"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mihenge vurmakla hakikat parlar

Süleyman KÖSMENE
24 Ekim 2016, Pazartesi
Ali İhsan Çakal: “Risale-i Nur neden mihenge vurma çağrısı yapıyor? Bunu nasıl anlayacağız?”

Mihenk Taşı Nedir?

Mihenge vurmak hakkı ve hakikati parlatır, görmeyenlerin gözünü açar. Hakikat mihenge vurmaktan kaçmaz, mihenge vurmakla değerinden bir şey kaybetmez; bilâkis mihenge vurmak muannitlerin şüphe dünyasını yıkar. Mihenk taşı eski çağlardan beri altının ve gümüşün saflık derecesini anlamakta kullanılan bir taştır. Hakikat kahramanları sözlerinin mihenge vurulmasından çekinmezler, hatta memnun olurlar. Sözlerinin mihenge vurulmadan alınmasından ise memnun olmazlar. Çünkü sözlerinin kalitesi mihenge vurunca anlaşılır.

Öyleyse bir söz işittiğinizde ya enaniyetinize vurup hiç almayacaksınız, ya körü körüne inanacaksınız, ya da mihenge vurup doğru ise alacaksınız!

Hiçbir Müfsit, “Ben Müfsidim” Demez

Akıllı insan bunlardan ilk ikisini tercih etmez. Çünkü enaniyet de, taassup da her hakikate ve her kemale kapısını kapayan dehşetli birer kilittir. Her ikisi de gören gözü kör eder. Hakikati göstermez. Bu kör gözleri açtıran tek işlem mihenge vurmaktır.

Akıl körü körüne inanmayı kabul etmediği gibi, hakikatin enaniyete kurban edilmesine de razı olmaz. Akıl, âkil ise enaniyetin karşısına dikilir:

“Doğru söz ise niye almayayım? Mihenge vururum, doğru ise alırım.” der. Enaniyet burun kıvırsa da, akla teslim olur.

Mihenge vurmak akl-ı selimin işidir. Bediüzzaman da hakikatleri akl-ı selime teslim etmek istiyor. Diyor ki:

“Hiçbir müfsit, “ben müfsidim” demez, daima suret-i haktan görünür yahut batılı hak görür. Evet, kimse demez “ayranım ekşidir.” Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz, ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip, tamamını kabul etmeyiniz; belki ben de müfsidim veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyle ise, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın; mihenge vurunuz. Eğer altın çıktı ise kalpte saklayınız, bakır çıktı ise çok gıybeti üstüne ve bedduâyı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.”1

Mihenge Vurdukça Hakkın Üstünlüğü Anlaşılır

Bu pırlanta cümleleri anlamaya çalışalım:

1- Mihenk Kur’ân ve sünnettir. Risale-i Nur’lar Kur’ân ve sünnete vurulunca parlar. Her cümlesinin bir nassla teyid edildiği, her sözünün bir âyet veya hadisin meali veya tefsiri manasında olduğu anlaşılır.

2- Mihenge vurulmazsa, hüsn-ü zan edilerek alınırken, enaniyet olmasa bile, korku veya menfî algı da yolumuzu kesebilecektir.

Korkuyu ve menfî algıyı yenen tek işlem yine mihenge vurmaktır. Çünkü insan mihenge vurdukça okuduklarının hakikat olduğunu anlar, salâbeti ve sadâkati artar, hakikî imanı elde eder. “Hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hadisatın tazyikàtından kurtulabilir.”2 Daha hiçbir korku ve menfi algı onu yenemez. Mihenge vurdukça, hakikatler billur gibi parlar, hakkın üstünlüğü ortalara saçılır.

3- Mihenge vurma çağrısı akıl, ilim ve irfan dünyasına en asil çağrıdır. Kur’ân da bu çağrıyı yapmıştır: “Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimiz (Kur’ân) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin.”3

4- Mihenge vurmak hakikatli bir eserin değerini düşürmez, yükseltir ve parlatır. Tıpkı bin beş yüzden fazla mahkeme eliyle Risalelerin beraat alması gibi. Her mihenge vuran el, ona akıl, Kur’ân, sünnet ve şeriat mahkemesinde beraat vermeye mecbur oluyor.

5- Esasen her bir Nur dersi emsalsiz bir mihenge vurma faaliyetidir. Şimdiye kadar milyonlarca gencin imanını kurtarmakla ve doğru İslâmiyet’e ulaştırmakla Risale-i Nur, mihenge vurma işleminden defalarca kez yüz akıyla geçmiştir.

GÜNÜN DUÂSI

Ey bütün mevcudatı ezelî hikmetine göre tanzim eden! Ey bütün kâinatı ezelî ilmine göre takdir eden! Ey bütün masivayı ezelî iradesine göre teşkil eden Allah’ım! Bize hakkı hak, batılı batıl olarak göster! Hakkı batıl, batılı hak olarak gösterme! Âmin.

Dipnotlar:

1- Münâzarât, s. 49. 2- Sözler, s. 284. 3- Bakara Sûresi, 23.

Okunma Sayısı: 2428
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı