"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eşi örtünmeye razı etmek gerekir mi?

Süleyman KÖSMENE
21 Nisan 2016, Perşembe
İsimsiz bayan okuyucumuz: “Örtünmek istiyorum. Eşim eziyet ediyor. Önce Allah rızası diyorum. Ama eşimi de ikna etmem gerektiğine inanıyorum. Nasıl davranayım?”

EZA, AMELİN SEVAP DEĞERİNİ YÜKSELTİR  

Allah’ın emirlerini olduğu gibi –eğip bükmeden, sağa sola çekmeden- algılamak ve uygulamak aslında hem kolay, hem kolaylaştırıcı olmasına rağmen; bazen bu emirler bir ateş, bazen bir çile, bazen bir ıztırap, bazen dünyevî bedeli çok ağır bir fiil yumağı haline gelebiliyor.  

Bu, yalnız günümüzün problemi değildir! İnsanlık tarihi bunu böyle yazmıştır. 

Bizim şimdi kolayca söyleyebildiğimiz “Lâ ilâhe illallah” kelimesi uğruna tarih eza çeken, cefa çeken, ezilen, işkence gören ve canını feda eden insanlarla doludur!

Allah’ın emirlerini doğru algılamanın böylesine ağır bedel istediği yer ve zamanlar olmuştur, ama acısı nispetinde sevabı, sabrı derecesinde ücreti hep büyük olmuştur. 

İMAN VE AMEL BİR ALIŞ VERİŞTİR    

Çünkü Allah Latîf’tir, Habîr’dir, Rahîm’dir, Kerîm’dir, Şekûr’dür, Hakîm’dir, Âdil’dir. Lütuf Sahibidir, her yaptığımızdan haberdardır, merhameti sonsuzdur, cömerttir, ikramları geniştir, Kendi rızası için katlanılan her ezânın ve cefânın bedelini tastamam ödeyendir, hikmet ve adalet Sahibidir. 

Kur’ân’ın nazarında iman ve hidayet bir alış veriştir.1 Bu alış veriş; dünyanın geçici ve günübirlik yargılarına karşılık âhiretin ebedî ve yüksek değerlerini tercih etmek, batıl yerine hakka talip olmak, dalâlet yerine hidayeti seçmek, kötülük yerine iyiliği istemektir. 

Ve aslında bizim menfaatimiz de bundadır. 

Zira canımızı ve malımızı Allah’a satmadığımızda, Bediüzzaman’ın ifadesiyle kendimiz onları zaten telef olmaktan kurtaramayacağız. Sattığımızda ise bütün tahribatlardan, yıkımlardan, dağılmalardan ve yok olmalardan ebediyen kurtulacağız; çünkü -inşallah- yeniden hayat, saadet ve huzur bulacağız.2 Öyleyse aslında zorlukları eğer Allah rızası için çekiyorsak ve haksızlıklara şayet Allah’ın muhabbeti için göğüs geriyorsak hiç problem yoktur. Çünkü hemen arkası büsbütün rahmettir.  

AYNI DEĞERLERİ PAYLAŞMAK

Hiç şüphesiz isteriz ki, bizimle beraber olan insanlarla aynı inancı ve aynı değerleri paylaşalım. Hiç olmazsa aynı nezaket ve görgüyü, aynı anlayış ve hoş görüyü, aynı saygı ve sevgiyi birbirimize karşı esirgemeyelim ve insanlığı birlikte tadalım. 

Ancak, bu her zaman mümkün olmayabiliyor.  

Kur’ân, Hazret-i Nûh (as) ile Hazret-i Lût’un (as) kendilerine inanmayan zevceleri ile Fir’avun’un mü’min eşini örnek verir ve inananlara sabrı tavsiye eder: 

“Allah inkâr edenlere Nûh’un zevcesi ile Lût’un zevcesini misal gösterir. Onlar, kullarımızdan iki sâlih kulun nikâhı altında iken onlara karşı hainlik edip inkârlarını gizlemişlerdi de, o iki Peygamber Allah’tan gelen azâbı onlardan savamamışlardı. O iki kadına, “Cehenneme girenlerle berâber siz de girin!” dendi. Allah, inananlara da Fir’avun’un zevcesini gösterir. O (Fir’avun’un zevcesi), “Rabbim, Katından bana Cennette bir ev yap. Beni Fir’avun’dan ve onun yaptıklarından kurtar. Beni zalim toplumdan kurtar.” demişti.”3 

ÖRTÜNME İLE İLGİLİ SIKINTILARI AŞMAK İÇİN

Bir mü’min olarak, yapmamız gereken iş; yaşadığımız dinin engin hoş görüsünü, yüce değerlerini, elimizden geldiği kadar, birlikte olduğumuz insanlarla paylaşmak, onlara hissettirmek. 

İterek, dışlayarak, tartışarak, kınayarak, yargılayarak değil; asla değil! 

Bilâkis severek, sevdirerek, müjdeleyerek, sevgiyle, saygıyla ve şefkatle kucaklayarak, değer vererek, sahip çıkarak; dışlamadan, itmeden, hiçbir davranışını kınamadan, yargılamadan, tartışmadan; hâlimizle, tavrımızla, yaşayışımızla, saygımızla...!  Unutmamalı ki, hak dinin, hidayetin ve tebliğin özünde “kavl-i leyyin”, yani “yumuşak söz ve tatlı dil” vardır. 4

Üslûp, tatlı dil, sevgi ve şefkat...

Bize düşen inandığımız gibi yaşama isteğine devam, birlikte olduğumuz kişilerin kınayışlarına sabır, inancımızda ve tercihimizde sebat... Yani siz onu ikna etmeye çalışmayın; çünkü siz örtünmeyi ona teklif ediyor değilsiniz. Sizin inancınızda, yaşayışınızda ve yeni tercihinizde sabit duruşunuz onda zamanla saygı uyandıracak ve Allah’ın izniyle sizi anlamasını sağlayacaktır. 

Dipnotlar: 1- Tevbe Sûresi, 9/111. 2- Sözler, s. 32. 3- Tahrîm Sûresi, 66/10, 11. 4- Tâhâ Sûresi, 20/44.

Okunma Sayısı: 2115
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı