"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Allah’tan razı mıyız? - 1

Süleyman KÖSMENE
08 Haziran 2018, Cuma
Recep Bey: “Hz. Ebu Bekir ile ilgili bir rivayet var. Allah soruyor ‘Ebu Bekir benden razı mı?’ diye… Bu sahih midir? Allah’tan razı olmak ne demektir? Kul Allah’tan neden razı olmasın ki? Haddine mi düşmüş? Önemli olan, Allah’ın bizden razı olması değil mi? Risalelerde bu nasıl geçiyor?”

ALLAH’IN SINIRSIZ HUKUKU     

Evet; esas olan, Allah’ın bizden razı olmasıdır. Çünkü üzerimizde Allah’ın sınırsız hakkı ve hukuku vardır.

Bize gelince… Bizim kul olarak Allah’tan razı olmamak gibi bir seçeneğimiz olabilir mi? Allah’ın sayısız nimetlerinde yüzerken… Zimmetimizde sınırsız şükür borcu varken… Sınırsız nimetler için teşekkür etmeye, sınırlı dilimiz ve ömrümüz yetmezken… Günahımıza ve isyanımıza bakmadan Allah sınırsız biçimde vermeye devam ederken…

Allah’tan razı olmayı veya olmamayı tartışmak mı? Estağfirullah! Ne haddimize?

Böyle düşünebiliriz. Eyvallah!

Ama unutmayalım: Böyle düşünen bizim kalbimizdir, vicdanımızdır.

NEFSİMİZ ALLAH’A KULLUKTAN KAÇIYOR!  

Ya o içimizdeki vahşi canavarımız nefsimizle de bu meselede hemfikir miyiz?

O yola gelmezimiz, o ıslah olmazımız kısmetine razı mıdır? İmtihanına razı mıdır? Mukadderatın kendisine biçtiği zorluklara ve musîbetlere razı mıdır? Allah’ın rabliğine, dinine, kitabına, peygamberine razı mıdır?

Şükredici midir, isyan edici midir? İtaat edici midir, günaha dalıcı mıdır?

Sıkıntı burada!

Nefisten haddi aşan isyanlar, ölçüsüz itirazlar, cerbezeci sualler yükseliyor mu, yükselmiyor mu? Maalesef nefsimiz Allah’a kulluktan kaçıyor. Üstelik bazen bir yargıç, bazen bir avukat kesiliyor. Herkesi yargıladığı gibi, maazallah, Allah’ı da yargılıyor. Hakkına rıza göstermiyor. Kısmetine memnun olmuyor. Rahmeti ittiham ediyor, rububiyeti incitiyor!

RIZA BİR KULLUK ÖLÇÜSÜDÜR 

“Allah’tan razı olmak” fiilî, bir kulluk ölçüsüdür. Bakalım kulluğunun derecesi nedir?

Eğer hoşlanmayacağı her türlü tecelliye rağmen, Allah’a teslimiyetini bozmuyor, Allah’tan ümidini kesmiyor, Allah’tan hayır umuyor, sabrını eksik tutmuyor, şükrünü unutmuyor, Allah’a isyan etmiyorsa, bu kul Allah’tan razı demektir!

Nitekim Kur’ân demiyor mu: “Umulur ki hoşlanmadığınız bir şeyde sizin için hayır vardır.”1

İşte Allah’tan razı olan, hoşlanmadığı bir tecelliden hayır umar, Allah’a küsmez.

Allah’tan razı olmayan bir kul ise, hoşlanmadığı bir tecelli karşısında, derhal Allah ile hesaplaşma noktasına geliverir.

“Neden ben?” “Ne günahım vardı?” “Bu bana reva mıdır? “Düştüğüm şu hale bakın!” “Ben düşecek adam mıyım?” “Olmaz böyle bir şey!”  “Rahmet bunun neresinde?” “Allah kulunu sevmiyor mu?” “Benden daha çok hak eden nice insan var!” Bu ve buna benzer sitayişler, isyan ifadeleridir, itaatsizlik göstergesidir, kadere kırgınlık sözleridir, Allah’ın takdirinden, tecellisinden ve rububiyetinden razı olmama söylemleridir.

KISMETİNE RAZI OL Kİ RAHAT EDESİN  

Kadere rıza konusunda Bediüzzaman’da elbette çok örnekler mevcuttur.

İşte sadece bir kaçı:

“Nefis daima ıztıraplar, kalaklar içinde evhamdan kurtulup tevekküle yanaşmıyor. hükm-ü kadere razı olmuyor.”2 “Her şey kaderle takdir edilmiştir, kısmetine razı ol ki, rahat edesin.”3 “Kısmetinize razı olunuz ve kanaat ediniz.”4 “Senin lâtifelerin içinde öyle bir lâtife var ki, ebedden ve Ebedî Zattan başkasına razı olamaz. Ondan başkasına teveccüh edemiyor.”5

“Madem O’nun rububiyetine razıyız; o rububiyeti noktasında verdiği şeye rıza lâzım. Kaza ve kaderine itirazı işmam eder bir tarzda ah, of edip şekva etmek, bir nevi kaderi tenkittir, rahîmiyetini ithamdır. Kaderi tenkit eden, başını örse vurur, kırar. Rahmeti itham eden, rahmetten mahrum kalır.”6

“Eğer aklın varsa kanaate alış ve rızaya çalış. Tahammül etmezsen, “Ya Sabur” de, ve sabır iste, hakkına razı ol, teşekkî etme. Kimden kime şekvâ ettiğini bil, sus. Her halde şekva etmek istersen, nefsini Cenâb-ı Hakk’a şekva et; çünkü kusur ondadır.”7

Yarın inşallah devam edelim.

GÜNÜN DUÂSI

Allah’ım! Ben, Senden başka ilah olmadığına, Senin birliğine ve eşin, ortağın, benzerin, zıttın olmadığına şahitlik ederim. Yine şahitlik ederim ki Muhammed (asm) Senin kulun ve Rasûlündür. Rab olarak Senden razıyım. Peygamber olarak Hz. Muhammed’den (asm) razıyım. Din olarak İslâm’dan razıyım. Sen de benden razı ol! Senin rızanı inciten amelden beni koru! Âmin.

Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi: 216. 2- Mesnevî-i Nuriye, s. 104.  3- Mesnevî-i Nuriye, s. 110.  4- Lem’alar, s. 204. 5- Lem’alar, s. 118. 6- Lem’alar, s. 18. 7- Mektubat, s. 277.

Okunma Sayısı: 8236
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı