"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Farzlardan sonra 'kurtaran duâ'yı okuyor muyuz?

Süleyman KÖSMENE
21 Kasım 2018, Çarşamba
İzmir’den Hilmi Çekici: “Farz namazlardan sonra Salâten Tüncina okumanın hükmü nedir?”

SALÂVAT DUÂLARI 

Farz namazdan sonra duâ etmek sünnettir. Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuştur ki: “Namaz kıldıktan sonra Allah’a hamd edin, Peygamber’e salâvat getirin. Sonra dilediğiniz şekilde duâ edin.” 1

Âlimler farz namazdan sonra bu hadis-i şerife ittibaen farklı duâlar yapmışlardır. Ve bu duâlarını salâvat-ı şerifeye bitiştirmişlerdir. Bu duâların en meşhuru Salâten Tüncina duâsıdır.

Böyle duâ ile birleştirilmiş salâvat-ı şerife okumanın faydaları çok tecrübe edilmiştir. Çünkü salâvat-ı şerife makbul bir duâdır. Makbul bir duâ ile birlikte yapılmış veya makbul bir duânın arasına alınmış bir duânın da makbul olacağı müjdesi vardır. 2 Çünkü bu duâda istenen şeyle ilgili Peygamber Efendimizin (asm) manevî hatırasına dayanılmıştır. Bir nevi Peygamber Efendimiz’in (asm) şefaatinden istimdat edilmiştir.

Nitekim Peygamber Efendimiz’in (asm) vefatından sonra Hazret-i Ömer (ra) yağmur duâsına çıkarken Hazret-i Abbas’ı da yanına alır ve şöyle duâ edermiş: “Yâ Rab, bu senin habibinin amcasıdır. Onun yüzü hürmetine yağmur ver.” Böyle duânın makbul olduğu çoğu zaman görülürmüş. 3

Hatta Peygamber Efendimizin (asm) küçüklüğünde muhterem dedesi Abdulmuttalip yağmur duâsına giderken Nur Torununu (asm) yanına alırmış ve O’nun (asm) yüzü suyu hürmetine yağmur istermiş. Yağmur gelirmiş. Bu durumu Abdulmuttalip bir şiirle ifade etmiştir. 4

SALİHLERİN DUÂSI  

Salâten Tüncînâ duâsı âlimler, sâlihler ve kutuplarca okunmuş, tecrübe edilmiş ve tavsiye edilmiş içinde Peygamber Efendimize salât ü selâm bulunan kuvvetli bir duâ metnidir.

Hazret-i Muhammed’e (asm), âline ve ashabına salât ü selâmla başlanan bu duâ, bu salâvat hürmetine bütün istek ve ihtiyaçlarımızın verilmesini, bütün kötülüklerden, günahlardan ve seyyiâttan arındırılmamızı, en yüksek derecelere yükseltilmemizi, hayatta ve öldükten sonra bütün hayırlara ve gâyelerin en yükseğine ulaştırılmamızı niyaz ettiğimiz ve hadis ve âyetlerden iktibas edilmiş olan bir duâ metnidir.

Bediüzzaman, farz namazların hemen ardından, sünnette gösterilen makbul duâyı yerinde okumuş ve burada okunmasını tavsiye etmiştir. Bu duâ hakkında Bediüzzaman şöyle demiştir: “Meşhur-u âlem ve gayet mücerreb ve umum aktabların mergûbu bir salâvat-ı şerîfedir.” 5

Hanefi Mezhebi’ne göre de, diğer mezheplere göre de farz ile sünnet, sünnet ile farz arasında dünya kelâmı konuşmak mekruhtur. Ancak duâ yapmak, Allah’ı zikretmek, Peygamberimize (asm) salâvat getirmek mekruh değildir. Farz namazdan sonra yapılan duâ, Peygamber Efendimiz (asm) tarafından müstecâp (makbûle şâyân) duâlar arasında sayılmış ve tavsiye edilmiştir.

KURTARAN DUÂYI OKUYUN  

İbni Fakihani “Fecri Münir” isimli kitabında şöyle anlatıyor:

Maneviyat büyüklerinden Ebu Musa, fırtınalı bir havada gemide idi. Müthiş bir fırtına çıktı. Geminin batma tehlikesi yaşandığı sırada, Ebu Musa şiddetle Peygamber Efendimize (asm) iltica ederek şöyle yalvarıyor:

“Ya Resulallah, gemimiz batacak, içindeki bunca masumlar suya gark olup ölecekler. Bize bir kurtuluş çaresi yok mu?”

O sırada kulağına şöyle bir hitap geliyor:

“Ey Ebu Musa! Tüncina duâsını okuyun! Yani, kurtaran duâyı okuyun, kurtaran duâyı...”

“Ya Resulallah, bu Tüncina duâsı hangisidir, biz bilmiyoruz?”

Peygamber Efendimiz (asm) bugün namazlardan sonra okumakta olduğumuz Salâten Tüncina duâsını okuyor ve bunu okuyun, buyuruyor.

Gemideki yolcular hep birlikte bunu Ebu Musa’dan öğrenip okuyorlar. Bir müddet sonra fırtına diniyor, sağ salim karaya çıkıyorlar.

Fitne ve felâketlerin kol gezdiği şiddetli bir asırda yaşıyoruz. Bu duâyı namazlardan sonra yapmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Fakat kameti kıymetini bilmeyenlerin yanında tartışıp duâyı incitmemize gerek yoktur. Bilmeyen yapmaz.

Biz de içimizden ihlâsla yaparız. 

İnşallah kabule şayan olur.

Dipnotlar:

1- Neylu’l-Evtar, 2/577.  2- Bediüzzaman, Mektubat, s. 369. 3- Buharî, 2:34, 35, 5:25; Beyhakî, 6:147. 4- Bediüzzaman, Mektubat, s. 246. 5- İlk Teksir Delâilü’n-Nûr, s. 36. 

Okunma Sayısı: 13927
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı