"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İlk anayasa: Medine Vesikası

Yasemin GÜLEÇYÜZ
05 Temmuz 2017, Çarşamba
Araştırmacılar insan hakları çalışmalarının 18. yüzyılda başladığını söylerler.

Bu çalışmaların cihanşümul bir anayasa haline gelmesi için iki dünya savaşının yaşanması gerekmiştir. 

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi İkinci Dünya Savaşı sonrası 1948 yılında BM Genel Kurulu’nda kabul edilen 30 maddelik bir bildiridir. Bu bildiriyle söz verilen insan haklarına rağmen yapılanlar maalesef hepimizin malûmudur. Halen dünyanın az bir kısmı refah ortamında lüks bir hayat sürerken gerisi kan ve gözyaşı içinde çözüm beklemektedir.

Yazıktır ki insan hakları araştırmacıları 1948’deki sözleşmeyi nazara verirken 13 asır önce yazıya dökülen bir anayasayı görmezden gelirler. Medine Vesikası’nı...

MEDİNE VESİKASI 

Medine Vesikası İslâm tarihindeki ilk yazılı anayasa örneğidir. Vicdan özgürlüğü, suçun şahsiliği, diyetler, borç hukuku gibi esaslarıyla sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın temel problemlerinin nasıl çözüleceğini göstermiştir. Tanzim tarihi 622 yılıdır.

Peygamberimiz (asm) bu anayasa ile Kureyş ve Medine Müslümanları ile onlarla müşterek bir dâvâda aynı hareket eden farklı kavimleri tek bir ümmet olarak kabul etmiştir. 

Medine Vesikası ile ötekileştirme kavramı ortadan kalkmış, farklı düşünen, farklı ibadet eden azınlıklara kötü muamele yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. 

Vesikanın en önemli maddesi problemlerin çözümü için Kur’ân ve Peygamberimizin (asm) tek çözüm mercii olarak kabul edilmesidir. 

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ 

Peygamberimiz (asm) Medine’ye hicret ettiğinde ilk yaptığı işlerden biri huzur, güven ve adalet ortamını temin etmekti. Medine’de yaşayan herkesin hak ve sorumluluklarını ihtiva eden anayasa niteliğinde bir sözleşme yayınladı.

Bu yazılı sözleşme ile Müslümanlarla birlikte, birbirine düşman putperest Arap kabileleri, hicret eden Müslümanlardan büyük rahatsızlık duyan Yahudiler de rahatladılar. Sözleşmeyi memnuniyetle kabul ettiler.  

Zira keyfîliğe ve gücün üstünlüğüne son veren hukuk kuralları, adalete riayet topluma her zaman güven verirdi. Farklı düşüncelere, inançlara sahip de olsalar!..

VEDA HUTBESİ GİBİ

Görülen o ki, insanları Kur’ân ve Peygamberimizin (asm) sünnetine tabi olma şartıyla farklı inanç ve düşüncelerde de olsa tek bir ümmet olarak gören Medine Vesikası’ndaki hakikatlere herkesten önce Müslümanların ihtiyacı var.

Bediüzzaman Hazretleri’nin ifade ettiği gibi doğru İslâmı ve İslâmiyete lâyık doğruluğu yaşadığımızda insanlık fevc fevc İslâmiyet’i kabul edecektir.

HÜLÂSA

Adalet ve güven ihtiyacının had safhaya çıktığı günümüzde Veda Hutbesi gibi Medine Vesikası da başucu kaynaklarımızdan biri olmalı.

Okunma Sayısı: 2488
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı