"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ahirette sevenler nasıl buluşacak?

Süleyman KÖSMENE
05 Ağustos 2020, Çarşamba
Ahmet Bey: “1- Adam veya eşi Cehennem’de, kendi Cennet’te ise nasıl buluşacaklar? 2- İslâm aile hayatında kocanın meşrû sözünü tutmayan eş ile geçici süre yatak ayırma var mıdır? Varsa bunun süresi ne kadardır? 3- Allah abes iş yapmaz, her işi hikmetle yapar. Domuzun her şeyi haram olduğuna göre bunun yaratılması abes olmuş olmuyor mu? Çünkü hiçbir şeyi kullanılmıyor.”

Kişi Sevdiğiyle Beraberdir

Peygamber Efendimiz (asm) “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” 1 buyuruyor. Âhirette bu beraberliğe engel en büyük badirenin Cehennem olduğu doğrudur. Cennete giden sevenler orada inşallah buluşacaklardır.

Mü’minlerin Cehennem’e gitseler de, nihayetinde cezalarını çektikten sonra, Allah’ın rahmetiyle, lütfuyla ve mağfiretiyle bağışlanıp Cennet’e gidecekleri konusunda müjdeler vardır. Sevdikleri Cehennem’e düşmüş sevenlerin buluşmaları böyle bir aftan ve mağfiretten sonra yine Cennet’te olacağı Allah’ın rahmetinden umulur.

Bu hususta bize düşen kalbimizden imanı, dilimizden duâyı, elimizden salih ameli, gönlümüzden tövbeyi, malımızdan infakı, ahlâ- kımızdan bakiyatüssalihat olan uhrevî, bakî, ahlâkî değerleri eksik etmemek ve mümkün mertebe ziyadeleştirmektir. Âhirete hazırlanmayı ihmal etmemektir. Üç günlük dünyevî gelecek için uykularımız kaçıyor; ama ebedî ahiret yurdu deyince işi savsaklıyorsak gidişatımızı gözden geçirmeliyiz. İşin şakası yoktur.

Elimizden geleni, mümkün olanı samimice yapmak, geri kalanı Allah’ın rahmetinden ummakla inşallah ahirette hicran yaşamayız.

Güler Yüz Veren, Güler Yüz Alır

Aile içi ilişkilerde inatlaşmak, dediğim dedik olsun demek ve ceza vermek yerine iyilik yapmak ve nazik davranmak sünnettir. Bu sünneti zor zamanda, karşılıklı tarafların inatlaştığı zamanlarda uygulamak daha da önem taşır. Kadın naşize olmadıkça yatak ayırmak gibi bir ceza meşrû olmaz.

Öte yandan insan ilişkilerinde verici olmak, alıcı olmaktan, yapıcı olmak, yıkıcı olmaktan daha üstündür ve sünnettir.

İyilik veren, iyilik alır. Nezaket veren, nezaket alır. Saygı veren, saygı alır. Sevgi veren, sevgi alır. Güler yüz veren, güler yüz alır. İnat veren, inat alır. Asık surat veren, asık surat alır. Öfke veren, öfke alır.

Öfke vermekle sevgi alınmaz. İnat vermekle nezaket alınmaz. Asık surat vermekle güler yüz alınmaz.

Son söz Peygamber Efendimizindir (asm): “Allah’a iman eden bir koca, Allah’a iman eden karısından nefret etmez. Onun bir tabiatını beğenmezse, diğerinden hoşlanır.” 2

Tabiatta Eko-Sistem Vardır

Her meseleyi bizim yememiz ve menfaatimiz açısından düşünürsek hiçbir şeyin hikmetini bilemeyiz ve kavrayamayız. Tabiatta bizim hikmetini bilmediğimiz, etini yemediğimiz, faydasını görmediğimiz o kadar çok şey yaratılmıştır ki… Domuz bunlardan sadece bir tanesidir. Her şey bizim bilgimize ve menfaatimize münhasır değildir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “Hâlık’ın ef’ali sana nazır değildir; ancak O’na bakar. Kâinatı senin hendesen üzerine yapmış değildir. Ve seni hilkat-i âlemde şahit tutmamıştır.” 3

Bununla beraber, tabiatın ekolojik dengesinde domuzun da yeri büyüktür. Domuzun temizlediği öyle pislikler vardır ki, bu pislikler eğer yerinde kalsaydı bunların sebep olduğu en- feksiyonlar insan sağlığını tehdit edecekti. 

Havanın kartalları ve sinekleri, karanın vahşî ve yırtıcı hayvanları, denizlerin et yiyici balıkları ve bilmediğimiz nice hayvanlar birer temizlik ve sıhhiye memuru olarak vazife yaptıkları gibi, domuzların da aynı vazifede maharetle çalıştıkları söylenebilir. Keza domuzlar aslan, kaplan, çıta gibi vahşî kedi türlerinin, kurtlar, büyük sürüngenler ve timsahlar gibi nice yırtıcının av ve besin kaynağıdır.

Keza domuzlar çok iyi toprak karıştırıcısıdırlar. Ormanların çiftçisidirler. Toprağı karıştırarak toprağın yenilenmesine ve farklı minerallerin ortaya çıkmasına, çeşitli ağaç ve meyve tohumlarının ormana yayılmasına ve ekilmesine sebep olurlar.

Dolayısıyla domuzu yaratmak abes değildir ve ekosistem için gereklidir. Fakat domuz eti haram kılındığı için domuz etini yemek abestir ve haramdır.

Dipnotlar:

1- Buhârî, Edeb, 96; Müslîm, Birr, 165. 

2- Taç, 2/928. 3- Mesnevî-i Nuriye, s. 124.

Okunma Sayısı: 4413
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı