"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bâkî değerleri mâsivaya satmamalı

Süleyman KÖSMENE
06 Aralık 2018, Perşembe
Necdet Atıcı: “Risalelerde geçen kalbin batnının Allah’a ait olduğu ve buraya başka şey sokulmaması gerektiği husûsunu siyaset bağlamında biraz açar mısınız? Sakıncaları nelerdir?”

DEFTERDEN SİLİNMEDEN

Bediüzzaman “Batın-ı kalp ayine-i Sameddir ve O’na mahsustur”1 der. Kalbe ya doğrudan Allah sevgisi, ya da Allah için olan sevgiler girmelidir. Başka sevgiler girmemelidir. Başka sevgiler kalbe malayanidir, boş ve aldatıcı işlerdir.

Siyaset konusunda akıl yanılır, kalp de aklın doğru saydığı yanlışa âşık olursa… İşte o zaman kalp de elden gider, akıl da, uhuvvet de, ihlâs da, meslek de, meşrep de, haysiyet de elden gider! Ortalık toz duman olur.

Oysa Bediüzzaman talebesini dünyaya vermek istemiyor, malayani işlerde görmek istemiyor, masivaya dalsın istemiyor, talim eylediği derin değerleri masivaya satsın istemiyor, masivanın bir zerresine gönül versin istemiyor.

Bakın Bediüzzaman ne diyor:

“Risale-i Nur’un bir talebesini tecrübe ettim. Acaba bu heyecan, şimdiki siyasete karşı ne fikirdedir diye, Boğazlar hakkında bir boşboğazlığı münasebetiyle bir iki şey sordum. Baktım, alâkadarâne ve bilerek cevap verdi. Kalben, “Yazık!” dedim. “Bu, vazife-i Nuriyede zararı olacak.” sonra şiddetle ikaz ettim. “Euzübillahimineşşaytani vessiyase” (Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım) bir düsturumuz vardır. Eğer insanlara acıyorsan, geçmiş düstur onlara merhamete liyakatini selb ediyor. Cennet adamlar istediği gibi, Cehennem de adam ister.” 2

Talebesinin Boğazlar meselesini alâka ile bilmesini istemeyen ve talebesini dünyadan kıskanan Bediüzzaman, eğer biz dünyaya daldığımızda, biz siyasete kardeşlerimizi sattığımızda, biz siyaset sevgisini Risale-i Nur meslek ve meşrebinin önüne geçirdiğimizde, biz siyaset aşkı ile vazife-i Nuriyeyi ihmal ettiğimizde eğer bize şefkat veya zecr tokadı gelmiyorsa… Bediüzzaman bizden geçmiş, bizi defterden silmiş, bizi kendi halimize bırakmış demektir!

Öte yandan tövbe kapısı açıktır. Güneş batıdan doğmadan nedametle istiğfar edene af kapısı açıktır. Ahmed Feyzi Ağabeyin asaletiyle, şahs-ı maneviye dönüp, “Beni tekrar kardeşliğe kabul edin!” demek bir Nur Talebesinin faziletine yakışan bir davranıştır.

Rabbim encamımızı hayr eylesin! Ve Üstadından ilm-i hakikat dersini alan Nur Talebelerine ihlâs, istikamet, sadâkat, muhabbet ve tesanüt ihsan eylesin! Âmin.

BEŞERDE KUVVETLER

Dr. Lazgin Demir: İşaratü’l-İ’caz’da geçen şu cümleyi izah eder misiniz: “Cinlere halife olmakla beraber, beşerde kuvve-i gadabiye ve şeheviye dahi ilâveten halk edilmiştir.” 3 Cinlerde bu kuvvetler yok mu?”

Cinlerde kuvve-i gadabiye ve kuvve-i şeheviye vardır. Bu cümleden maksat kuvve-i gadabiyenin ve kuvve-i şeheviyenin cinlerde olmadığı değil; insanlarda da bu kuvvetlerin olduğudur. Yani beşeri kimseyle kıyaslamayıp kendi içinde ele alarak, beşerin yaratılışında kuvve-i gadabiyenin ve kuvve-i şeheviyenin de bulunduğunun ifade edildiğini düşünmelidir.

Yani insanlar cinlerin üstüne halifedir ancak; bu kuvve-i gadabiye ve kuvve-i şeheviye sıfatlarının beşerde bulunmadığı manasında anlaşılmamalıdır. Bu sıfatlar cinlerde vardı ve cinler bu sıfatlarla daha önce korkunç fesat yaptılar. Melekler bunu biliyorlar. Şimdi bu sıfatlar hilâfet sıfatına ilâveten beşere de verildi. Beşer cismanî vücuda sahip olduğu için bu sıfatlarla daha ziyade fesat yapacakları ve kan dökecekleri ihtimali vardır.

Dolayısıyla bu sıfatları ifratta ve tefritte kullanmaktan kaçınmak ve itidal-ı demde, yani akl-ı selimin kontrolünde kullanmak beşerin imtihanı olmuştur.

Beşerin bunca fesadı ve kan dökücülüğü olduğu halde, Cenâb-ı Allah insanoğluna yüksek değer vermiştir. 

Bediüzzaman Hazretleri, “Sizin bilmediğinizi ben biliyorum” 4 âyetini şöyle tefsir ediyor:

“Eşya ve ahkâm, sizin malûmatınıza münhasır değildir. Adem-i ilminiz, onların vücuda gelmeyeceklerine sebep olamaz. Benim, beşerin hilkati hakkında bir hikmetim vardır. O hikmetin hatırası için, fesatlarını nazara almam” ferman etmiştir.” 5

Dipnotlar: 

1- Sözler, s. 584; Mektubat, s. 756.  2- Emirdağ Lâhikası, s. 91. 3- İşaratü’l-İ’caz, s. 409. 4- Bakara Sûresi: 30. 5- Age.

Okunma Sayısı: 1939
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı