"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ders aldık mı?

Ülker Yılmaz CABA
02 Mart 2018, Cuma
Ülke olarak ahlâkî ve vicdanî açıdan darbe üstüne darbe alırken, bir yandan da yaşanan adaletsizlikler, işleri içerisinden çıkılmaz bir hale getiriyor.

Çok değil sadece son bir ayda yaşanan olayları basına yansıyan şekliyle derleyip, önümüze koyunca yaşananların boyutu hem utandırıyor, hem de acı çekmemize sebep oluyor. Darbeler, ihtilâller, cunta faaliyetleri, 28 Şubat zulmü gibi birçok utanç ve acı dolu dönemler yaşandı. Her dönemin mağdurları ve zalimleri vardı. Büyük ve telâfisi mümkün olmayan zulümler yapıldı. Peki, bunlardan ders aldık mı? Hayır. Alsaydık bugün yaşananlar yaşanmazdı. 15 Temmuz Darbe Girişimi lânetlenecek bir girişimdir. Sonrasında yaşananlar da öyle. Tarihin sayfalarında utanç vesikası olarak yerini alacak Kanun Hükmünde Kararname’ler (KHK) de öyle. 

KHK’ların oluşturduğu toplumsal yaralar vicdanları sızlatmalı. Özellikle 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası suçlu-suçsuz ayrımı yapılmadan yüzbinlerce kişinin bir torbada akla gelebilecek bütün hak ihlâllerini yaşaması, telâfisi mümkün olmayan sıkıntılara sebebiyet verdi, veriyor. Yüzbinlerce insan bir gecede ‘terörist’ olarak yaftalanldı, birçoğu tutuklandı, toplum dışına itilerek ötekileştirildi. Bu ötekileştirme öyle bir hal aldı ki; anne, baba ve kardeşlerinden bile kopmak zorunda bırakıldılar. Bu durum birçok insanı psikolojik olarak da çökertti. 

20 Temmuz 2017 tarihinde yayınlanan bir araştırmaya göre, OHAL döneminde 36 kişi intihar etti ve bu intiharların büyük bir bölümü KHK’lar ile kamu görevinden uzaklaştırma sebebiyle girilen psikolojik bunalım sonucu gerçekleşti. 

Geçen günlerde yaşanan bir olay, KHK zulmünü bir kez daha gözler önüne serdi. Denizli’de eşi KHK ile işinden atılmış ve tutuklanmış anne, yüzde 99 engelli Sereb-ral Palsi hastası 17 yaşındaki oğlunu öldürdükten sonra, kendini de intihar etti. Başta yetkiler olmak üzere, hiç kimse insanların düştükleri bu durumlara kayıtsız kalmamalı. 

Toplum olarak da acıları yarıştırmadan birbirimize düşman edilme projesinin önüne geçmek zorunluluğumuz var. Tarih- ten ders almak gerek. Ama birilerinin belli amaçlarla çarpıtarak ‘dizilerde’ sunduğu tarihten değil. Tarafsız ve objektif bir bakışla, olaylara farklı açılardan bakarak. Yoksa dramlar devam eder, ediyor. 

Yıllarca toplum vicdanını sızlatacak yeterince acıyı yaşadık son 2 yılda. Bunlardan sadece bir çırpıda sayabildiklerim; 15 Temmuz’da arkadaşım Çetin’in keskin nişancı kurşunuyla şehit edilmesi, Bayrampaşa Emniyet Müdürlüğü önünde şehit edilen 15 yaşındaki Halil İbrahim, doğumhane kapılarında loğusa kadınların yaşadıkları, Ege’de ve Meriç’in azgın sularında can veren Maden, Abdürrezzak, ve Doğan aileleri, cezaevlerinde büyüyen bebekler, Doç. Dr. Ahmet Turan Özcerit’in vefatı. Yargıtay eski üyesi Mustafa Erdoğan’ın ölüm döşeğinde bile çocuklarıyla görüştürülmemesi. 15 Temmuz şehitlerinin öksüz yetim kalan çocukları, dul kalan eşleri… 

Bütün bunlar hepimizin utanç duyacağı acılar. Bu acılar lütfen son olsun, adil olalım, hakkaniyetli olalım, kim olursa olsun zali- me zalim, mazlûma mazlûm, mağdura mağdur diyebilelim. ‘Biz’e yakın kişiler eliyle ‘bizden olmayanlar’a yapılıyor diye zulme rıza göstermeyelim.

Okunma Sayısı: 2729
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı