"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Elveda Şehr-i Ramazan!

Süleyman KÖSMENE
16 Temmuz 2015, Perşembe
Eşsiz bir ibadet ayına elveda diyoruz bugün. İçimizde bir yandan rahmet ayından ayrılmanın hüznü ve burukluğu, diğer yandan yarının bayram oluşunun sevinci ve mutluluğu.

BUGÜN VEDA GÜNÜ

Bu gün Şehr-i Ramazana veda günü!

Biz ondan memnun kaldık; inşallah günahlarımızla onu incitmemişizdir!

Allah bu ayda bizi de, kusurlarımızla olmakla beraber, makbulü saydığı kulları zümresine ilhak etsin! Âmin.

ÖLENLERİMİZİ UNUTMAYALIM

Rahmet’ten bayrama bir “arefe” merdivenindeyiz bu gün. Duâların geri çevrilmediği ender zamanlardan birini daha idrak ediyoruz şu dakikalarda, bayram sabahına kadar. Elimiz duâdan inmemeli, kalbimiz tazarrudan dönmemeli bu gün! 

Ondandır ki arefe günleri çokça kabir ziyaretlerine tahsis edilmiş örfümüzde. Bayramı ve bayram öncesi sevinç ve saadetimizi ölenlerimizle paylaşmak için. 

Onlar yok olmadılar çünkü. Onlar başka bir âlemde, ebediyete yolculuğun ikinci adımında, dünya sonrası ilk istasyondalar. Bizi de bekliyorlar. Bizden duâ istiyorlar. 

Dilleri olsa, iletişimimiz olsa onlarla, bize neler söyleyecekler kim bilir? Ne büyük tecrübelerini aktaracaklar bize? Bizim için hayatî önem taşıyan tecrübelerini. Ama ne gam? Bir tecrübe yaşamaya ne gerek var? Bu ebedî yolculuktan ve bu yolculuktaki serüvenlerden elimiz altındaki vahy-i İlâhî bahsediyor bize zaten. Kelâm-ı Ezelî ve Ehâdis- Nebevî sadece kabir hayatına kadar da değil, ebediyete kadar önümüze dev bir projektör yakmışlar, yolumuzu aydınlatmışlar. Bilmediğimiz, ama namzet olduğumuz, hızla yolculuğunda bulunduğumuz dünyaları haber vermişler bize. İşte o âlemlerin bir bölümünde ölenlerimiz varsa, diğer bölümünde bizler! Bizler de oraya doğru yönelmişiz. Yolculuğumuz sürüyor. O halde biz kabirlerimizin başına varalım, onlarla biraz birlikte olalım, onlara birer Fatiha okuyalım ve tefekkür edelim; yeter. 

Eğer kabirlerinden uzaktaysak, üzülmeyelim; okuyacağımız Fatihalar onlara gider, onlara arz olunur. Onlar bu rahmet feyizlerinden haberdar edilir, istifade ettirilir.

 UMUTLARIMIZ YÜKSEK OLSUN

Rahmet ayını uğurluyoruz bu gün. Hata ve kusurlarımızla birlikte takdim ettiğimiz ibadetleri alıp gidecek. İnfitar Sûresinin haber verdiği, kabirlerin içi dışına çıktığı zaman nefislerimize takdim edilmek üzere.1 

İnşikak Sûresinin haber verdiği, yer düzeltilip içinde olanları dışarı atarak boşaltıldığı ve yerin, Rabbine boyun eğdiği zaman amel defterimizin sağımızdan verilmesine 2 vesile olmak üzere Allah’ın izniyle. 

Gâşiye Sûresinin haber verdiği, inanmış olanların yüzlerinin pırıl, pırıl olduğu ve yaptıklarından hoşnut olduğu gün3 bizlere birer hayır vesikası olarak dönmek üzere. Fecr Sûresinin haber verdiği, öğüt almayanların öğüt almak istedikleri ve “keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaymışım!” dedikleri gün,4 hiç olmazsa bir şeyler yaptığımızın birer belgesini teşkil etmek üzere. 

Furkan Sûresinin haber verdiği, gökyüzünün beyaz bulutlar halinde parçalanacağı, meleklerin bölük, bölük indirileceği ve zalimlerin ellerini ısırarak “keşke Peygamberle birlikte bir yolda bulunsaydım! Vay başıma gelene! Keşke falancayı dost edinmeseydim!” diyerek5 pişman oldukları ve yüzlerinin karardığı gün, en azından hicabımıza bir perde, Allah’ın merhametine sığınmamız ve günahlarımıza karşı Allah’ın affını intizar etmemiz için bir dayanak teşkil etmek üzere –en azından bu umutlarla- eksiklerimizle-doğrularımızla bir ibadet mevsimini daha geride bırakıyoruz.

ESAS OLAN RAHMETTİR

Hiç şüphesiz orucumuz çok şey değildi. Allah’ın nimetleri, bizim O’na temayülümüzden çok daha fazla bizi ihata etmiş, kuşatmış haldedir. Ama O, rahmetiyle azı çok sayacağını, biri bin olarak değerlendireceğini, yürüyerek gelen kulunu koşarak karşılayacağını vaad eden Erham’ür-Râhimîn olduğundan, böyle bir ibadet mevsimini hüsn-ü hatime ile kapattıktan sonra O’ndan ümit etmemiz de, bizim kulluğumuzun en sevimli yanıdır. O’ndan ümitvârız.  

RABBİM BAHARIMIZI DA LÛTFETSİN

İnşallah bu Ramazanımızı dünya-âhiret hayırlara ve hayırlı inkişaflara vesile kılmıştır diye içimiz umut dolu. Bayramı bu duygularla idrak edeceğiz. Niyazımız; bu ibadet ayında kazandığımız ahlâkî güzellikleri, inceliği, nezaketi ve ibadet hassasiyetini ömrümüz boyunca devam ettirebilmemizdir.

Allah, ehl-i imanın ibadetlerini kabul buyursun, tevfik ve hidayetlerini arttırsın; bu arefeyi, cennet-asa bir baharın arefesi olarak kabul ediyoruz; Rabbimiz, baharımızı da lütfetsin; âmin.

Dipnotlar:

1- İnfitar Sûresi, Âyet: 4-5.

2- İnşikak Sûresi,Âyet: 3-7.

3- Gâşiye Sûresi, Âyet: 8-9.

4- Fecr Sûresi, Âyet: 23-24.

5- Furkân Sûresi, Âyet: 25, 29.

Okunma Sayısı: 10457
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı