Bediüzzaman Hazretleri “Leyle-i Kadirde Yazılan Bir Mesele-i Mühimme” başlıklı eserinde “Nev-i beşer bütün bütün aklını kaybetmezse, maddî veya mânevî bir kıyamet başlarına kopmazsa İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere’nin Kur’ân’ı kabul etmeye çalışan meşhur hatipleri ve Amerika’lı din-i hakkı arayan ehemmiyetli cemiyeti gibi ruyi zeminin geniş kıtaları ve büyük hükümetleri Kur’ân-ı Mu’cizül Beyanı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh-u canlarıyla sarılacaklar” der.
Bu tesbitin doğruluğunu İslâm dininin Batı ülkelerinde hızla yayılmasından anlıyoruz. Din düşmanlarını korkutan bu tablo dolayısıyladır ki, İslâm hep terör ve anarşi dini olarak medyada sunulmaya çalışılır. Cihadın ahir zamanda ilimle ikna metoduyla yapılacağını anlayamayan safdil Müslümanlar da ne yazık ki silâhlı mücadele çabalarıyla bilerek ya da bilmeyerek ehl-i dalâlete yardım edip, Müslümanları zor durumda bırakırlar. İslâm coğrafyasında son yaşadıklarımız bunun delilleri değil midir? Her şeye rağmen fıtrat dini olan İslâmiyet bütün samimiyet ve ihlâsıyla yaşayanlar sayesinde hızla yayılmaya devam eder. Geçtiğimiz hafta, farklı günlerde gazetemizde yer alan konuyla ilgili gelişmeler gerçekten sevindirici ve iç acıcıydı.
Bunlardan bir demeti sizlere sunalım:
*İsviçre’de Bosnalı Müslüman bir ailenin başörtülü kızının okula devam etmesi konusunda devam eden hukukî süreçte başörtüsünün okul yönetimine zarar vermediği ve entegrasyonu azaltmadığı sonucuna varıldı. Dâvâ dini gerekçelerle başı örtmenin yasaklanması ve başörtüsünün kadının aşağılanmasına yönelik belirgin bir işaret olduğu gerekçesi ile açılmıştı. (Yeni Asya, 15 Kasım 2014)
*Amerika İslâmâ İlişkiler Konseyi Başkanı Nihad Awad’ın söylediğine göre Amerika’da İslâm en hızlı yayılan din. Toplumun yüzde 27’si İslâma müsbet bakıyor. Cami sayısı hızla artıyor, ancak İslâmı anlatacak farklı kurumlara da ihtiyaç var.
*ABD’de özellikle Latin kökenliler arasında İslâm hızla yayılıyor. ABD Müslümanlarının yüzde 6’sını Latin Müslümanlar oluşturuyor. Bunlar arasında kadınlar çoğunlukta. Eğitim, kariyer, refahla ölçülen başarı değerleri dolayısıyla kendini dışlanmış hisseden kadınlar İslâmı seçiyorlar. (agg)
* Fransız Senatosu ayrımcılığa karşı hazırlanan raporu kabul etti. Rapor din eğitimine önem verilmesi ve mezarlıklarda Müslümanlara ayrılan alanların arttırılması gibi maddeler yer alıyor. (agg)
*ABD’nin başşehri Washıngton’daki tarihî katedralde ilk kez Cuma namazı kılındı. Rahibeler Müslümanları katedralde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduklarını ifade ettiler. (Yeni Asya, 16 Kasım 2014)
Görülen o ki, küresel fesad örgütleri İslâmı engellemeye çalışsalar da başarılı olamıyorlar.
HÜLÂSA
Böyle bir tablo karşısında biz Müslümanlara düşen vazife İslâmiyete lâyık doğruluk ve doğru İslâmiyeti yaşayarak örnek oluşturmak. O zaman İslâm’ın gönülleri fethi çok daha kolay ve hızlı olacak inşallah…