"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cennet için mi, emir için mi?

Süleyman KÖSMENE
12 Mart 2019, Salı
Faruk Demir: “İbadetlerimizi yaparken Cennet hayatını düşünmemiz ibadetlerimizin sevap derecesini zedeler mi?”

Cennet Allah’ın Dilerse Lütfudur

Cennet, dünya aksamından değil, ahiret yurdunun bir cüz’üdür. Ahirete iman da imanın şartlarındandır. O halde Cennet ve Cennet’i ummak imanî bir meseledir. İbadet yapmak da imanî bir meseledir. İmanı olmayan ne ibadet yapar, ne Cennet umar! Dolayısıyla ibadetlerimizi yaparken Cennet hayatını düşünmemiz ibadetlerimizin sevap derecesini düşürmez, ibadetlerimizin ihlâsını da bozmaz.

Ancak şu hususları dikkate almak önemlidir:

I- Kur’ân, “Ey insanlar! Rabbinize ibâdet ediniz!” emriyle insanları ibâdete dâvet ediyor. Bu çağrıya hal diliyle, “Ne için ibâdet yapalım?” diye sorulan soruyu, yine Kur’ân-ı Kerîm: “Çünkü sizi yaratan Rabbinizdir” diye cevaplandırıyor. 1  Böylece bizzat Kur’ân, Rabbimizin bizi yaratmış olmasını Rabbimize ibadet yapmamız için yeterli sebep sayıyor. Âyetin sonundaki, “Böylece takvâya erişmeniz mümkün olur.” cümlesi ise, ibâdetimiz için bir netice bildiriyor. Bu âyete göre ibâdetimizin neticesi, takvâya erişmektir. Cennete ulaşmak veya âhiretteki tükenmez nimetlere kavuşmak ise Allah’ın dilerse lütfudur.

İbadet Varılacak Gayedir

II- Yukarıdaki âyetin tefsîrini yapan Üstad Bediüzzaman Hazretleri, âyette “takvâ”nın ibâdete yeterli bir hedef olarak gösterilmesi üzerinde önemle durur. Bediüzzaman’a göre, âyetten anlıyoruz ki, ibâdet ancak ihlâs ile ibâdettir. İbâdet, başka bir şeye (Meselâ dünyaya olmadığı gibi, Cennete ve âhiret saadetine dahî) vesîle olması gayesiyle yapılmaz.

İbadet vesile değil; varılacak gâyedir. İbâdet maksûd-u bizzattır, yani yaratılışımızın ulaşmamız gereken tek maksadıdır. İbâdeti, kendisiyle bir şeye ulaşmak niyetiyle yapmıyoruz. İbâdeti sevap kazanmak ve azaptan sakınmak için yapmıyoruz. İbâdeti, yaratılışımızın bir gâyesi olduğu için yapıyoruz, ulaşmamız gereken bir maksat olduğu için yapıyoruz. 2 İbâdeti yaptığımız zaman, yaratılış maksadımıza ulaştığımız için içimizde bir huzur ve rahatlık hissetmemiz bundandır.

Çünkü biz, ibadet edelim diye yaratılmışız! Bu gayemizi, şu ayet de çok net açıklar: “Ben cinleri ve insanları Bana ibadet yapsınlar diye yarattım.” 3

Biz Ücretimizi Almışız

III- Bediüzzaman Hazretleri ibâdetin, gelecek mükâfâtların bir ön adımı değil; geçmiş nimetlerin bir neticesi olduğunu bildiriyor. Öyle ki, Bediüzzaman’a göre, biz ücretimizi önceden almışız. Öyleyse bu gün, bundan önce aldığımız ücreti hak etmek için, hizmetle ve ibâdetle mükellefiz.

Bundan önce aldığımız ücretleri Bediüzzaman şöyle sıralar: 4

1- Yokluktan, varlık alanına çıkışımız başlı başına bir peşin ücrettir.

2- Bize iştihalı bir mîde veren Cenab-ı Hakk’ın, Rezzâk ismiyle dünyayı bir nimet sofrası biçiminde donatması ve bütün nimetleri önümüze dizmesi ikinci bir büyük peşin ücrettir.

3- Cenab-ı Hakk’ın, bize gayet duyarlı bir hayat vermesi ve önümüze de dünya kadar geniş bir istifade sahası açması bir başka peşin ücrettir.

4- Cenab-ı Hakk’ın, bizi insan kılması, bize akıl vermesi ve dünya ve âhiret dairesini hikmet yönüyle aklın önüne sermesi bir başka peşin ücrettir.

5- Cenab-ı Hakk’ın, “insaniyet-i kübrâ” olan İslâmiyet’i ve îmânı bize vermesi ve bizi Müslüman kılması, böylece Allah’ın isimlerini ve mukaddes sıfatlarını da içine alan geniş bir nimet, saadet ve lezzet sofrası bize açmış olması bir diğer peşin ücrettir.

6- Cenab-ı Hakk’ın, imanın bir nuru olan muhabbeti bize vererek, kalbimizin önüne sonsuz bir nimet, saadet ve lezzet sahası açmış olması bir başka peşin ücrettir.

Bütün bu nimetleri biz almışız! Buna karşılık, yalnız “ibâdet” gibi lezzetli ve onurlu bir hizmetle mükellef tutulmuşuz!

Öyleyse sırf Allah’ın emrine itaat etmek niyetiyle ibâdetimizi yaparız. Cenneti ise ibâdetimizin karşılığı olarak değil, Cenab-ı Hakk’ın fazlından, lütfundan ve merhametinden bekleriz ve umarız.

Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi: 21. 2- İşârâtü’l-İ’câz, s. 154. 3- Zâriyât Sûresi: 56. 4- Sözler, 578, 579, 580.

Okunma Sayısı: 2714
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı