"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Peygamberimiz (asm) kaza namazı kılmış mıdır?

Süleyman KÖSMENE
31 Temmuz 2019, Çarşamba
Aydın’dan Hatice Öner: “Bir yakınımın çocuğu internetten yalan-yanlış bilgiler edinmiş. Okuduğu sitede ‘Vaktinde kılınmayan namaz için kaza yoktur’ deniyormuş. Çocuk, Kur’ân’da kaza namazı yoktur diye savunuyor.”

HENDEK SAVAŞI’NIN ZOR GÜNLERİ  

Vaktinde kılınamayan namazların kaza edilmesi ile ilgili olarak Kur’ân’da açık bir ifade yoktur. Ancak bu konu Peygamber Efendimiz’in (asm) ameli ile düzenlenmiştir. Nitekim Kur’ân’da olmayan bir hususta Peygamber Efendimiz’in (asm) ameline ve sözlerine bakmak bir ehl-i sünnet terbiyesi ve usûlüdür. Ehl-i sünnet âlimleri bu iki ana kaynaktan birinde varsa bununla amel etmişlerdir.

Peygamber Efendimiz (asm) “Beni namaz kılarken gördüğünüz gibi siz de namaz kılın!” 1 buyurmuştur. 

Peygamber Efendimiz’in (asm) hayatî gerekçelerle vaktinde kılamadığı namazlar olmuş ve kaza namazının nasıl kılınacağını da bu vesileyle göstermiştir:

1- Hendek Savaşı’nda Resulullah (asm) dört vakit namazı kılamamışlar; bilâhare zor şartlar geçince bu namazları kıldırmışlardır. 

Abdullah b. Mesud (ra) şöyle anlatıyor: “Müşrikler, Hendek Savaşı’nda Resulullah’ı (asm) namaz kılmaktan alıkoydular. Nihayet, gecenin bir kısmı geçtikten sonra Bilâl ezan okudu ve kamet getirdi; Hz. Peygamber (asm) öğle namazını kıldırdı, sonra Bilâl kamet getirdi, ikindi namazını kıldırdı; sonra Bilâl kamet getirdi, akşam namazını kıldırdı; sonra Bilâl kamet getirdi, yatsı namazını kıldırdı.” 2

2- Peygamberimiz (asm) Hendek savaşı sırasında harbin şiddetlenmesi dolayısıyla ikindi namazını kılamamışlar ve ikindi namazını akşam ile yatsı arasında kaza etmişlerdir. 3

HAYBER GAZVESİ’NDEN DÖNÜŞTE  

3- Resulullah (asm) Hayber Gazvesi’nden dönerken bütün gece yürüdüler. Ve ancak sabaha yakın konaklayabildiler. Bilâl geceyi uyanık bekleyeceğini bildirince istirahat emri verdiler. Fakat sabah namazı girdiğinde yorgunluktan Bilâl’in de gözleri kapanmıştı. Güneş kendilerine çarpıncaya kadar ne Bilâl, Ne Resulullah (asm), ne de sahabelerden hiçbirisi uyanmadı. İlk uyanan Resulullah (asm) oldu ve “Ey Bilâl ne yaptın?” buyurdu. Bilâl: “Anam babam sana feda olsun ya Resulallah (asm)! yorgunluk beni de zorlamıştır.” dedi. Sonra abdest aldılar, Bilâl’e namaz için kamet etmesini emrettiler. Ardından sabah namazını kıldırdılar. 

Namazdan sonra şöyle buyurdular: “Her kim namazı unutursa veya uyuyup kalırsa, hatırladığı zaman o namazı kılsın. Çünkü Cenab-ı Hak ‘Zikrim için namaz kıl’ (Taha Sûresi: 14) buyurmuştur.” buyurdu. 4

Bunca güvenilir kaynakta varken namazın kazası yoktur demek en hafif ifadeyle gaflet olur. Zaten dört mezhep de buna göre hüküm vermişlerdir. Şüphesiz amellerin en faziletlisi namazı vaktinde kılmaktır. Fakat vaktinde kılamayanlar için çare, kazasını kılmaktır. Kazası çok olanların bütün günlerini kazaya ayırmalarına da gerek yoktur. Ne kadar çok olursa olsun, her gün için bir günlük kaza kılmaları yeterlidir. Bunu da her vaktin arkasına bir vakit kaza şeklinde sistemleştirebilirler. Fazlası insanı zorlayabilir. Şeytan da bunu kullanabilir. Böyle bir sistemle kaza kılındığında, hepsini kılmaya ömür vefa etmezse bile inşallah gerisini Allah affeder. Bunu daha fazla tartışıp namazı incitmeye de gerek yoktur.

KAZA NAMAZI CEMAATLE KILINIR MI?

Burdur’dan Ahmet Gökçen: “Cemaatle kaza namazı kılınır mı?”

Cemaatle imam aynı vaktin namazını kılıyor olmak kaydıyla, cemaatle kaza namazları kılınabilir. 5 Aynı vakitten maksat, kaza gününün de aynı olması demek değildir. Kaza gününün farklı olmasında sakınca yoktur.

Diyelim imam sabah namazının kazasına niyet ediyorsa, cemaat de sabah namazının kazasına niyet etmelidir. Aynı günün sabah namazı olma şartı yoktur. Niyet ederken imamın da, cemaatin de, “vaktinde kılamadığım en son sabah namazının farzını kaza etmeye” diye niyet etmeleri kâfidir. Cemaatten her birinin ve imamın sabah namazlarının farklı günlerde kazaya kalmış olması, kılınan namazı geçersiz kılmaz. Namaz inşallah sahihtir ve makbuldür.

Dipnotlar:

1- Buhari, 631.

2- Tirmizi, Salat, 20 (179); Nesai, Mevakit, 55; Tecrid Tercemesi, II, 535.

3- Müslim, Mesacid ve Mevadi’u’s-Salat, N. 627

4- Müslim, Mevadiü’s-Salat, 680; Buhârî, Mevâkîtü’s-Salati, No: 562; Tirmizî, Salat, 13.

5- Merğinani, el-Hidaye, I, 377; Haraşi, Şerhu Muhtasar, II, 39.

Okunma Sayısı: 18423
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet CAN

    31.7.2019 09:10:11

    Allah razı olsun tereddütlerimize tercüman oldunuz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı