"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Takdiri Allah’a bırakmak

Süleyman KÖSMENE
13 Ekim 2020, Salı
Uşak’tan Cahit Özpınar: Kader ve tevekkülü geniş olarak açıklar mısınız?”

Tevekkülü Doğru Anlamalıyız

Tedbir almak bizdendir. Tevekkül inancıyla Allah’a güvenmek de bizim şiarımızdır. Kadere de inanır ve teslim oluruz. Kadere itiraz ve isyan etmeyiz.

Ne kader inancımız tedbir almamızı engeller; ne tedbir duyarlılığımız tevekkül ile Allah’a güvenme ve dayanma amelimize zarar verir. Takdiri Allah’a bırakmak tedbirsizliği elbette gerektirmez.

Allah dilerse şüphesiz bizim tedbirimizle kazayı ve belâyı defeder. Fakat bu bir sonuç hükmüdür. Sonuç hakkında hüküm vermek esasen bizim vazifemiz değildir. Bizim vazîfemiz önden gerektiği gibi tedbîr almak, tedbirden sonra da tevekkül etmektir. Tedbirde eksiklik ve boşluk bırakmamak, ihmalkâr olmamak, vurdumduymaz olmamak, “yazılan başa gelir” diyerek, yanlış tevekkül anlayışına ve tembelliğe kapılmamak bizim vazifemizdir.

Yâkup Aleyhisselâm oğulları ile birlikte Mısır’a Bünyamin’i de gönderirken, tedbiri de, tembihi de elden bırakmadı ve oğullarına şöyle dedi:

“Sizi bir felâket kuşatmadıkça onu bana geri getireceğinize dâir Allah adına sağlam bir söz vermeden kardeşinizi sizinle göndermem!” Onlar söz verince de, “Bu söylediklerinize Allah şâhit olsun!” dedi. Sonra dedi ki: “Oğullarım! Şehre bir kapıdan girmeyin! Ayrı ayrı kapılardan girin! Gerçi Allah’ın takdir ettiği bir şeyi ben sizden geri çeviremem! Hüküm ancak Allah’ındır! Ben O’na tevekkül ettim! Tevekkül etmek isteyenler de O’na tevekkül etsinler.” 1

Bir İşe Azmeden

Şuâyb Aleyhisselâm kendisine düşen görevin yalnızca tebliğ olduğunu, sonucun Allah’a ait bulunduğunu, yapılacak işin dâveti sürdürmek olduğunu bildiriyor ve dâvetine uymayan kavmine şöyle sesleniyordu:

“Ey kavmim!... Ben ancak gücümün yettiği kadarıyla sizi ıslah etmek istiyorum. Muvaffak olmam ise ancak Allah’ın yardımıyladır. O’na tevekkül ettim ve ancak O’na yönelirim.” 2

Bir işe karar vermek, o işi bitirmenin yarısıdır. Çünkü karar, niyettir. Karar, aynı zamanda hal ve fıtrat diliyle yapılan bir duâ demektir. Bir işe karar veren kimse, başarmak ve olabilecek olumsuzlukları bertaraf etmek için önce Allah’a sığınmalı ve güvenmelidir. 

Cenab-ı Hak bir işe azm eden ve karar veren kimseler için şu önemli prensibi hatırlatır:

“İşlerinde onlarla istişâre et! Bir işe karar verip azm ettiğinde ise, Allah’a güven ve tevekkül et. Şüphesiz Allah kendisine tevekkül edenleri sever.” 3

Tevekkülün, sebepleri bütünüyle reddetmek demek olmadığını, bilâkis sebepleri Allah’ın kudret elinin bir perdesi bilmek demek olduğunu bildiren Bediüzzaman, sebeplere teşebbüsün ise, bir nevi fiilî duâ hükmünde bulunduğunu ifade ediyor. Bediüzzaman, sonucun da yalnız Allah’tan istenmesi gerektiğini; tevekkülün, kendisine düşen tedbirleri gerektiği gibi aldıktan sonra neticeyi Allah’tan bilmek ve yalnız O’na minnettar olmak demek olduğunu beyan ediyor. 4

Esasen doğru kader inancı da bunu gerektiriyor.

Tedbiri Biz Almalıyız

Demek tevekkül etmek için, önce biz, bize düşen tedbiri gerektiği gibi, gerektiği kadar ve gücümüz ölçüsünde almakla görevliyiz ve yükümlüyüz. Bize düşen kısımda ihmâlkâr davranamayız, tedbirsiz olamayız, gayretsiz olamayız.

Kader inancım var diye işi Allah’a havale edemeyiz. Tedbirimizi alırız. Takdiri Allah’a bırakırız.

Bir evi hırsızlara karşı korumak için düşünülebilecek her şey tedbirdir. Anahtarın ve kilidin en iyisi, kapının en sağlamı, en dayanıklısı, alarm vs. gibi ulaşılabilen yeni teknolojik ürünlerin en iyisi, bunları kullanma becerisi… vs. bunların tamamı tedbir sınıfına girer.

Tedbir ne kadar iyi olursa, sonuç için o derece makbûliyet şartlarını taşıyan fiilî duâ yapılmış olur. Hangi tür tedbir gerekiyorsa, bize düşen iş, ihmal etmemektir. Fiilî duâmızın neticesini ise Cenab-ı Allah’a bırakmalıyız.

Yani tedbiri biz almalı, tevekkül inancımız gereği takdiri Allah’a bırakmalıyız.

Dipnotlar:

1- Yûsuf Sûresi: 66, 67. 2- Hûd Sûresi: 88. 3- Âl-i İmrân Sûresi: 159. 4- Sözler, s. 284.

Okunma Sayısı: 8415
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet Polat Yilmaz

    13.10.2020 20:52:31

    Ammenne takdir Rabbimizindir. Ama ben şu hususta işin içinden çıkamıyorum. Çocuklarımí Rabbimin rızasí doğrultusunda büğútmeğe çalíştım. Ekmek sahibi oldular. Fakat işleride gúçleride ellerinden gitti. Ne yapmalíyím nasíl etmeliyim. İşte imtihaním burada başlíyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı