"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tesbihatta ‘sadıkîn’ kelimesi okunmalı mı?

Süleyman KÖSMENE
01 Nisan 2019, Pazartesi
Birçok yerden öğrenciler: “Tesbihatta sadıkîn ifadesini okumamız gerekiyor mu? Üstad Hazretleri’nin sadıkîn kelimesini kaldırması ile ilgili tasarrufunu nerede uygulayacağız?”

Sadırdan Değil, Satırdan Okumak

Namaz tesbihatı bize nasıl geldi ise, aynen o şekilde kaydedilmiş ve kitaplarımızda o şekilde basılmıştır. Sonradan düşünülerek herhangi bir ilâve veya çıkarma yapılmış değildir. Esasen böyle metinler için sonradan yapılan ilâveler -manası doğru da olsa- makbul değildir. Metne ilâve diyeceklerin varsa, şahsî duân içinde söyleyebilirsin. Ama bu metni bozmaya hakkın yoktur.

Öte yandan metne senin anlamlı bularak yaptığın bir ilâve, başka ilâvelere de dâvetiye çıkarır. Buna kimsenin hakkı yoktur.

Zübeyr Ağabey (ra) bu sebeple tesbihat metnine yeni ilâveler yapan kimselere müdahale eder, bir kelime de olsa, “Kardeşim satırdan oku! Sadırdan değil!” dermiş.

Bediüzzaman’ın Şefkati

Tesbihattaki “sadikîn” ifadesiyle ilgili olarak Bediüzzaman şöyle diyor: “Bir kaç gündür bir duâmı değiştirdim. Şimdiye kadar bazen yüz defa tekrar ile “vağfirlena” veya “veffık” gibi duâlarda “talebete resaili’n-nuri’s-sadikîn” cümlesinden “es-sadikîn” kelimesini kaldırdım; tâ ki, ruhsatla amele kendini mecbur bilen ve sıkıntının verdiği evham ve me’yusiyet cihetiyle zahirî inkâr ve çekinmekle azimet ve sadâkate muhalif hareket eden kardeşlerimiz o duâlardan mahrum kalmasınlar.” 1

Burada fevkalâde bir şefkat görüyoruz. Ruhsatla amele mecbur olan, zahirî inkâr ve çekinmekle azimete ve sadâkate muhalif hareket eden bir kardeşin boynu bükülür. İhanet etme korkusuyla yüreği tutuşur. İşte bu vesileyle böyle kardeşler de bu duâdan mahrum kalmıyorlar.

Nitekim bizim bu gün yaptığımız tesbihatın bir yerinde “sadıkîn” ifadesi kaldırılmış vaziyettedir. Sabah ve akşam tesbihatının son kısmında, “Sübhaneke ya Allah, tealeyte ya Rahman! Ecirna minennar biafvike ya Rahman!” sığınışıyla başlayan ve “Sübhâneke âhiyyen şerâhiyyen teâleyte lâ ilâhe illâ ente ecirnâ…” yakarışıyla biten bu bölümde, metin “ve  Talebete Resâili’n-Nûri ve rufekàenâ..” diye devam eder. Bu bölümde “sadıkîn” kelimesi söylenmiyor.

İlk Üç Bölümde Sadıkîn Kelimesi Vardır

Fakat bu tesbihat metninin daha önceki bölümlerinde “sadıkîn” kelimesine rastlamaktayız. Meselâ ilk bölüm olan “Allahümme ecirnâ” yakarışının sonunda, “Allahümme ecirnâ ve ecir vâlideynâ ve talebete Resâili’n-Nûri’s-sâdıkîne fî-hıdmeti’l-Kur’ânî ve’l-îmân” metni yer almaktadır.

Keza, bu bölümün ardından gelen ve Cenneti isteyen “Allâhümme’d-hılne’l-Cennete meâ’l-ebrâr” duâsıyla başlayan bölümün son cümlelerinde, “ve vâlideynâ ve talebete Resâili’n-Nûri’s-sâdıkîne” metni yer almaktadır. Ki görüldüğü gibi burada da söz konusu tasarruf yapılmamıştır.

Keza, Tesbihatın sondan bir önceki salâvat metninde “Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin…” diye başlayan cümlelerin sonuna doğru “ve vâlideynâ ve bi-talebeti Resâili’n-Nuri’s-sadıkîne yâ ilâhenâ..” ifadelerinde de sadıkîn kelimesi, görüldüğü gibi yer almaktadır.

Anlaşılan şudur ki: Üstad Hazretleri tesbihatın son kısmından “sadıkîn” kelimesini kaldırmış; ama ilk üç bölümden kaldırmamıştır.

Dolayısıyla bizim Şuâlar’daki bu şefkat cümlelerinden hareket edip de, tesbihatın orasında burasında tasarruf yapma yetkimiz yoktur. Gerekli tasarruf Üstad Hazretleri tarafından yapılmıştır ve bu bize kifayet eder, edecektir. Tesbihatta sadıkîn kelimesini, bulunan yerlerden kaldırma yetkisini ve görevini bize hiç kimse vermiyor. Basılı kitapçığımızda bulduğumuz şekliyle tesbihat yapmamız bize lâzımdır ve bu bize yeterlidir. 

Dipnot:

1- Şuâlar, s. 528.

Okunma Sayısı: 4666
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı