"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Berzah âleminde ruhlar kavuşurlar mı?

Süleyman KÖSMENE
19 Haziran 2017, Pazartesi
Van’dan bayan okuyucumuz: “Berzah âleminde ruhlar kavuşup görüşürler mi?”

Muhteşem Dönüş

Kur’ân’da birçok âyet, “Ve ileyhi turceûn”1 “ve ileyke’l-masir”2 “ileyhi râciun”3 gibi dönüşün sadece Cenâb-ı Allah’a olduğunu bildiren haberlerle biter. Bu muhteşem bir dönüş haberidir. Mevlânâ’nın şeb-i ârus (sevgiliye kavuşma gecesi) olarak ifade ettiği bu muhteşem dönüşü, Bediüzzaman o güzel cümlelerine şöyle dökmüş:

“Ey insan! Fenâya, ademe, hiçliğe, zulümata, nisyana, çürümeye, dağılmaya ve kesrette boğulmaya gittiğinizi tevehhüm edip düşünmeyiniz. Siz fenâya değil, bekaya gidiyorsunuz. Ademe değil, vücud-u daimîye sevk olunuyorsunuz. Zulümata değil, âlem-i nura giriyorsunuz. Sahip ve Mâlik-i Hakikînin tarafına gidiyorsunuz. Ve Sultan-ı Ezelînin payitahtına dönüyorsunuz. Kesrette boğulmaya değil, vahdet dairesinde teneffüs edeceksiniz. Firaka değil, visale müteveccihsiniz.”4

Bu Dönüşün Manası Nedir?

Kulun Allah’a dönüşü olarak ifadesini bulan bu muhteşem yolculuk, aynı zamanda kulun Allah için olan bütün sevdiklerine kavuşmasını da ifade ediyor. Öyle ki, bu yolculuk gurbetten sılaya, hicrandan vatana, firkattan ana ocağına, hazan mevsiminden bahara, ayrılıktan vuslata, gayrılıktan bir ve beraber olmaya dönüştür.

Gurbet, firkat, hicran, hazan mevsimi, ayrılık ve gayrılık yeri dünyadır. Sıla, vatan, ana ocağı, bahar, vuslat, vahdet ve bir ve beraber oluş yeri ise ahirettir. Ölüm hangi şekilde gelirse gelsin; mü’mine vuslat getiriyor. Ahiretin bu vuslat özelliği berzah âleminde başlıyor.

Dolayısıyla birbirini Allah için sevenleri Cenâb-ı Allah daha berzah âleminde kavuşturuyor. Hicranda bırakmıyor. Ayrılık sadece dünyaya mahsus ve dünyanın bir özelliği olarak kalıyor. Dünyada birbirini sevenlerin çoğu farklı diyarlarda birbirine hasret içinde günlerini geçirebiliyor. Oysa böylesi bir ayrılık, birbirini Allah yolunda sevenler için ne berzahta, ne ahirette yoktur. Berzah ve ahiret âlemi tamamen vuslattır, vahdettir, kavuşmaktan ibarettir.

Mü’minin dünyasında ahiret kara toprak değildir. Kara toprak sadece insan bedeninin de menşei olan bir tül perdedir. Bu tül perdenin arkasında, biraz dikkat edilse vuslat gözüküyor, vahdet gözüküyor, berzahta o en muhteşem tecelli olan “kavuşma” gözüküyor.

Kişi Sevdiğiyle Beraberdir

Hz. Enes bin Malik (ra) der ki: “Biz İslâm’a girdikten sonra Hazret-i Peygamber’in (asm), “Kişi sevdiğiyle beraberdir” müjdesinden duyduğumuz sevinçten daha büyük bir sevinç duymadık.”5

Sevdiklerimizi Allah için sevdiğimizde, Cenâb-ı Hak berzahta da, ebedî âhiret hayatında da inşallah onları bize, bizi onlara ihsan edecektir. 

Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Ruhlar, öbek öbek toplanmış ordular gibidir. Birbiri ile tanışmış ve birbirlerini sevmiş salih ruhlar, orada ebedî olarak buluşurlar ve birbirlerini ebedî olarak severler.”6

Bu yüksek ve göz yaşartıcı tecelliyi Kur’ân şu âyetiyle müjdeliyor: “Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehidlerle ve salihlerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştırlar.”7

Bu âyet ve hadisteki müjdeyi Bediüzzaman kendi ifadesiyle aynen şöyle tefsir ediyor:

“Madem dünya bir misafirhanedir; vefat eden çocuk nereye gitmişse, siz de, biz de oraya gideceğiz. Ve hem bu vefat ona mahsus değil, umumî bir caddedir. Hem madem müfarakat dahi ebedî değil, ileride hem berzahta, hem Cennette görüşülecektir.”8

Bu Yüksek Müjdelerden Anladığımız:

Birbirini Allah için seven ve bu firkat dünyasından o vuslat diyarına giden anneler ve evlâtlar, ecdatlar ve torunlar, kardeşler ve ahbaplar, dostlar ve arkadaşlar o ayrılık gayrılık olmayan vahdet diyarında birdirler, beraberdirler, kavuşurlar, bilişirler, sevinirler, sevişirler ve saadetin zirvesinde buluşurlar. Ve artık ebedî olarak ayrılmazlar; inşallah bir daha firkat ve hicran yaşamazlar.

GÜNÜN DUASI

Ey nuruyla her şeyi kuşatan! Ey rahmetiyle her hicranı bitiren! Ey keremiyle her firkati sonlandıran Allah’ım! Bize Allah sevgisini ve sevdiklerimizi Allah için sevmeyi nasip et! Bizi sevdiklerimizle ebedî hicranda ve firkatte bırakma! Sevdiklerimizi gittikleri yerlerde gam ve kederden koru! Âmin.

Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi: 28, 245, 281; Yunus Sûresi: 56; Hud Sûresi: 34; Enbiya Sûresi: 35; Yasin Sûresi: 83. 2- Bakara Sûresi: 285; Âl-i İmran Sûresi: 28; Mümtehine Sûresi: 4. 3- Bakara Sûresi: 46, 156; Enbiya Sûresi: 93; Mü’minun Sûresi: 60. 4- Bediüzzaman, Mektubat, s. 223. 5- Müslim, Birr, 50. 6- Müslim, Birr, 49. 7- Nisa Sûresi: 69. 8- Mektubat, s. 132.

Okunma Sayısı: 44749
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı