"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Allah’tan kork, doğru sözlü ol!

Süleyman KÖSMENE
19 Ocak 2019, Cumartesi
Eyüp Bey: “Adetler nasıl adap olur?”

SÜNNET-İ SENİYYE ÖLÇÜSÜ   

Sıradan davranışlarımız, Sünnet-i Seniyyeye uygun yaptığımız takdirde adaptan, yani adab-ı muaşeretten; rastgele yaptığımız takdirde ise adettendirler. Her adap, bize sevap kazandıran bir sevap makinesi hükmündedir. Çünkü Sünnet-i Seniyyedendir. Âdetlerimiz ise, adet kaldıkça, Sünnet-i Seniyye nurundan ve feyzinden mahrumdurlar. Bir davranışı adetten adap haline getiren sır, Sünnet-i Seniyye nurudur.

Adına kısaca “görgü” de denen “âdâb-ı muaşeret”, sınırları vahiy tarafından tesbit edilen davranış kurallarından ibarettir. Başka bir ifadeyle, Allah’ın râzı olabileceği ölçülerde davranış sergilemektir. Davranışlarımızda Allah’ın razı olabileceği ölçüleri ise Sünnet-i Seniyyeden alıyoruz. Bu durumda âdâb-ı muaşeret için, Sünnet-i Seniyyeye uygun davranışlar şeklinde bir tarif getirmemiz de mümkün. Böyle olunca Sünnet-i Seniyyeye uymayan veya Sünnet-i Seniyyeden alınmayan davranışlara ne âdâb, ne de görgü diyemeyiz. Başka bir ifâdeyle “Güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilen” Allah Resûlü (asm), âdâb-ı muâşeret olarak nitelediğimiz “güzel davranışlar” serisinin tamamını ya bizzat göstermiş, ya da bize ışık tutacak temel ölçüler koymuştur. “Beni Rabbim edeplendirdi! Edebimi ne güzel yaptı!”1 buyuran Allah Resûlü’nün (asm) tasvip etmediği davranışları ise “güzel davranışlar” silsilesinde zikretmemiz mümkün değildir. Böyle olunca da meselâ bir meselede Allah’ın merhametinden fazla merhamet göstermeye çalışmayı “âdâb-ı muâşeret”ten sayamayız.

NEREDE OLURSAN OL, TAKVA ÜZERE OL!  

Hazret-i Muâz (ra) anlatıyor: “Allah Resûlü (asm) bana şöyle tavsiyede bulundu: ”Ya Muâz! Allah’tan kork! Doğru sözlü ol! Verdiğin sözde dur! Emânete riâyet et! Hıyânet etme! Komşu hakkını koru! Öksüze merhamet et! Tatlı sözlü ol! Herkese selâm ver! Amelini güzel yap! Emelini kısa tut! Uzun emellerden vaz geç! Îmanını koru! Kur’ân’ı anla! Âhireti sev!

Hesabı düşün! Herkese şefkat kanatlarını ger! İlim ve hikmet sahiplerine kötü söz söyleme! Doğruyu yalanlama! Günahkâra itaat etme! Âdil devlet başkanına isyan etme! Yeryüzünde bozgunculuk çıkarma! Nerede olursan ol; takvâ üzere ol ve Allah’tan kork! Her günahın akabinde tevbe et! Gizli günah işledinse gizli; açık günah işledinse açık tevbe et!” 2

Sa’d b. Hişam (ra) anlatıyor: Bir gün Hazret-i Âişe’nin (ra) huzuruna girdim ve Resûl-i Ekrem’in (asm) ahlâkından sordum. Bana:

“Kur’ân okumuyor musun?” dedi.

“Evet; okuyorum!” dedim.

“Resûlullah’ın (asm) ahlâkı Kur’ân’dan ibarettir!” dedi. 3

Kur’ân Allah’ın Edep Sofrasıdır;

Kur’ân-ı Mu’ciz’ül-Beyan, Resûl-i Ekrem’in (asm) büyük bir ahlâk üzere olduğunu 4; ümmetine düşkün ve merhametli bulunduğunu 5; Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için Resûlullah’ın (asm) en güzel bir örnek teşkil ettiğini 6; Allah’ı sevenin, bu sevgisini ancak Resûlullah’a (asm) ittiba ile gösterebileceğini 7 beyan eder ve Mü’minleri Allah’a ve Allah’ın Resûlüne (asm) itaat etmeye çağırır.

Abdullah b. Mesud’un rivayet ettiği bir hadis-i şerife göre ise; Kur’ân, Allah’ın edep sofrasıdır; Mü’minler güçlerinin yettiğince Allah’ın edep sofrasından bilgi ve hikmet toplamalıdır.

Bu durumda bir Müslümanın, davranışlarını Allah’ın razı olabileceği ölçülere göre tanzim etmesi, yani gücünün yettiğince Sünnet-i Seniyyeyi yaşaması en öncelikli görevleri arasındadır. Sünnet-i Seniyye dediğimiz davranış örnekleri, bir Müslüman için âdâb-ı muaşeretten başka bir şey değildir. Ya da bir Müslüman’ın âdâb-ı muaşereti, Sünnet-i Seniyyeden başka bir şey değildir.

Bediüzzaman Hazretleri’nin ifadesiyle, Müslüman’ın sıradan âdetlerini ibadete çevirmesinin yolu ise, Sünnet-i Seniyyeye katıksız uymaktan geçiyor. 8

GÜNÜN DUÂSI

Allah’ım! Bizi adab-ı İslâmiye ile müeddep kıl! Sünnet-i Seniyye ile müzeyyen kıl! Adab-ı muaşeret ile güzelleştir! Adetlerimizi adaba ve ibadete çevir! Kusurlarımızı ört! Âmin.

Dipnotlar:

1- Keşf’ul-Hafâ,1:70. 2- Beyhakî, Şuâb’ul-Îman. 3- Müslim, Salâtü’l-Misâfirîn, 139. 4- Kalem Sûresi, Âyet: 4. 5- Tevbe Sûresi, Âyet: 128. 6- Ahzâb Sûresi, Âyet: 21. 7- Âl-i İmran Sûresi, Âyet: 31. 8- Bedîüzzaman, Lem’alar, 58. 

Okunma Sayısı: 2814
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı