Geçtiğimiz günlerde danışman bir hanımefendinin yaptığı, “İnsanlar birbirlerini öldüreceklerine boşansınlar” sözleri medyada çokça yer aldı.
Gerçekten de ifrat ve tefritleri her alanda yaşayan bir toplum olarak evlilik gibi boşanmada da kantarın topuzunu kaçırıyor insanımız. Oysa ki her şeyin bir yolu yordamı, hukuku var. Evliliğin olduğu gibi boşanmanın da hukuku var.
Çocuklarının boşandığı babasını ya da özellikle de boşandığı annesini sokak ortasında öldürenlerin sayısı gittikçe artıyor. O yapılamazsa, mahrem bilgilerin medyada paylaşılıp kirli çamaşırların ortaya dökülmesi de ayrı bir olay.
ALLAH’IN HOŞLANMADIĞI HELÂL
Aile kurumu bütün dünyada ve ülkemizde hızla yıpranıyor. Evlilik sayısı azalıyor, boşanmalar artıyor. Ülkemizde boşanma sebepleri arasında ilk sıralarda TV ve internetin, sosyal medyanın etkisi yer alıyor. Sadakatsizlik, çalışma hayatı, ekonomik problemler, şiddet, aile yakınlarının baskısı gibi sebepler de evlilik kurumunun sağlıklı olmasını etkileyen faktörler arasında. Bu durumdan en çok zarar görenler ise anne şefkatinden, baba merhametinden mahrum kalan çocuklar.
Boşanmanın tarih boyunca bir insanlık hali olarak ele alındığını, tahrip edilmelerine rağmen semavi dinlerde getirilen yasaklamalar, sınırlandırmalardan anlıyoruz.
Son ve en mükemmel din olarak gönderilen İslâm, evliliği olduğu gibi boşanmayı da, “Allah’ın hoşlanmadığı bir helâl” tanımlamasıyla “ailevî problemlerde en son çözüm” olarak hukuki bir mesele yönüyle ele almış, hükümlere bağlamıştır.
Hem de hiçbir boşluk kalmayacak şekilde!
ŞARTLARI AĞIR ANLAŞMA
Nisa Sûresi’nin 21. âyeti evliliği, “Misak-ı galiz” ifadesiyle şartları ağır olan kudsî bir anlaşma, sözleşme olarak şöyle tanımlıyor:
“Verdiğiniz mehri hanımlarınızdan nasıl alırsınız ki, siz birbirinize o kadar yakın oldunuz, karı koca olarak o kadar hukukunuz geçti ve onlar nikâh sırasında sizden haklarını koruyup gözetmeniz hususunda kuvvetli bir ahid almışlardı?”
Verilen sözler, vaatler taraflarca yerine getirilmeli ve hukuka riayet edilmeli, emanete sahip çıkılmalı ihanet edilmemelidir.
HÜLÂSA
Mahcup olmamak, yüzünün kara çıkmaması için yapılması gereken de yine duâdır.
“Onlar ‘Ey Rabbimiz’ derler. ‘Bize gözümüzü aydınlatıp, gönlümüzü açacak Saliha hanımlar ve nesiller ihsan et. Ve bizi takva sahiplerine rehber kıl.” (Furkan Sûresi, 784.)
Mü’mine yakışan budur!
Yoksa her problemde boşanmayı çözüm olarak düşünmek Bediüzzaman Hazretleri’nin “Hanımlar Rehberi” isimli eserinde ifade ettiği gibi “haysiyet-i İslâmiye ve şeref-i milliyemize yakışmaz!”