"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’ân’ın değiştirilmediğini nasıl anlarız?

Süleyman KÖSMENE
16 Ocak 2018, Salı 00:05
Kaan Bey: “Kur’ân’ın değiştirilmediğini nasıl anlarız?”

ARAŞTIRIP SORUŞTURALIM  

Kur’ân’ın indiği günden bu güne 1400 küsur yıl geçmiştir. Bu kadar yıl içinde Kur’ân’ın bozulup bozulmadığı konusunda içimize şüphe düşebilir. Bu aslında tahkiki iman arayışımızdandır. Bundan korkmayalım, soruşturmaya ve araştırmaya devam edelim. Eğer samimi olursak, Kur’ân’ın değiştirilmediğini, Allah’tan indiği şekilde aynen bu gün mevcut bulunduğunu anlamamız zor olmaz.

Düşünmeye şöyle başlayalım:

Kur’ân son İlahî kitaptır. Kur’ân’dan başka bozulmamış bir İlahî kitap yeryüzünde yoktur. Eğer Kur’ân bozulmuş olursa, şu hususlar mutlak şekilde gündeme gelecektir:

1-Bu kitap Allah’ın kitabı olduğuna göre, Kur’ân’ın bozulması hususunu bizden çok Allah’ın hesap etmesi ve önlem alması beklenir. Ya gönderdiği son kitabın bozulmamasını sağlayacaktır, ya da yeni bir kitap gönderecektir.  Yeni bir kitap göndermediğine göre, bu işarettir ki, Allah’ın son gönderdiği kitap yeryüzünde sıhhatli biçimde mevcuttur.

GÜÇLÜ BİR ESERDEN BİR HARF BİLE OYNATAMAZSINıZ!   

2- Kur’ân gibi Allah’ın son gönderdiği bir kitabın bir harfi bile değiştirilmiş olsa idi, bunu tarih ilmi saklamazdı. Kötü haber tez yayılır derler. Tarih ilmi saklasa, Müslüman olmadığı halde bütün dikkatleri Kur’ân üzerinde bulunan yabancı ve hatta İslâm düşmanı araştırmacıların gözünden kaçmazdı.

 Bu gün Kur’ân’ın değiştirildiğini iddia eden dost değil, düşman da yok! O halde bizim zihnimize gelen, sadece vehimden ibarettir! Bu şuna benziyor: Şu an Karadeniz’in yerin dibine batmış olması mümkündür. Ama kesin bilgimiz var ki batmamıştır. Acaba batmış mıdır diye vehim yürütmemize gerek yoktur. Battığını iddia eden delil gösterir.  Aksi takdirde boş iddia kesin bilgimize şüphe veremez.

Kur’ân’ın bozulmuş olabileceği vehmi de böyle boş bir zandan ibarettir. Bu iddiayı dile getiren, delil de getirmelidir. Delil getiremiyorsa bozulmamıştır; şüphe etmemize gerek de yoktur.

KUR’ÂN KORUNMUŞTUR  

Öte yandan Kur’ân bizzat Cenab-ı Allah tarafından korunmuştur: Bir ayette Cenab-ı Allah, “O’nu biz indirdik ve O’nu koruyan da biziz”1 buyurarak zihinlerdeki vehimleri yıkmıştır. Bunu bu gün bazı testler yaparak tespit etmemiz zor değildir. Çünkü bu gün bilgisayar vesair her türlü teknik imkâna sahibiz.

Kur’ân’ı incelediğimizde bu kitabın doğrudan Allah’ın vahyi olduğunu ve hiç bozulmamış olduğunu gösteren hayret verici deliller buluruz. Bozulmuş olsa bu deliller zarar görecekti.

Mesela Kur’ân’da manası ile eş değer biçimde muhteşem bir matematiksel düzen vardır. “Allah katında İsa’nın durumu Âdem’in durumu gibidir”2 ayetini ele alalım. Ayet, İsa’nın (as) babasız yaratılışının Âdem’in (as) babasız yaratılışı gibi olduğunu söyler. Sayı olarak da bakıyoruz ki, hem İsa, hem Âdem kelimeleri Kur’ân’da dağınık şekilde toplam 25’er defa geçmektedir.

Keza, dünya ve ahiret kelimeleri ayetlerde dağınık biçimde toplam 115’er defa geçmektedir. Gün kelimesi ekleri olmadan ve yalın halde 365 defa geçmektedir.

Bütün bunlar ve daha nice tespitler bize Kur’ân’ın korunduğunu ve şifrelenerek bozulmanın imkânsız kılındığını göstermeye yeterlidir.

Öyleyse bu konuyu şüphe konusu yapmaktan çıkaralım.

Dipnotlar:

1 -Hicr Suresi: 9  / 2- Âl-i İmran Suresi: 59

Okunma Sayısı: 6416
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Murat

    16.1.2018 08:43:54

    Allah razı olsun

  • Cemal Candan

    16.1.2018 08:39:12

    Mail olarak göndermiş olduğum sorumu burada yinelemek istiyorum: Bir gün Bilal (r.a.) Hz Peygamberimize (a.s.m.) ikram etmek üzere iyi cins hurma getirmiş. Peygamberimiz bu hurmayı nereden aldığını sorunca Bilal (r.a.) şöyle diyor: "Bizde âdi hurma vardı. Size ikram etmek için onun iki ölçeğini bu iyi hurmanın bir ölçeğine sattım" Bunun üzerine Resulullah efendimiz: "Eyvah, eyvah! Ribanın ta kendisi, ribanın ta kendisi. Bunu böyle yapma. Fakat hurma satın almak istersen, kendi hurmanı başka bir satış akdi ile sat. Onun satış bedeli ile istediğin hurmayı satın al" diyor. Şimdi bu çerçevede düşününce, riba yani faizin aynı cins malların birbirine olan değer üstünlüğü varsa, bu mallar arasındaki alış-veriş işlemi olduğu anlamı çıkıyor. Yani dolar veya Euro almak ve bunu yatırım aracı olarak değerlendirmek faizin ta kendisidir diye anlıyorum. Doğru mudur? İzahınızı rica ederim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı