Genç kardeşlerimiz minik Can Kardeşlerle Zübeyir Gündüzalp toplantı salonunda özel programla ilgilendiler. Hanımların bir kısmı üst katta programı takip ederken, bir kısmı da alt kattaki iki ayrı salonda kurulan perdelerle programı canlı yayında takip ettiler.

İttihad gazetesine emeği geçen ağabeylerimizin hatıraları ibretliydi. Bediüzzaman Hazretleri’nin Risale-i Nur Külliyatı’nın satırları arasında zikrettiği “Aziz, Kahraman, Sıddık, Sebatkâr Kardeşlerim!” gibi ifadelerin ne anlama geldiğini bu hatıralarda canlı olarak tefekkür ettik. Adeta bayramlarda yapılan bir resmî geçitler gibi kahramanlık hikâyeleriyle doluydu elli yıllık macera…

KAHRAMANLAR GEÇİDİ

İttihad gazetesine Hatice Babacan’ın başörtüsü mücadelesini taşıyan ve “Mehmet Kutlular’a iki vefa borcum var” diyen Muzaffer Deligöz Ağabey…

Dindarlar aleyhine hazırlanan kanun tasarısı için Nurcuların verdiği amansız hukuk mücadelesini detaylarıyla hatırlayıp aktaran Celal Keseli Ağabey…

“Batıda tanıdığım ilim adamları Yeni Asya gazetesini ‘Nurcuların temsilcisi’ olarak tanıyor” diyen Suad Alkan…

“Komünizmin ne olduğunu Rusya sınırında yaptığım askerliğim sırasında çok iyi anladım. İttihad gazetesini en sıkıntılı zamanlarda kaymakamlık önlerinde korkmadan sattım. Hâlâ aynı şevk ve heyecana sahibim” diyen Şeref Çetintaş Ağabey…

“Yeni Asya kıyamete kadar devam edecek. Nurcular Peygamberimizin (asm) sancağı altında toplanacaklar. “ diyen İslâm Yaşar Ağabey…

“1970’li yıllardaki hizmetlerin yoğunluğuna, fabrika ayarlarımıza geri dönelim” diyen Ayhan Alşan Ağabey…

Hepsi de elli yıl öncesinin o fırtınalı dönemlerinde yaşadıkları olaylara, İttihad gazetesinin o ortamda yaptığı hizmetine bugün de Yeni Asya ile devam ettiğine işaret ettiler.

UNUTULMAZ LÂTİF CÜMLELER

İstanbul’da Marangoz Şevket Ağabey lâkabıyla tanıdığımız Şevket Günder Ağabey ve Samsun’dan gelen Şeref Çetintaş Ağabey hanımların hizmetteki yerine vurgu yaptılar.

Şevket Ağabeyin, Hz. Ömer zamanında yaşayan Kadı Şüreyh’in hanımı ile ilgili kıssa hakkında söyledikleri, Şeref Ağabeyin ise “Evlâtlarıma bırakacağım bir çöpüm yok. Ama eşim de, çocuklarım da benden razı. Onların desteği olmasaydı zorlanırdım” sözleri ibretliydi.

Ramazan Çakır’ın değerli ablamız, kıymetli yazarımız hanımı Mümine Güneş’in “Bir Diriliş ve İttihad” başlıklı yazısını okurken söylediği lâtif cümleler de unutulmazdı.

VELHASIL

Hemen her şey gibi medyanın da “yamuk” çizdiği günümüzde, İttihad ile başlayan ve Yeni Asya ile devam eden “istikrarlı çizgi”de yayıncılıkta yarım asır çok önemli bir hadisedir.

İftihar ediyoruz!