"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kâfir neden toprak olmak ister?

Süleyman KÖSMENE
03 Temmuz 2018, Salı
Lazgin Demir: “Üstad hazretleri cehennem de olsa beka isterim diyor. Bu nasıl bir tercihtir? Nebe süresinin son ayetinde keşke toprak olsaydık diyecekler deniyor. Evet, insanda bir aşk-ı beka var. Lezzetin baki olmasını ister. Fakat kötü şeylerin de bir an önce bitmesini arzu eder.”

Kâfir, Cehennemin şiddetli azabını tattıkça pişmanlık yaşar, ahireti yalanlamakla kendi kendine zulmettiği anlar, peygamberi dinlemediğine yanar; azabın şiddetini gördükçe oradan çıkmak ister. ‘Yok olmak’ değil, yine varlığın bir perdesi olarak ‘toprak olmak’ ister veya Allah’ın yeniden bir değerlendirme yapmasını diler. 

Bunları şu ayetlerden anlıyoruz:

“Sizi yakın gelecekteki bir azapla uyardık. O gün kişi elleriyle gönderdiğine bakar. Kâfir de, ‘Keşke toprak olsaydım!’ der.”1 “Biz onlara zulmetmedik. Ama onlar zalim kimselerdi. Cehennemin bekçisine şöyle seslenirler: ‘Ey Malik! Rabbin bizim için yeni bir hüküm versin!’ Malik de: ‘Siz böyle kalacaksınız!’ der.”2

Cehennemin her azabı onlara ölüm acısından daha beterdir aslında; ama ölmezler. Çünkü artık ölüm yoktur. Onlar, azaptan kurtulmak için Rabb-i Zülcelâl’in onlar hakkında yeni bir hüküm vermesini istiyorlar. Öyle bir hüküm olmalı ki bu, Cennetle sonuçlanmasın buna razıdırlar çünkü yüzleri yok; ama Cehennemden de çıksınlar, hiç değilse azap çekmesinler. Toprak olmaya da razıdırlar. Çünkü o da bir varlık mertebesidir, yokluk değildir. Onu istiyorlar. ‘Toprak olmak’ isteğinin altında, ‘İnsan olarak yaratılmasaydım. Yükümlü olmasaydım. Azap örmeseydim’ gibi manalar vardır.

Bir rivayete göre de; Yüce Allah o gün hayvanları da huzura getirecek, birbirlerinden haklarını alıp ödeştirecek ve sonra onlara, “Toprak olun” buyuracak, hepsi toprak olacak. İşte kâfir, bunu gördüğü zaman onlar gibi toprak olmak isteyecektir. 

En Azından Sırf Yokluk Değildir

Bediüzzaman Hazretlerinin, insanın özünde bulunan aşk-ı bekayı anlatmak için kıyasladığı husus başkadır. İnsanın özünde sonsuz hayat aşkı vardır. Bu çok şiddetli bir istek ve ihtiyaçtır. Yolunda bin çile ve bin meşakkat olsa da bu istek insanın ruhunda volkan gibi yanıyor. Cehennem bile bu isteği bitiremiyor.

İşte Bediüzzaman bu en asil duyguyu şöyle dile getiriyor:

“Bir zaman –küçüklüğümde– hayalimden sordum: “Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra ademe ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa baki, fakat adî ve meşakkatli bir vücudu mu istersin?” dedim. Baktım, ikincisini arzulayıp birincisinden “Ah!” çekti, “Cehennem de olsa beka isterim” dedi.”3

En Büyük Fani, Hayali Doyurmuyor

Bu asil gerçek, Sözler’de de şöyle ifadesini bulmuştur: “Aklın bir hizmetkârı ve tasvircisi olan kuvve-i hayaliyeye denilse ki, sana bir milyon sene ömür ile saltanat-ı dünya verilecek, fakat ahirde mutlaka hiç olacaksın. Tevehhüm aldatmamak, nefis karışmamak şartıyla “Oh” yerine “Ah” diyecek ve teessüf edecek. Demek, en büyük fânî, en küçük bir alet ve cihazat-ı insaniyeyi doyuramıyor.”4

En büyük fani, bir milyon senelik dünya saltanatıdır. En küçük cihazat-ı insaniye de hayaldir. İnsan hayali, önüne bir milyon senelik bir saltanat konsa da, sonrasını düşünür. Sonrasında sırf adem ve hiçlik olacaksa, bu saltanat insan hayalini en baştan mutlu etmiyor. Buna karşılık, hayatın bakî olduğu bir Cehennem insan hayalini daha çok mutlu ediyor. 

İşte ahiret tam da bu asil ihtiyacı karşılıyor. 

Ama hiç şüphesiz bu defa da tevehhüm ve nefis Cehennemin şiddetini hatırlatıyor ve insana derinden bir “Ahhhh!” çektiriyor. Çünkü vehim ve nefsin işin içine girmesi halinde, hayalin fabrika ayarları bozuluyor. 

GÜNÜN DUASI

Allah’ım! Senin kadru kıymetini bilmekle aklımı tezyin eyle! Senin mağfiretine ulaşmakla kalbimi korkudan halas eyle! Senin muhabbetine nail olmakla gönlümü rızıklandır! Senin rızanı kazanmakla bahtımı aç! Âmin. 

Okunma Sayısı: 5174
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı