"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yasak meyveyi kim yedirdi?

Süleyman KÖSMENE
20 Şubat 2019, Çarşamba
Hanım okuyucumuz: “Sahih kaynaklarımızda kadınla istişareden men eden bir rivayet var mıdır?”

HADİS ZANNEDİLEN BİR GALAT  

Kadınla istişare etmekten men eden görüşler İslam dinine ait değil, İsrailiyat’a aittir. Böyle bir rivayeti Aclunî “hadis zannedilen yanlış sözler” başlığıyla eserine almış ve eleştirmiştir.1

İsrailî kaynaklar Hazret-i Âdem’in (as) yasak meyveyi yemesi meselesinde Hazret-i Havva’yı işin baş müsebbibi gösteriyorlar. Yani Hazret-i Âdem’i (as) yemeye ikna eden güya Hazret-i Havva imiş. Bu kaynaklardan internete düşmüş olmalı ki, internette, Hazret-i Âdem’in (as) tavsiyeleri içinde şöyle cümleler yer alıyor:

-“Kadınlarınızın arzusuna göre iş yapmayınız. Ben kadınımın emrine göre hareket ettim, pişman oldum.”

-“Ben kadınımın sözünün tersini yapmış olsaydım kurtulurdum.”

Bahsi geçen görüş, bu sözlerin yorumu gibi duruyor. Fakat gerek bu sözlerin, gerekse bu söze bağlı yorumların sıhhatli kaynaklarda yeri yoktur.

Bilakis yasak meyveyi haber veren Kur’ân, şeytanın sadece Hazret-i Havva’yı değil, (dolayısıyla Hazret-i Havva’nın da Hazret-i Âdem’i (as) değil), şeytanın her ikisini birden kandırdığını zikrediyor. Ayet şöyledir: “Her ikisinin ayağını da şeytan kaydırdı.”2

Bu durumda İsrailî kaynaklarda yer alan, şeytanın Hazret-i Havva’yı, Hazret-i Havva’nın da Hazret-i Âdem’i (as) kandırdığı şeklindeki sıralama doğru değildir. Doğru olan, -Kur’ân’ın bildirdiği gibi- şeytanın her ikisini birden kandırmış olmasıdır. Yani yasak meyveyi yeme meselesi doğrudan şeytanın iğfali ile söz konusu olmuştur.

Bu durumda Hazret-i Âdem’e (as) atfedilen bu sözler de sıhhatini kaybetmiş olmaktadır.

EHLİYET ESASTIR  

İslâm dininde esas olan liyakattir, ehliyettir, bilgi sahibi olmaktır, danışmaya ehil olmaktır. Bu sıfatları taşıyanlara kadın da olsa, erkek de olsa danışılması emredilir. Ancak hissî, duygusal, kararsız, istikrarsız, tutarsız olanlarla kadın da olsa, erkek de olsa bu sıfatları taşıdıkları zamanlarda istişare edilmez.

Kur’ân’da kadınlarla müşavere örnekleri olduğu gibi, Peygamber Efendimiz (asm) de ihtiyaç duyduğu her yerde ezvac-ı tahiratla istişare etmişlerdir.

Kur’ân’da Şuayb Aleyhisselam’ın kızlarının görüşleri üzerine Hazret-i Musa’yı (as) istihdam ettiği3; Belkıs’ın komutanlarının Belkıs’a “Biz harp ehliyiz, emir senindir. Ne emredeceksen emret!”4 Dedikleri; çocuğunun emzirilmesi meselesinin boşanan kadınla istişare edilebileceği5; anne ile babanın çocuklarını sütten kesmek için meşveret edip anlaşmalarında günah olmadığı6 gibi örnekler, bize bu konuda yeterince bilgi vermektedir.

Keza Hz. Peygamber’in (asm) kadınlarla istişare ettiğini ve onların görüşleriyle amel ettiğini bildiren rivayetler az değildir.7

Mesela daha ilk vahiy geldiği zaman bunu Hazret-i Hatice’ye danışmış, Hazret-i Hatice de kendisini teselli ve teskin etmiştir.8

Keza Hazret-i Hatice’nin teklifiyle muhtereme kızı Zeyneb’i Ebu’l-As’a nikâhlamıştır. Hatta bu rivayeti yapan zat, “Resulullah (asm) Hz. Hatice’ye muhalefet etmezdi.” İlavesini de yapmıştır.9

Keza Hazret-i Aişe’ye (ra) iftira atıldığı zaman, Zeynep bintü Cahş’tan ve köle Berire’den Hazret-i Âişe (ra) hakkında görüş almıştır.10

Keza Hudeybiye’de Kureyşlilerle barış yapılıp o yıl umre yapılmaması kesinleşince, anlaşmadan sahabe-i kiram memnun kalmadı. Resulullah’ın (asm), “Kalkın, kurbanlarınızı kesin, ihramdan çıkın!” emrini sahabe duymamış gibi ağırdan aldı. Bu durum Resulullah’ı (asm) fevkalade üzdü. Ümmü Seleme’ye durumdan yakındı. Ümmü Seleme: “Ya Resulallah! Sen kalk, kurbanını kes! Onlar sana uyacaklardır” deyince, bu görüşe uyarak Peygamber Efendimiz (asm) kendi kurbanını kesti. Ardından sahabeler de kurbanlarını kestiler.11

Dipnotlar:

1- bk. Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ 2/3; Geniş bilgi için, bk. Münâvî, 4/262-263. 2- Bakara Suresi: 36. 3- Kasas Suresi: 26. 4 -Neml Suresi: 33. 5- Talak Suresi: 6. 6- Bakara Suresi: 233.  7- İbnu Kuteybe, ‘Uyûnu’l-Ahbâr 1/2.  8 -Buhârî, Bed’ül-Vahy, 1. 9 -Heysemi, 9/213B 10 -Buhari, Şehadat, 16. 11- Vâkıdi, Meğazi, 2/613.

Okunma Sayısı: 3943
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı