"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yahudilerin iki fesadı ne anlama geliyor?

Süleyman KÖSMENE
19 Kasım 2015, Perşembe 14:06
Nurettin Bey: “İsra Sûresi 4. Âyetin tefsiri olarak Sözler 366’da geçen, İsrail oğullarının iki kere fesat çıkaracağı meselesi nedir?”

DÜN NE İDİLERSE BU GÜN DE ODURLAR  

İsrailoğulları Mısır’da Firavunlar zamanında hayli zulme uğramışlar; fakat kendilerini Firavun’un zulmünden kurtaran ve müstakil bir kimlik giydiren başta Hazret-i Musa (as) olmak üzere Peygamberlere ve temelde, vahye karşı hiçbir vefa göstermemişlerdir. İsrailoğullarının bu gün de savaşı vahye ve insanlığın ortak değerlerine karşı devam ediyor. 

Onlar Hazret-i Yusuf’u (as) kuyuya atan ve babalarına “Yusuf’u kurt kaptı” diye yalan söyleyen on kardeşin torunları değil mi? Tıynetleri dün ne idiyse, bu gün de onu sergiliyorlar. 

Veya bir atasözünün ifadesiyle: Yedisinde ne iseler, yetmişinde de odurlar. Hazret-i İsa (as) gibi bir ululazm Peygamberi putperestliğe karşı yalnız bırakan ve tanımayan Yahudiler, bunun kaderî cezasını Romalılar eliyle ödediler. Hazret-i İsa’dan sonra (MS. 66) yıllarında Roma İmparatorluğuna isyan ettiler ve Romalılar tarafından İsrail topraklarından sürüldüler. 1900’lü yıllara kadar o topraklara bir daha dönemediler.  

1290’da İngiltere’den kovulan Yahudiler, 1306’da Fransa’dan, 1492’de İspanya’dan, 1497’de Portekiz’den büyük katliâmlardan geçirilerek kovuldular. Kovulan bu Yahudiler Latin Amerika’ya, Kuzey Afrika’ya, Osmanlı Devletine, Ukrayna’ya ve İsrail’e göç ettiler.        

FİRAVUN, HZ. MUSA’YA (AS) KARŞI

Yirmi Beşinci Söz’de Kur’ân’ın îcâzına örnek olarak verilen âyetlerden birisi olan Bakara Sûresinin 49. Âyetinde Cenâb-ı Hak: “Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık.” buyuruyor. 

Bilindiği gibi Mısır tarihinde Mısır’ı yöneten krallara Firavun deniyordu. Hazret-i Yusuf’u (as) Mısır’a aziz yapan da, Hazret-i Yakup (as) ailesini Mısır’da en güzel topraklara yerleştiren de, sonraki yıllarda Mısır’da yayılıp çoğalan İsrailoğullarını köleleştiren ve en ağır işlerde çalıştıran da Firavunlardır. 

Firavun II. Ramses bir rüya üzerine o günün kâhinlerinden, İsrail oğullarından bir erkek çocuğun kendi saltanatını yıkacağı bilgisini alıyor. Ve artık İsrail oğullarına zulüm üstüne zulüm yapıyor. Doğan kız çocuklarının bırakılmasını, erkek çocuklarının kesilmesini emrediyor. Gerisi malûm.  

II. Ramses’in korktuğu başına geliyor. Hazret-i Musa’ya (as) karşı savaşıyor ve nihayet Kızıldeniz’den Hazret-i Musa’nın geçtiği yerden geçmek isterken deniz kavuşuyor. Sol elindeki kalkanını denizin dalgasına doğru tutan II. Ramses, dalgayı durduramayınca son nefesinde can havliyle, “İsrailoğulları’nın iman ettiğinden başka hiçbir ilâh olmadığına inandım. Ben de Müslümanlardandım”1 diyor. 

Cenâb-ı Hak da ona: “Şimdi mi iman ettin? Oysa önce isyan etmiş ve fesatçılardan olmuştun!”2 buyuruyor. 

Ve ardından Allah: “Biz de bugün senin bedenini kurtaracağız. Ta ki arkandan geleceklere ibret olsun.”3 buyurarak son nefeste imanın makbul olmadığını, sadece bedene necat vermeye yeteceğini bildiriyor. 

Bediüzzaman, burada ilginç bir anekdot da geçiyor: “Firavun zamanında yapılan bir hâdise ünvânıyla, Yahudî milletinin ekser memleketlerde her asırda mâruz olduğu müteaddit katliâmları, kadın ve kızları hayat-ı beşeriye-i sefîhânede oynadıkları rolü ifade eder.”4     

YAHUDİLERİN İKİ FESADI

Bediüzzaman’ın aynı sayfada tefsir ettiği âyetlerin birisi de İsra Sûresi 4. Âyettir. Bu âyette mealen: “Biz, Tevrat’ta İsrailoğullarına, ‘Yeryüzünde muhakkak iki defa fesat çıkaracaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz’ diye bildirdik.” buyuruluyor.  

Tarih boyunca Yahudilerin fitne ve fesat pisliğinden ellerini çekmedikleri zaten görülüyor. 

