"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Böyle güzel bir kâinata böyle eşsiz bir Zat (asm) lâzımdır

Süleyman KÖSMENE
20 Nisan 2015, Pazartesi

ONUN (ASM) GETİRDİĞİ NUR EŞSİZDİR

Sevgili Peygamberimizin (asm) kutlu doğumunun sene-i devriyesi faaliyetleri başladı. Peygamber Efendimizin (asm) doğum gününü yirmi yıldan fazladır Kutlu Doğum Haftası olarak ilân edip, bu haftayı çeşitli faaliyetlerle kutlayan Diyanet İşleri Başkanlığına ve camiasına tebrikler… 

Bu gün milâdî takvime göre kutlu doğumunun müjdesini iliklerimize kadar yeniden yaşadığımız Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm kendisi için yaşamamış, ümmeti için yaşamıştır.  

O (asm) bizim katımızda Allah’ın elçisi, Allah’ın katında bizim elçimizdir. O’nun (asm) bize –insan cinsi olarak- hediye ettiği nur eşsiz ve benzersizdir. Cenâb-ı Hak bize iman, hidayet, nur, tevfik, muhabbet, rahmet ve rıza yolu namına ne ihsan etmişse, O’nun (asm) eliyle ihsan etmiştir. 

ONUNLA (ASM) DÜNYANIN ŞEKLİ DEĞİŞTİ

O’nun (asm) Allah’tan alıp bize getirdiği nur ile dünyanın şekli değişmiştir. İnsan ve bütün kâinatın hakikî mahiyetleri o nur tufanı ile aydınlanmış, kendine gelmiştir. Üstad Bedîüzzaman Hazretlerine göre, O’nun (asm) getirdiği nur ile görünmüştür ki; şu kâinatın mevcudatı Allah’ın isimlerini okutan birer Samedânî mektup, birer vazifeli memur, bekaya mazhar birer kıymettar ve manidar mevcutturlar. Eğer o nur olmasa idi, varlıklar tamamıyla mutlak fenaya mahkûm, kıymetsiz, manasız, faydasız, abes, karma karışık ve tesadüf oyuncağı mahiyetinde evham karanlıkları içinde kalacaktı. İşte bu sırdandır ki, akıl sahibi bütün insanlar Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın duâsına “Âmin!” demektedirler. Yerlerden göklere kadar bütün varlıklar O’nun (asm) nuruyla iftihâr etmektedirler.1

Eğer o nur olmazsa kâinatın da, insanın da, hatta her şeyin de hiçe ineceğini beyan eden Saîd Nursî Hazretleri, böyle güzel ve eşsiz bir kâinata, böyle eşsiz bir Zatın (asm) lâzım olduğunu kaydeder. Hadisi teyit ederek, “Yoksa kâinat da, eflâk da olmamalıdır” der.2

Bedîüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, zamanın ve mekânın tek ferdi sıfatıyla Resûl-i Kibriyâ Efendimiz (asm), öyle yüksek bir namazda, insanı ve bütün mahlûkâtı mutlak fenâya düşmekten, kıymetsizlikten, faydasızlıktan, abesiyetten âlâ-yı illiyyîn olan kıymete, bekâya, Cennete, ulvî vazîfeye ve Allah’ın birer mektubu olma makamına çıkarmak için, öyle umûmî bir duâ etmektedir ki, Hazret-i Âdem’den (as) Kıyâmete kadar gelen bütün kâmil ve nûrânî insanlar kendisine uyarak, duâsına “Âmin!” demektedirler. Öyle umûmî bir ihtiyaç için duâ etmektedir ki, değil dünyâ ehli; semâvât ehli ve bütün kâinât dahî O’nun (asm) niyâzına iştirâk edip hal diliyle, “Oh! Evet, Yâ Rabbenâ ver! Duâsını kabul et! Biz de istiyoruz!” derler. Duâsına ve niyâzına bütün mevcûdât, semâvât ve hattâ arş vecde gelip, “Âmin! Allâhümme Âmin!” derler.3

O (ASM), RAHMETİN EŞSİZ FEYZİNE MAZHARDI

O’nun beşerî hayatından iki âlemin güneşi ve Tûbâ ağacı gibi Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın, feyz-i İlâhî ile sulanmış, fazl-ı Rabbânî ile tekâmül etmiş olan hakîkî çehresinin çıktığını beyan eden Bediüzzaman Hazretleri, bir zerrenin mânâ-yı harfî ile gökteki güneşin ışığına mazhar olabileceğini; binâenaleyh Peygamber Efendimizin de (asm) Rahmân-ı Rahîm’in tecellîlerine eşsiz bir şekilde mazhar bulunduğunu belirtiyor.4

Böyle bir rahmet müjdecisini, böyle bir rahmet habercisini, böyle bir rahmet Peygamberini insanlığın doğru tanıması, doğru okuması ve doğru kavraması bir zorunluluk idi.

Kutlu doğum faaliyetleri inşallah O’nu doğru tanımaya vesile olacaktır.

Bu vesileyle; Rahmet Peygamberi Hazret-i Muhammed’in (asm) kutlu doğumunu tebrik eder, Rabb-i Rahîm’in ona indirdiği yüksek nurun ve rahmetin ışığıyla bütün insanlığı kuşatmasını, Rabb-i Rahîm’den niyaz ederim. 

TAZİYE: Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz’ün kayınvalidesi ve muhtereme eşi Yasemin Güleçyüz’ün validesi salihat-ı nisvandan Nezahat Yavuztürk’e Cenâb-ı Allah’tan rahmet; kederli ailesine ve Güleçyüz ailesine sabr-ı cemil niyaz eder, taziyetlerimi sunarım. 

İnna lillah ve inna ileyhi raciun.

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 71.
2- Sözler, s. 215.
3- Sözler, s. 70, 218.
4- Mesnevî-i Nûriye, s. 74.

Okunma Sayısı: 4307
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı