KUR’ÂN TESETTÜRÜ EMREDİYOR
Peygamber Efendimiz (asm) giyimde ölçümüzü bin dört yüz sene önce koymuştur. Bu asırda da aynı ölçüler geçerlidir. Bu ölçüler ar damarımıza uygun, haya duygumuza muvafıktır. Kur’ân giyimde tesettürü emrediyor1: “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar.”2
Dış örtünün ölçülerini Peygamber Efendimiz (asm) şöyle belirliyor:
1-Bütün bedeni örtmeli. Medeniyet ise tesettürü ciddiye almıyor, insanları idlal ediyor.
2-Giyim ve kıyafetimiz inanç değerlerimizi ve kimliğimizi ifade etmeli, ancak bize gurur ve kibir vermemelidir. Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor ki:
“Mü’minin izarı dizine kadar uzanmalıdır. Dizi ile topuklar arasında olmasının da bir günahı yok. Ama topuktan aşağı inen kısım ateştedir. Kim gururla izarını (yerde) sürürse Allah ona rahmet nazarı ile bakmaz.”3
Bu hadiste gurur alameti olarak zikredilen husus elbisenin güzelliği değildir. Yerde sürünmesidir. Yerde sürünen elbiseye necaset bulaşır. Bu elbise ile namaz kılınmaz. Namaz kılmaktan alıkoyan elbise kibir elbisesidir. Hıristiyanların başa giydikleri foter ve siperli şapka ile bele bağladıkları zünnar da böyledir. Şapka secdeden, zünnar rükûdan alı koyar.
VARLIĞINA UYGUN GİYİNMEK SÜNNETTİR
Ancak gurur ve kibir niyetiyle olmayıp, kendi değerine uygun güzel giyinen birisi, tesettüre de uygunsa günahkâr olmaz.
3-Hiç şüphesiz güzellik kişiye göre değişir. Renkler ve zevkler bir değildir.
İsraf olmamak şartıyla giyim ve kuşamın kişilik değerlerimizi ifade etmesini Peygamber Efendimiz (asm) de tavsiye etmiştir. Zengin birisine pejmurde bir kıyafeti yakışır bulmamıştır.
Ebu’l-Ahvas babasından naklediyor:
Resulullah’ın huzuruna girdim. Elbisemi pejmurde görünce bana:
“Malın var mı?” buyurdu. Ben:
“Allah bana her türlü mal verdi.” deyince, bana:
“Öyleyse Allah’ın verdiği nimetin eseri üzerinde görünsün.” Buyurdu.4
İnce Olmamalı
4-Tenini gösterecek ve vasfedecek derecede ince olmamalı.
Esma Bintu Ebi Bekr (ra), üzerinde ince bir elbise olduğu halde Resulullah (asm)’ın huzuruna girmişti. Resulullah Efendimiz (asm), derhal yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu:
“Ey Esma! Kadın hayız yaşına girdi mi ondan sadece şunun ve şunun dışında hiçbir yerinin görünmesi caiz değildir!” dedi ve yüzü ile ellerini işaret etti.5
GİYİNMİŞ ÇIPLAKLIK
5-İnce, dar, bedenin ayrıntılarını gösteren veya belli eden kıyafetler giymek haramdır. Böyle kıyafetler Cehennemle eş tutulmuştur. Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:
“Cehennem ehlinden iki sınıf var ki, onlara bir daha bakamadım: Biri, beraberlerinde sığırkuyrukları gibi kamçılar var. Bu kamçılarla insanları dövüyorlar. Diğer sınıf da, giyinmiş çıplak, kendilerine meylettiren ve meyleden, başları Horasan develerinin hörgüçleri gibi çıkıntılı yapılmış kadınlardır. Bunlar Cennet’e giremezler. Cennet’in kokusunu da duyamazlar. Hâlbuki Cennet’in kokusu şu ve şu kadar mesafeden bile duyulur.”6
Bunlardan birincisi mazlumları ezen, insanları dövüp haklarını gasp eden ve onları mağdur eden zalimlerdir.
İkincisi ise, asrımızda ortaya çıkan mucizevi bir uyarıdır. Asrımızda ar damarımızı yırtan giyim modelleri insanları adım adım Cennet’ten uzaklaştırıyor. Moda denen berbat tuzak adeta Müslüman kimliğimizle alay ediyor. Ne ar kaygısı var, ne haya!
Bu girdaptan taklidi imanla değil, ancak iman-ı tahkiki ile çıkabiliriz. Cehennemi bize yakın eden bu cüretkârlıktan Allah’a sığınmalıyız.
Hadiste geçen Cennete giremezler uyarısını kıran tek amelin tövbe olduğunu; tövbe eden, günahkâr modaya iltifat etmeyen ve giyimde ar damarını ciddiye alan kadının da inşallah ehl-i necat olacağını ifade edelim.
Dipnotlar:
1 -Lem’alar, s. 453 2 -Ahzab Suresi: 59 3 -Muvatta, Libas 12, (2, 914, 915); Ebu Davud, Libas 30, (4093); İbnu Mace, Libas 7, (3573) 4 -Nesai, Ziynet, 83 5 -Ebu Davud, Libas, 34, (41 6- Müslim, Libas, 125; Cennet, 52