Meselâ: Hazret-i Musa’ya (as) ve Hazret-i Davud’a (as) yer yer isyan etmişler; şerlerinden bir ağaç kovuğuna saklanan Hazret-i Zekeriya’yı (as) ağaç ile birlikte kesmişler; Hazret-i Ermiya’yı (as) hapsetmişler; Hazret-i Yahya’yı (as) öldürmüşler ve nihayet Hazret-i İsa’yı (as) çarmıha gererek öldürmeye kalkışmışlardır.  

Bediüzzaman ise Yahudilerin şu son asırda dünyayı sarsan iki fesadından haber veriyor: 

1- Fakirleri zenginlerle çarpıştıran faiz belâsını dünyanın başına sarmaları.  

2- Zulüm gördükleri galip devletlerden intikam almak için her nev’î fesat komitelerine ve teröre karışmaları ve her nev’î ihtilâle parmak karıştırmaları.5 

Dipnotlar: 1- Yunus Sûresi: 90. 2- Yunus Sûresi: 91. 3- Yunus Sûresi: 92, 4- Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1994, s. 366. 5- Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1994, s. 366

Okunma Sayısı: 13304
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Celal can

    20.11.2015 11:27:00

    Örn; kalp hastası olanlara,şeker hastası olanlara doktorların sorduğuna şahidim,"daha önce ailenizde böyle bir hastalık varmı diye...ebeveynin tüm çocuklarında bu belirtiler olmaya biliyor...örn:3 çocuktan birinde görülebilir.diye düşünüyorum.sözün kısası DNA ile ilgili genetik uzmanı konusunda söz sahibi bir kişi yazarımız bu yazısından rahatsız olmaz diye düşünüyorum.

  • Süleyman Kösmene

    20.11.2015 09:37:32

    Sa. Yorum sahiplerine ve okuyucularıma, İlgi ve duyarlılıkları için teşekkürler...

  • Toygar

    19.11.2015 17:56:38

    Bir özür.. Değerli okuyucular ve sn.yazar, "Eyüp a.s." ifadem yanlıştır. "Yakup a.s." olacaktır. Bilgilerinize sunar, özür dilerim. Ayrıca biz yanlış yaptık mı özür dilemekten çekinmeyiz. Selamlar!

  • Toygar

    19.11.2015 17:41:51

    "..Onlar Hazret-i Yusuf’u (as) kuyuya atan ve babalarına “Yusuf’u kurt kaptı” diye yalan söyleyen on kardeşin torunları değil mi?." Yorumunuzu bir de siz tekrar okuyun. Baki selam!.

  • Toygar

    19.11.2015 17:40:44

    Değerli Hocam, toptancı bir anlam ifade eden yorumunuzu beğenmedim. Selamlar!

  • Reis68

    19.11.2015 16:38:24

    Toygar kardeşim burası YeniAsya. Burada her görüşe saygı vardır. Ayrıca Süleyman Bey, "Yedisinde ne iseler, yetmişinde de odurlar." şeklindeki bir yaklaşım tebliğnin önünü kapatmaktır diye düşünüyorum. Nitekim Efendimiz (sav) Yahudilerle ittifak antlaşması imzalamış hatta dar-ı bekaya irtihal buyurmalarından önce zırhını bir Yahudiye borcuna karşılık rehin vermişti. Bu gerçekler nazara alındığında İsrailoğulları'nı bir kalemde silmenin ve dedelerinin çocukları yakıştırmasını yapmanın pek de doğru olmadığı kanaatindeyim.

  • Süleyman Kösmene

    19.11.2015 15:24:40

    Toygar bey şu cümlenizi bir kez daha okuyun ve benim cümlelerimi de okuyun lütfen: "Hz.Yusuf'un torunları onlarsa, Hz. Yusuf da babaları mı? Ya Hz.Eyyub a.s. kimdir?" Benim yorumumda yahudilerin Hazret-i Yusuf'un (as) torunları olduğu yazmıyor ve böyle anlaşılacak bir cümle olmadığı gibi; Hazret-i Eyüb'le (as) ilgili de tek bir satır yok. Dikkatinize teşekkür ederim.

  • Toygar

    19.11.2015 13:14:51

    Yorumumu yayınladığınız için teşekkürler. Yanlış anlaşılmaması temennisiyle!

  • Toygar

    19.11.2015 08:37:19

    "..Onlar Hazret-i Yusuf’u (as) kuyuya atan ve babalarına “Yusuf’u kurt kaptı” diye yalan söyleyen on kardeşin torunları değil mi?." "Veya bir atasözünün ifadesiyle: Yedisinde ne iseler, yetmişinde de odurlar.".. Hocam kusura bakmayın da, bu nasıl izah yahu! Hz.Yusuf'un torunları onlarsa, Hz. Yusuf da babaları mı? Ya Hz.Eyyub a.s. kimdir? Bu yorumu ya siz yazmadınız, ya da dalgınlığınıza geldi, sanıyorum. Benim bu yorumumun yayınlanmayacağını da biliyorum. Siz okuyun diye yazıyorum! Biraz özen istesem, makâmınıza hürmetsizlik etmemiş olurum sanırım! Makâma özen ve dikkat istemek da benim en tabii hakkım, değil mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı