Geçtiğimiz Cumartesi günü Ankara’da neşriyat toplantısı yapıldı. Toplantıya katılım fevkalâde güzeldi. Katılmayan il neredeyse yok gibiydi. Bu demektir ki, illerimiz, hizmet mahallerimiz meselelerine sahip çıkıyorlar. Hepsine içten teşekkürler. Rabbim sa’ylerini meşkûr, şükürlerini ibadet, ibadetlerini hizmet, hizmetlerini dua-i üstadaneye mazhar ve rıza-i Bari’ye ulaşmaya vesile kılsın. Âmin. Temmuz’da yapılan Barla toplantısına katılmayan iller bu toplantıya katıldılar ve güzel fikirleriyle ve uygulama örnekleriyle güç verdiler. Her ne kadar baklava görmemiş olsak da, katılmalarıyla onur verdiler. Allah razı olsun.
Gazete, dergiler, kitaplar ve radyo yayıncılığı da dahil bütün neşriyat bizim elimiz, ayağımız, gözümüz, kulağımız. Hizmet vasıtalarımız. Matbuat âlemindeki sesimiz, yüreğimiz, vicdanımız, duruşumuz. Aslında ekmeğimiz, suyumuz, havamız, gıdamız.
Ama ülkemizin genel ekonomik sıkıntısından onlar da nasibini aldılar. Gazetemiz son iki ayda iki defa fiyat artırımına bu yüzden gitti. Hâlâ maliyeti gelirinden yüksek. 1500 lirayken kâğıdın tonu iki bin liraymış. Şimdi kâğıdın tonu 6500 liraya çıkmış, gazetemiz ancak 2500 lira olabilmiş. Yani kâğıdın tonu üç kat artarken, gazetemiz bir kat bile artış yapamamış.
Bu bütün gazeteler için böyle şüphesiz. Ama bir çok gazetenin ya resmî ilânı yüksek, ya ilân ve reklâm pastası iyi, ya parası çok, ya da ekonomik istikrarsızlığa dayanamayıp kapanmış veya kapanma noktasına gelmiş.
YENİ ASYA’YI YAŞATMAK
Bunca zorluklar ve darlıklar içinde, zaten de kendi yağıyla kavrulmaya çalışan ve kıt kanaat imkânlarla yayın hayatını sürdüren dostun gönlünde, düşmanın gözünde bir Yeni Asya’mız var.
Yeni Asya’yı sevenlerin, Yeni Asya’yı yaşatmak boyunlarının borçları olsun!
Bedir Savaşı öncesinde Peygamber Efendimiz’in (asm) bir duâsı vardır. Orada üç yüz kişiden ibaret Müslümanlar, bin kişilik müşrik ordusuna karşı savaşacaktı. Müşriklerin kılıçları arasında topluca doğranmak işten bile değildi.
Peygamber Efendimiz (asm) şöyle duâ etti:
“Allah’ım! Bana zafer için verdiğin sözü tahakkuk ettirmeni niyaz ederim. Şu bir avuç Müslüman bu gün ölürse yeryüzünde sana ibadet eden kimse kalmaz!” 1
Allah’ım! “İnanıyorsanız üstünsünüz” 2 buyurarak inananların galip olduğunu müjdeledin. Yeni Asya’nın başına bir iş getirme! Yeni Asya’nın başına bir iş gelirse, Risale-i Nur hakikatlerini, Hakk’ın hatırını âli tutacak biçimde tebliğ eden bir basın dili kalmaz!
Yanlış anlaşılmasın: Yeni Asya’yı sahabelerle mukayese ediyor değilim. Yeni Asya hatadan masumdur da demiyorum. Fakat diğer gazetelerin, şahsın ve siyasetin hatırına, Hakk’ın hatırını görmezden geldiği bir dönemde … Yanlışa yanlış, doğruya doğru demeyip, hâkim siyasetin ve şahsın yanlışına yanlış, doğrusuna doğru dediği bir dönemde … Yeni Asya hakkı, hakikati, doğruyu, gerçeği onun bunun hatırına eğip bükmedi. Elli yıldır doğru bildiği çizgisinden şaşmadı. İnşallah kıyamete kadar da şaşmayacaktır!
TOPLANTIDAN NOTLAR
Neşriyat toplantısında bu gazeteye sahip çıkılması çağrısı yapıldı. Bunun için bir gazete alanların, imkânları ölçüsünde iki-üç daha ilâve gazete almaları, bulundukları mahalle gelen gazeteleri geri göndermemeleri ve bu gazeteleri çay ocakları, berberler, çeşitli bürolar vs gibi ilgili esnaflara veya komşulara veya değerli insanlara hediye etmeleri tavsiye edildi. Eskiden olduğu gibi elden dağıtıma devam edilmesi, elden dağıtılırken insanlarla birebir iletişim kurularak insanların sorularına cevap verilmesi ifade edildi.
Ardından diğer kitap neşriyatımızın da abone usûlüyle çıktığı anda alınması, toplu siparişler verilerek alınan kitapların etrafımıza, ilgili kimselere hediye edilmesi, en güzel hediyenin kitap olduğu, kitap hediyesinin kim olursa olsun çok makbule geçtiğinin bizzat yaşandığı anlatıldı.
Mümkün mertebe her ilin ve ilçenin bir satış noktası tesis etmesinin önemi üzerinde duruldu. Çünkü satış noktalarının ayaklı dershane hükmünde olduğu, fıtrî ilânat sayıldığı, herkesin oraya çekinmeden gelerek Yeni Asya Neşriyat’la muhatap olabileceği, kimi yerlerde elden satışların veya sergi açılarak kitap arzının önemi üzerinde duruldu. Fuarlara geçtiğimiz yılda olduğu gibi devam edilmesi, fuarlara çok çeşitli sosyal çevreden binlerce insanın geldiği, Risale-i Nur üzerine estirilen menfi algının son bulması için Risale-i Nur’un fuarlara mutlaka girmesi gerektiği vurgulandı.
Hülâsa, verimli bir toplantı oldu. Katılımcılara bir kez daha teşekkür eder, tesirini halk etmesini Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.
Dipnotlar:
1- Buhari, Megazi, 4.
2- Âl-i İmran Sûresi: 139.