4. Gazetecilik seminerinin erkekler etabından sonra hanımlara yönelik dört gün süren ders programları bize ümit ve heyecan aşıladı. Farklı yaş guruplarından ekser çoğunluğunu üniversiteli genç kız kardeşlerimizin oluşturduğu gurup sunumları ilgi ve dikkatle takip etti.

Katılımcılarımız yazmaya, araştırmaya, sormaya meraklı cevval genç bir ekipti.

Program sonrası gazetemizde yayınlanan kaleme aldıkları seminer izlenim yazılarından anlayacağımız üzere bu işi devam ettirmeye de taliptiler.

- Çoğunun okullarının açılmış ya da açılma arefesinde olduğu bir dönemde seminer programına iştirak etmeyi tercih etmişlerdi. Hemen hepsinin söylediğine göre dört günlük süre çok azdı.

- Programa katılanlar arasında evli hanımlar da vardı. Bir kardeşimiz küçük oğluyla iştirak etti. Bir diğeri yetişkin kızıyla ana-kız katılımcılarımız arasındaydı. Bir başkası çocuklarını güvenilir bir ele teslim ederek gelmişti.

- Hepsi de gündemi takip ediyor ve Yeni Asya’nın şahs-ı maneviyi temsil eden neşriyatını takdirle karşılıyorlardı. Her zaman hakikati savunan bir gazetenin destekçisiydiler. Bu tablo da açıkçası bizler için şevk ve gayret kaynağı oldu.

Program bitiminde irtibatımızın devam etmesi ve tekrar görüşebilme duâsıyla vedalaştık. Eminiz ve duâmız odur ki, önümüzdeki dönemde bu kardeşlerimizin çalışmalarını sıkça neşriyatımızda takip edeceksiniz.

NEŞRİYAT HİZMETİNDE HANIMLAR

Genç kardeşlerimizle “Neşriyat Hizmetinde Hanımlar” konusunu konuştuk. “Geçmişten günümüze ve geleceğe hanımlar iman hizmetini neşirde nasıl davrandılar? Neler yapıyoruz? Gelecek için neler yapabiliriz?” sorularının cevabını mütalâa ettik.

Bediüzzaman Hazretleri “Risale-i Nur, ism-i Hakîm ve ism-i Rahîm’e mazhardır” der.

Risale-i Nur’a yönelen ism-i rahimin ayinedarlığını yapan şefkat kahramanı hanımların, neşriyat hizmetlerindeki faaliyetleri aslında fıtratlarının bir gereği.

Hanımlar, 1920’li yıllarda Barla’da İslâm âleminin içinde bulunduğu o zor şartlar içinde bile aileleriyle birlikte neşriyatın tam da orta yerindeydiler. 600.000 nüsha Risale-i Nur eserleri elle yazılırken ya bizzat ya da eşlerine destek vererek dolaylı yoldan bu hizmeti ifa ettiler.

Tarihçe-i Hayat’ta anlatıldığı üzere dolap içinde yazı yazan eşlerine lamba tutarak ya da Nur Risalelerini kendi aralarında yaptıkları derslerle hanımlar arasında neşrettiler. Lâhikalarda Nur Risalelerini bizzat yazan hanımların isimleri ve hizmetleri Bediüzzaman Hazretleri tarafından ifade edilmekte, onlardan “mübarek kâtibeler” olarak bahsedilmektedir.

HÜLÂSA

Günden güne gelişen teknolojiler şüphesiz neşriyat hizmetinin daha geniş alanlara yayılmasına sebep olacak, ilk günlerde olduğu gibi hanımlar burada da yerini alacaktır.

Bizim gibi “aksaçlılar”ın yapacağı tek şey onlara uygun zaman ve zeminleri hazırlamak, tecrübeleri onlarla paylaşmak, neler yapılabileceğini beraberce plânlamaktır. Kabul ederlerse tabi.

4. Gazetecilik Seminerlerinde olduğu gibi.