini duymamış kimseler,

3- Müşrik ve kâfir çocukları,

4- Dünyada hiç teklifle muhatap olmamış mecnunlar ve deliler,

5- Kalbinde Allah’a iman ve marifet bulunmayan, ama inkâr da etmemiş olanlar; ibadeti olmadığı gibi, isyanı da bulunmayanlar; sevapları da, günahları da olmayan veya eşit olanlar.

ARAFTAKİLER EHL-İ NECAT MIDIR?  

Ahirette Cennet ile Cehennem’den başka bir makam yoktur.

İmam-ı Gazâlî’ye göre A’râf ehli, ehl-i necâttır; Cehennem azabından kurtulmuşlardır; bu kimseler bir müddet burada tutulacaklar, nihayet Cenâb-ı Hak inşaallah onları da Cennet’ine alacaktır.3 Bediüzzaman da kâfir çocuklarının ehl-i necat olduğunu söylemiştir.4

Âyet ve hadislerde, ehl-i Cehennemin bir kısmının da günahları kadar azap gördükten sonra Cehennem’den çıkarılacağı ve Cennet’e girecekleri müjdelenmiştir. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) Cehennemden çıkıp Cennet’e gireceklerin en sonuncusunun hallerini şöyle beyan eder: Bu adam emekleyerek Cehennem’den çıkar. Allah, bu kimseye: “Git Cennet’e gir!” buyurur. Adam Cennet’e varır, ama Cennet’i dolu görür. Bunun üzerine: “Yâ Rabbi! Cennet’i dolu gördüm!” der. Cenâb-ı Hak: “Cennet’e gir! Sana dünyanın on mislisi kadar Cennet vardır!” der. O kul şaşırır, hayretinden: “Yâ Rabbi! Sen âlemlerin Melik’i olduğun halde bana gülüyor musun?” der.

İbn-i Mes’ut der ki: “And olsun ki ben Allah Resûlünün (asm) bunu anlattıktan sonra azı dişleri görününceye kadar güldüğünü gördüm. Şöyle diyordu: ‘İşte bu, Cennet ehlinin makamca en düşük olanıdır!’”5

Cehennemden en son çıkan birisine, dünyanın on katı büyüklüğünde bir Cennet verileceği müjdelendiğine göre; hiç Cehennem’e girmemiş ve Allah’ın gazabına uğramamış A’râf ehlinin inşallah öncelikli olarak, ehl-i Cennet olduklarını Allah’ın rahmetinden umarız.

Dipnotlar:

1- Sözler, 54. 

2- A’râf Sûresi, 7/46,47,48,49.

3- İhyâ, 4/57. 

4- Emirdağ Lâhikası, (17. Mektup) s. 84. 

5- R. Sâlihîn, 1881.

***

Günün Duâsı

Allah’ım! Narından koru! Ateşinden koru! Cehenneminden koru! Kahrından koru! Gazabından koru! Şerlerden koru! Ahirzaman ve Deccal fitnesinden koru! Dünyanın ve kabrin afatından koru! Her işimizde rahmetini yar eyle! Âmin.

Etiketler: kur'an
Okunma Sayısı: 7254
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı