"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasinin şer’î delilleri nelerdir?

Süleyman KÖSMENE
18 Aralık 2018, Salı
Niğde’den Sadi Aydın: “Divan-ı Harb-i Örfî’de geçen şu cümleyi açar mısınız? “Meşrutiyeti delâil-i şer’iye ile kabul ettim.”1

DEMOKRASİYİ KİMLER SEVMEZ? 

Demokrasinin suçu, adının Latince olmasıdır. Bir de içinin, kendi milletini geçip, başka milletlerin dinine ve hukukuna uygun biçimde doldurulmasıdır. Sıkıntı buradadır. Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir millete İslam Hukukunu yok sayıp, İsviçre’den aldığınız Medenî Hukuku, İtalya’dan aldığınız Ceza Hukukunu dayatırsanız ve bunun adına demokrasi derseniz, bu, millette karşılık bulmaz.

Biz diyoruz ki, bu tasarrufun adı zaten demokrasi değil, istibdattır, “cebr-i keyfî-i küfrî”dir. Her medeniyet kendi demokrasisini dininin rengine boyuyorsa, sen de kendi dininin rengine boyayacaksın baba! Buna demokrasi engel değildir. Bilakis bu, ileri demokrasinin bir gereğidir.

Rejimler ve ideolojiler demokrasiyi sevmezler. Çünkü onu kendi yol haritasına uygun bulmazlar. Demokrasinin farklı ve muhalif görüş ve fikirlere hayat hakkı tanımasına tahammül edemezler. Çünkü onlar rakipsiz ve muhalefetsiz olmak isterler. Bu yüzden adına “demokratik” sıfatı ekleseler de, programlarına demokrasiyi alsalar da, gerçekte demokratik değildirler. Bu kavramı, despotizmlerini örtmek için kullanırlar.

Geçtiğimiz yüzyılda iktidar gücü bulan ideolojiler, adına demokratik veya cumhuriyet sıfatını takarak diktatörlük yaptılar. Dinlere ve inançlara karşı savaş açtılar. İnsanları zorla dinlerinden kopardılar. Oysa işte tam da bu müstebit yaklaşım demokrasiyle bağdaşmıyordu.

DEMOKRASİ İSLAM DİNİ İLE BARIŞIKTIR  

İslamiyet ise ne rejimdir, ne ideolojidir. İslamiyet dindir. Öyle sosyal kurallar getirmiştir ki, ideolojiler gibi demokrasiyi deforme etmiyor, demokrasiye zenginlik ve değer kazandırıyor. Demokrasiyi gerçek rayına oturtuyor.

Öyle ki, demokrasiden İslam’ın sosyal kurallarını çıkarın; ortada despotizm kalır. Despotizme İslam’ın sosyal kurallarını ekleyin; yol demokrasi denilen sosyal sisteme çıkar.

Demokrasi İslam dini ile barışıktır. Ama rejim ve ideolojilerle barışık değildir. Vicdan ve fikir hürriyetini, irade ve teşebbüs hürriyetini, kâfir de olsa başka din ve kanaatlere saygı ve hoş görü anlayışını esaslarının temeline yerleştirmiş bir din için demokrasi, kendi karakterine en uygun bir yönetim biçimidir.

İnsanlığın telahuk-u efkârının bir ürünü olarak son yüzyılda hemen bütün dünyada yıldızı parlayan demokrasiyi daha da zenginleştirecek ve mükemmelleştirecek kaynakların, delillerin ve argümanların bulunduğu tek din İslamiyet’tir.

DEMOKRASİNİN DİNDEKİ DELİLLERİ 

1. İslamiyet hürriyetçidir.2 2. Yönetimde riyaset-i şahsiyeci değil, Şûrâ’cıdır.3 3. Tek akla değil, ortak akla önem verir.4 4. Başka din, kültür ve fikirlere hoş görüsü bakımından eşi yoktur.5 5. İnsanlara tanıdığı fikir, vicdani kanaat ve teşebbüs hürriyeti açısından emsalsizdir.6 6. Dört mezhepte şer’î delillerden olan icma, ilmî bir konuda sağlanan fikir birliğine ve âlimlerin çoğunluk görüşüne denir ki7, bu demokrasinin en vazgeçilmez öğesidir. 7. İslamiyet adaleti ve kanun hâkimiyetini devlet sisteminde temel kabul eder. Hâkimiyeti altındaki azınlıklara, farklı din ve kültürlere baskıcı ve asimile edici bir tutum izlemez. Bilakis her farklı inanca kendi özel kimliğini koruma hakkı tanır.8 Ki bu da demokratik bir yaklaşımdır.

Bu değerler İslam’ın âleme hediye ettiği temel değerlerdir. Ve aynı zamanda demokrasiyi zenginleştiren ve mükemmelleştiren değerlerdir.

Dolayısıyla Bediüzzaman bu sebeplerle haykırıyor ki: “Şeriatın meslek-i hakikîsi, hakikat-i meşrutiyet-i meşruadır. Demek, meşrutiyeti delâil-i şer’iye ile kabul ettim. Başka medeniyetçiler gibi, taklidî ve hilâf-ı şeriat telâkki etmedim ve şeriatı rüşvet vermedim. Ve ulema ve şeriatı Avrupa’nın zünun-i fasidesinden iktidarıma göre kurtarmaya çalıştığımdan, cinayet (!) ettim ki, bu tarz muamelenizi gördüm.”9

Dipnotlar:

1- Eski Said Dönemi Eserleri, s. 121.  2- Kehf Suresi: 49.  3- Şura Suresi: 38;  4 -Âl-i İmran Suresi:159.  5- Kâfirun Suresi: 6.  6- Eski Said Dönemi Eserleri, Hutbe-i Şamiye, s. 355; Münazarat, 238 . 7 -Nisa Suresi: 115; İbn-i Mace, Fiten, 8; Müsned, 1/379.  8 -Tövbe Suresi: 10; Eski Said Dönemi Eserleri, Münazarat, s. 221.  9- Eski Said Dönemi Eserleri, Divan-ı Harb-i Örfî, s. 12.

Okunma Sayısı: 3113
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Aydın

    18.12.2018 08:25:23

    Selam Meşrutiyetin meşrua olması için şart nedir veya Meşrutiyet ile Meşrutiyet-i meşrua arasındaki fark nedir?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı