"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kulun ibadete ihtiyacı vardır

Süleyman KÖSMENE
10 Temmuz 2018, Salı
İsmini vermeyen okuyucumuz:

“Bir açmaza girdim. Allah, bu sınavın sonucunu bildiğine göre, bizim gibi basit varlığın ibadetine de hiç mi hiç ihtiyacı olmadığına göre ve ibadetimiz de onun gücünde bir artmaya neden olmayacağına göre Allah bizden neden ibadet istiyor?”

Bütün Açmazlarda Risale-i Nur

Bütün fikir ve inanaç açmazlarımız için Risale-i Nur yanı başımızda duruyor. Mübalağa etmiyoruz: Ondan istifade edelim. Açmazımız kalmaz.

Açmazımız oldukça Risale-i Nur’u okuyalım. Bir süre okuduktan sonra inanç ve düşünce problemiz kalmadığını hayretle göreceğiz.

Bir Tek İspat Edici Binler İnkâr Ediciyi Hiçe Atar

Şeytanın hep âdetidir; bir îmânî hakikatin inkârına dönük bir emare ileri sürer ve o hakikatin yüzlerce deliline perde çekmek ister. Biz de aldanırız.

Bedîüzzaman Hazretleri, bir tek ispat edicinin ispatının, binler inkâr edicinin hükmünü çürüttüğünü kaydeder ve bunu bir misalle şöyle anlatır: Yüzlerce kapıları kapalı, fakat bir kapısı açık bir saray farz ediyoruz. Açık kapıdan saraya girmek mümkünken; şeytan tutuyor, bize yüzlerce kapalı kapıları gösteriyor ve bu saraya girilemeyeceğini iddiâ ediyor. Oysa o saraya açık bulunan bir kapıdan girmek mümkündür. Varsın diğer kapıları kapalı olsun; maksadımız saraya girmekse, açık kapı bize yeter.

Halbuki imanî bir hakikatin doğruluğunu tespit edecek yüzlerce sıhhatli kapımız var, yüzlerce ispatımız var. Şeytan tutuyor, evhamları tahrik etmek suretiyle kendisince bir kapıyı kapalı gösteriyor ve bundan dolayı saraya girilemeyeceğini iddia ediyor. Oysa azıcık düşünsek, şeytanın bu telkininin ne kadar akla aykırı olduğunu anlamakta zorluk çekmeyiz.1

İşte îmân hakikatleri, Allah’ın emirleri ve ibadetler o saraydır. Milyonlarca akıl birleşmiştir ki, İslâmiyet’in ön gördüğü iman hakikatleri haktır, gerçektir, doğrudur, sarsılmazdır. Allah’ın emirleri haktır, ibadetler bizi kemale erdirir, ahlâkımızı güzelleştirir, bizi iyi insan eder, bizi insanlığın zirvelerine ulaştırır. Bizi dünyada ve âhirette mutlu ve umutlu kılar, bizi kötülüklerin cenderesinden korur, bizi kötü alışkanlıklardan uzaklaştırır, bizim kendimize ve topluma faydalı birer birey olmamızı sağlar, bizi Allah’a kul yapar. Bu esasların delilleri binlercedir. Azıcık sabırla araştırdığımızda çok sayıda delile ulaşmamız ve şeytanı da şaşırtmamız mümkündür.

Oysa şeytan tutuyor, yalnızca evhamımızı tahrik ediyor, yalnızca gözümüzü kapatıyor, yalnızca aklımızı cebine koyuyor ve bize diyor ki, “Allah’ın ibadete ne ihtiyacı var ki, seni ibadet için yaratmış olsun?” Biz de teslim oluyoruz! Hiçbir şey düşünmeden...

İbadete Muhtaç Olan Bizleriz

“Sahi” diyoruz; “Büyük Allah’ın ibadete ihtiyacı olur mu hiç? Hâşâ! Öyleyse, Kur’ân’da bu kadar ibadete çağrı niye? İbadetimizle Allah bir şey kazanmayacağına göre, bu ısrar neden?” Sonra da, işin içinden çıkamıyoruz.

Hani aklımız vardı? Hani doğru düşünecektik?

Kur’ân’ın ibadetler üzerindeki ısrarını, Allah’ın ihtiyacı olup olmamasıyla yorumlamaya çalışıyoruz. İbadet yaptığımızda bundan bizim değil de, Allah’ın kazançlı çıkacağı sonucuna nereden ve nasıl ulaşıyoruz, anlamak mümkün değil.

Doktorumuzun, yazdığı reçeteyi iyi kullanmamız için bize ısrar etmesine karşı sanki doktorumuza diyoruz ki: Senin ne ihtiyacın var bana ısrar ediyorsun? Oysa böyle bir şey yok!

Efendim; biz Allah’ın sonsuz nimetleri içinde yüzüyor muyuz? Evet! Öyleyse bize düşen, insan olarak yaratıldığımız için Allah’a şükretmektir. Biz, Allah’a sonsuz şükür borçluyuz. Nasıl, bir damla faydasını gördüğümüz birisine teşekkür etmeyi bir borç saydığımız gibi. Hiç durmadan tüm hücrelerimizle bilinçli biçimde Allah’a şükretsek, şükür borcumuzu ödeyemeyiz.

İşte bize emredilen ve ısrarla yapmamız istenen A’ dan Z’ ye ibadetler, Allah’a bu sonsuz borcumuzun gücümüze denk bir küçücük ifadesi ve tercümanıdır. İbadete muhtaç olan bizleriz. Allah’ın ibadetteki ısrarı, -hâşâ- kendi ihtiyacı için değil; bizim ihtiyacımız içindir. Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.2

Dipnotlar: 

1-Lem’alar, s. 92., 

2 Lem’alar, s. 192

Okunma Sayısı: 9519
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı