"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mevt üzerine

Süleyman KÖSMENE
17 Nisan 2018, Salı
Yahya Bey: “Ölüm nasıl geliyor? Ölümü hatırlamanın ve korkmanın dinimizdeki yeri nedir?”

ÖLÜM BİR YARATMADIR

Ölüm Allah’ın emri, takdiri ve yaratması ile gerçekleşir. Kur’ân, hayat gibi ölümün de yaratılmış olduğunu bildiriyor.1 Demek ölüm tesadüfen başımıza gelen bir olay değildir, sıradan bir olayın, mesela bir kazanın marifetiyle gelmez.

Bu hakikati Bediüzzaman şöyle ifade ediyor: “Sizlere müjde! Mevt idam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam değil. Belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır.”2

Herkesin ölme sebebi ve şekli farklıdır. Ölüm bizim için ve bize özel şekilde tasarlanmış olarak, bizzat Allah’ın takdiri ve emriyle gelir. Allah’ın emri geldiğinde hiçbir kul, ölümü bir saniye bile geri almak ve ölmemek kudretine sahip değildir. Herkes, ölüm emriyle Allah’a teslim olmak mecburiyetindedir.

ÖLÜM SİZE MUTLAK YETİŞİR

Kur’ân-ı Kerim, ölümü sürekli gündemimizde tutuyor:

“Nerede olursanız olun, ölüm size yetişir. İsterseniz tahkim edilmiş kalelere veya gökteki yıldızlara sığınmış olun.”3

“Sizi çamurdan yaratan, sonra da size bir ecel takdir eden Odur.”4

“Her milletin bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde onu ne bir an geri bırakabilir, ne de öne alabilirler!”5

“Senden önce hiçbir beşere ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen onlar bâkî mi kalacaklar? Her nefis ölümü tadıcıdır. Sizi denemek için hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Sonunda ise Bize döndürüleceksiniz.”6

“De ki: Kaçtığınız ölüm mutlaka gelip sizi bulacaktır.”7

“Hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi imtihan etmek için ölümü de, hayatı da O yarattı.”8

“Allah’ın takdir ettiği ecel geldiğinde geri bırakılmaz. Keşke bunu bilseydiniz!”9

Bediüzzaman insan ruhunun, bedenle yaşadığı dünya hayatı süresince her yıl eski bedenini terk ettiğini, yeni bir bedene girdiğini söylüyor. Fakat bu öyle sanat, hikmet, şefkat ve rahmet içinde oluyor ki, biz farkına bile varmıyoruz. Söz gelişi, bizim her nefes alıp verişimiz aslında bir bakıma bu sürece hizmet ediyor. Yemek yememizin, su içişimizin, terleyişimizin bir hikmeti de budur. Yani vücudumuzdaki eşsiz tahribat ve tamirat, bizim için sıradan denebilecek birtakım davranışlarımızla gerçekleşiyor.

Ruhumuz her yıl tedricî olarak değiştirdiği bedenini, ölüm esnasında birden terk ediyor. Bedenden tamamen ayrılmak ruhun bekasına tesir etmez ve mahiyetini bozmaz. Çünkü ceset, ruh ile vardır. Fakat ruh, cesetle var değildir. Ceset istediği kadar dağılıp toplansa da, ruhun bağımsızlığını bozmaz. Bediüzzaman’a göre, esasen ceset ruhun sadece hanesi ve yuvasıdır; elbisesi değildir. Ruhun elbisesi olarak, bir derece sabit, letafetçe ruha münasip lâtif bir kılıfı ve misalî bir bedeni vardır. Ölüm ânında ruh dünyevî yuvasından çıkar, misalî bedenini giyer.10

ÖLÜMÜ ÇOK HATIRLAYIN 

Ölümü sıkça hatırlamak sünnettir. Peygamber Efendimiz (asm), “Lezzetleri kaçıran ölümü çok hatırlayın.”11 Buyurmuştur.

Ölümü hatırlayan insan tövbe eder, Allah’a sığınır, Allah korkusuyla kötülüklerini önler ve iyiliklerini artırır.

Ölüm herkese yakındır. Herkesin her an ölme ihtimali vardır. Fakat hiç kimse ne zaman öleceğini bilmez.

Dolayısıyla yaşlı-genç demeden insan her an ölümü beklemeli, dünyada dünya için değil, ölüm ötesi hayat için yaşadığımızı unutmamalıdır.

Dipnotlar:

1 -Mülk Suresi: 2. 

2- Mektubat, s. 221 

3 -Nisâ Suresi: 78. 

4 -En’âm Suresi: 2.

5- A’râf Suresi: 34; Yûnus Suresi: 49. 

6 -Enbiyâ Suresi: 34-35; Ankebût Suresi: 57. 

7- Cum’a Suresi: 8. 

8- Mülk Suresi: 2. 

9- Nuh Suresi: 4. 

10-Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, s. 478.

11-Nesâî, Cenâze, 3; İbn-i Hibban, 2559.

***

Günün Duâsı

Allah’ım! Hayata ve ölüme karşı gafil kılma, cahil kılma, hazırlıksız kılma! İman dairesinde hüsn-ü hayat ve hüsn-ü hatime ver! Emanetini, emanette emin olduğum bir zamanın dışında alma! Âmin.

Okunma Sayısı: 2967
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı