"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Münafığı yola getirmek neden zordur?

Süleyman KÖSMENE
22 Temmuz 2020, Çarşamba 00:02
Ali Bey: “Münafık kime denir? Alâmetleri nelerdir?”

Kur’ân’da Münafık

Kur’ân münafığı şöyle tarif ediyor: “İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde “Allah’a ve ahiret gününe inandık” derler. Onlar güya Allah’ı ve mü’minleri aldatırlar. Hâlbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir. Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elim bir azap vardır. Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridirler; lâkin anlamazlar. Onlara: İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit “Biz hiç, sefihlerin iman ettikleri gibi iman eder miyiz?” derler. Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler. Mü’minlerle karşılaştıkları vakit “İman ettik” derler. Şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: “Biz sizinle beraberiz, biz onlarla alay ediyoruz.” derler. Gerçekte, Allah onlarla istihza eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar. İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır.” 1 

Bu âyetlerde geçen tarife göre münafık kendini münafık bilmez, kendini ıslahçı bilir. Bu yüzden münafığı yola getirmek, irşat etmek zordur.

Bu tipler Bediüzzaman’ın, “Öyleler kendilerini beğeniyorlar; hem bilmiyorlar, hem kendilerini bilir zannediyorlar.” 2 Cümlelerinde vurgulanan tiplerdir.

İnanmadıkları Halde İnandık Derler

Bu âyetlerin genişçe tefsirini yapan Üstad Saîd Nursî Hazretleri’ne göre münafıklar:

1- Allah’ı kandırmak gibi imkânsız bir işe kalkıştıkları için ahmaktırlar.

2- Çıkarlarını düşünme çabasıyla kendilerine zarar verdikleri için sefih ve akılsızdırlar.

3- Faydayı zarardan ayırt edemedikleri için cahildirler.

4- Tıynetleri pis, sıhhatlerinin madeni hasta, hayat kaynakları ölmüş rezil kimselerdir.

5- Şifa talebiyle hastalıklarını arttırdıkları için aşağılıktırlar; sürünmeye mahkûmdurlar.

6- Elemden başka bir şey vermeyen bir kuvvetli azap ile tehdit edilmişlerdir.

7- İnanmadıkları halde “inandık” dedikleri için yalancıdırlar. 3

Fısk ile Nifak Arasındaki Fark

Fasıklık ise Üstad Saîd Nursî Hazretleri’ne göre, haktan yüz çevirmek, haktan ayrılmak, günahta haddini aşmak, dünya hayatı ve mutluluğu için mukaddesat dâhil her şeyi feda etmektir. Fasıklığın niteliği, akıl, gazap ve şehvet denilen üç kuvveti ifrat veya tefrit içinde kullanmaktır. Yani bu üç kuvveti abartarak kullananlar, fıska düşerler, büyük günah işlemiş olurlar. 4 Başka bir ifadeyle, büyük günahı açıktan işleyen, işlediği günahtan sıkılmayan, mahcup olmayan, günahlarıyla övünen ve zulüm yapmaktan lezzet alan kimselere de fâsık denmiştir. 5

Çevremizde bulunan ve imansız olmayan, imanda bizi aldatmayan ve açıktan büyük günah işlemeyen Müslümanları, her ne kadar amelsiz ve günahkâr da olsalar münafık veya fâsık diye nitelememiz, onları dışlamamız, onları kınamamız doğru olmaz.

Doğru olan, onlar için duâ etmemizdir. 

Doğru olan, onlar için de, kendimiz için de Rabb-i Rahîm’den hidayet istememizdir. Doğru olan, onların –bilhassa bunlar yakınlarımız ise- bağışlanmaları için Cenab-ı Hakk’a niyaz etmemiz; onlar lehine gözyaşı dökmemizdir.

Unutmayalım; büyük günah işleyen dinden ve imandan çıkmış olmaz. Çünkü insandaki nefis, şeytanı her vakit dinler. 6 Öyleyse fâsık, nefsine ve şeytanına aldanmış kişidir; fakat dinsiz ve imansız kişi değildir.

Dinsiz ve imansız, ya kâfirdir, ya münafıktır. İmansızlığını gizlemiyorsa, kâfirdir; gizliyorsa münafıktır. Fakat gizleyen kimsenin gerçek hâlini de biz ancak Allah’a havale ederiz. İnandığını söyleyen kimseyi münafıklıkla itham edemeyiz.

DUÂ

Ey şaşkınlığım anında yol göstericim! Ey yalnızlığım anında dostum! Ey korkum anında ümidim olan Allah’ım! Bizi ve Âlem-i İslâm’ı şer odaklarının nifak fiillerinden muhafaza eyle! Şerleri hayırlara tebdil eyle! Âmin.

Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi: 8-20. 2- Mektubat, s. 42. 3- İşârâtü’l-İ’câz, s. 87. 4- İşârâtü’l-İ’câz, s. 215. 5- Mektûbât, s. 268. 6- Lem’alar, s. 78.

Okunma Sayısı: 3506
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı