"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şükür mesleğinin şifreleri

Süleyman KÖSMENE
12 Şubat 2020, Çarşamba
Mehmet Bey: “Şükür Risalesi’nde, “Çünkü rızka iştiha ve iştiyak bir nevi şükr-ü fıtridir. Ve telezzüz ve zevk dahi gayr-i şuurî bir şükürdür.” cümlesini açıklar mısınız?”

SAYISIZ NİMETLERİN FİYATI   

Şükür, Allah’ın sayısız, sınırsız, hesapsız nimetlerinin gerçek fiyatıdır.

Birinci Söz’e göre iki fiyat daha vardır: Zikir ve Fikir.

Başta Bismillah zikirdir. Sonda Elhamdülillah şükürdür.

Ortada, yemek yeme esnasında, lokmaları çiğnedikçe, lezzetlerin tadını aldıkça, yediğimiz şeylerin ne kadar güzel yaratıldıklarını, damağımıza ve zevkimize gayet uygun olduğunu, bunların birer sanat harikası, kudret mu’cizesi ve rahmet hediyesi olduklarını, 1 Rabbimizin bizi bildiğinin ve sevdiğinin delilleri bulunduğunu düşünmek fikirdir. 2

Böyle güzel bir fikirden sonra yemeğin sonunda işi şükürle bitiriyoruz.

Yani yemeğin fiyatını ödeyerek sofradan kalkıyoruz.

Bu kavlî şükürdür. Yani dil ile yaptığımız şükürdür.

Ve mana itibariyle farz, şekil olarak sünnettir.

ŞÜKÜR YAPAN CİHAZATIMIZ   

Şükrün nevileri vardır:

1- El ile yapılan şükür: Eli harama uzatmaktan kaçınmak. Eli helâle ve meşrû olana uzatmayı prensip edinmektir.

2- Dil ile yapılan şükür: Dilimizi şükürde kullanmak, küfran ve isyan sözlerinden sakınmak, dili kırıcı, incitici, kınayıcı, hafife alıcı bir üslûptan ve kötü sözden korumak, dile yumuşaklık, tatlılık ve nezaket kazandırmak, dili teşekkür hislerine tercüman kılmak.

3- Kalp ile yapılan şükür: Kalbi kin, nefret, haset, şikak, nifak, husûmet, adavet, düşmanlık hislerinden temizlemek. Boş şeylerin ve dünyanın günahlı ve fani yüzünün sevgisini kalbe koymamak. Kalbi Allah’ın razı olduğu şeylerin, yani bakıyat-ı salihatın, 3 yani tespih, zikir, tefekkür, şükür, sabır, tevekkül, kanaat, takva, ibadet, muhabbet, feragat, fedakârlık, tevazu ve cömertlik gibi ahirette faydası olacak, baki olarak elimizde kalacak salih değerlerin sevgisiyle doldurmak.

4- His ve cihazatımızla yaptığımız şükür: Başta iman olmak şartıyla, güzel yaratılan ve lütfedilen şeylerin güzelliklerini, tadını, lezzetini, yapraklarına, tomurcuklarına, meyvelerine konulan ince ve mu’cizevî sanatları gözümüzle, kulağımızla, hislerimizle kavramak, cihazatımızla zevk etmek bir nevi manevi şükürdür.

Açlık hissi bir manevî şükürdür. Aşkla istediğin nimet kime ait; biliyorsun. Susuzluk hissi bir manevî şükürdür. Allah’ın emsalsiz değerlerle yarattığı suya iştiyak veriyor. Suyu içerken verdiği serinlik, letafet ve canlılık hissi manevî birer şükürdür. Yiyecek taneciklerini dilimizde evirip çevirirken, dişlerimizle çiğnerken aldığımız lezzet, sevinç, huzur, doygunluk hissi, mutluluk gibi pozitif değerlerin hepsi birer şükür hükmündedir. Çünkü veren Allah’tır. O güzel meyvelerin ve tatlı rızıkların hepsi Allah’ın has bahçesinden ve sonsuz hazinesinden akıyor. Bunu bilmek ve rızıkları bu imanla tatmak şükrün kapsamı içindedir.

ŞÜKÜRDE BEDEN DİLİ  

İşte Üstad Hazretleri veciz üslûbuyla bu hakikati ifade ediyor:

“Rızka iştiha ve iştiyak, bir nevi şükr-ü fıtrîdir. Ve telezzüz ve zevk dahi gayr-ı şuurî bir şükürdür ki, bütün hayvânatta bu şükür vardır. Yalnız insan, dalâlet ve küfürle o fıtrî şükrün mahiyetini değiştiriyor, şükürden şirke giriyor.” 4

Burada bir uyarı da var: Dalâlet ve küfür içinde olanlar bu fıtrî şükürden hissedar olamazlar. Yani yiyip içerken bunların Allah’ın ikramı olduğunu düşünmemek ve bunları esbaba veya tesadüfe vermek bir şirk halidir. Böyle şirk içinde iken insan elbette manevî şükürlerden hissedar olamıyor.

5- Beden dili ile yapılan şükür: Bedenin helâl rızıklarla doldurulması, haram şeylerden sakındırılması, bedenin ibadette, taatte, faydalı işlerde ve bakiyat-ı salihatta kullanılmasıdır.

6- Hal dili ile yapılan şükür: Halimize ve tavrımıza, istek ve arzularımıza, duygu ve heyecanlarımıza, fiillerimize ve işlerimize, zevkimize ve keyiflerimize, hedefimize ve yarınlarımıza şükrü yerleştirmek, şükrü kendimize hal eylemek, şükrü ahirete yol eylemek, şükür ile halleşmek ve kişiliğimizi şükür ile yoğurmaktır.

7- Mal ile yapılan şükür: Zekât ve sadâka vermek, elindekini başkalarıyla paylaşmaktır.

Cenab-ı Hak cümlemizi şükredenlerden eylesin. Âmin.

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 13. 2- Sözler, s. 16. 3- Şuâlar, s. 210. 4- Mektubat, s. 349.

Okunma Sayısı: 2922
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı