"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mahbûb-u Hakîki namına sevmek

Sümeyye Tuğçe ENGİZ
14 Şubat 2016, Pazar
Ömrümüzün sayfaları çevrilirken baki âlemlere doğru, ruhumuz âşık zamanın sahibine.

Akıyor ömrümüzün bahar yılları ve bizler uğurluyoruz sevdiklerimizi zamanın ilerisine…

Sevdiklerimizi, hayatta en çok sevdiğimizin dergâhına uğurlarken, O’nun sonsuz rahmetine emanet ediyoruz onları. Kalbimizdeki firaktan gelen elemleri Allah namına sevmenin verdiği teselli ile avutuyoruz elhamdülillah. Bu sayede verilen her nimetin aslında Allah’ı sevmekte bir basamak olduğunu fark edip bize ihsan edilen mahbublar vasıtasıyla Rabbimizi daha çok seviyor ve ahiretin varlığını talep ediyoruz. Bize bu muvakkat dünyada yaşattığı, sevdiklerimizle geçirdiğimiz her fâni dakikaya bedel ahirette bâki dakikaları hazırlayacağını ümit ediyoruz. Bu dünyada bile Allah namına sevmenin lezzetini, yine O’nun bizlere verdiği Nurdan teselliler ile tadıyoruz. 

Allah namına sevmek…

Bizleri bâkiye, ahirete müteveccih ediyor. Sevdiklerimizi bâkileştiriyor, uzaklar yakın oluyor, gurbetler vuslat. Allah namına sevenlerde firak olmadığını bildiriyor çünkü Rabbimiz bizlere. Başka şehirde, başka ülkelerde hatta başka âlemlerde olsak bile, aynı dâvâya hizmet ettiğimiz müddetçe, Allah namına sevdiklerimiz ile birlikte, bâki bir âlemde, cennet meyvelerini yiyerek hasret gidereceğimizin ümidini taşıyoruz.

Zamanın sahibi, zamansız bir âleme alana kadar bizi, fâni bir dünyada özlüyoruz sadece birbirimizi. Uzaklıklar sadece bu dünya için. Gurbetler, firaklar, yalnızlıklar bu dünyaya has kavramlar. Baki âlemde vuslatlar, bâki sohbetler, ebedî muhabbetler, bitmeyecek tükenmeyecek bâki dakikalar…

Dünya mademki muvakkat ve Allah namına yaşanmadığı müddetçe elemli, o halde ebedî ve elemsiz bir memleket için, ebedî âlemlere müteveccih olmak, bizlere ihsan ettiği mahbublarımızı O’nun namına sevmeli.

Cenâb-ı Allah’ın razı olduğu dairede O’nun razı olduğu şekilde çevirdiğimiz müddetçe ömür sahifelerini, korkmuyoruz, dehşete kapılmıyoruz, ömür defterimizin bitmesinden endişe etmiyoruz. Ömür defterleri bitenlerin ise, sevap defterlerinin daima açık olduğunun bilinciyle, âhiret âlemlerine daha bir yakın oluyoruz. Ruhlarımızın firaktan gelen yaralarına, yine Rabbimizin hakikatleri, O’na hizmet etmenin şerefi merhem oluyor.

Rabbimiz seviyoruz Seni...

Bize birbirimizi sevdirdiğin için,

Bize Kendini sevdirdiğin için, 

Gurbette bile bâki lezzetler hissettirdiğin için.. 

İlâhî bizleri Senin yolunda daim hizmet edenlerden eyle!

Bizleri Senin namına sevenlerden eyle!

Gurbetlerimizi cennetinde baki vuslatlara çevir ya İlahena!

Enemizi nahnüye çevir,

Bizleri dünyanın meşakkatli lezzetlerinden muhafaza eyle,

Sâfi temiz imanı, ihlâsı kazanmayı nasip et ey Rabbimiz...

Seni talep etmeyi, Sen’de ferah bulmayı,

Senin istediğin tarzda dünyaya, musîbetlere, imtihanlara bakmayı bizlere nasip eyle...

Bizler Senin namına yaşamayı yine Senden istiyoruz. 

Huzuruna aldığın mahbublarımızın hürmetine bizlere Senin namına yaşamayı nasip et.

Senin namına yaşamaktan bizleri mütelezziz eyle.

Âmin, âmin, âmin…

Okunma Sayısı: 1628
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    14.2.2016 23:13:08

    Maşallah.. Güzel bir yazı olmuş..Tebrik ederim.. Kaleminize kuvvet..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı