"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsan kalabilmek

Yasemin GÜLEÇYÜZ
30 Kasım 2016, Çarşamba
Caddede yürürken gözümün takıldığı afişte “Biz insan mıyız?” cümlesini ilk okuduğumda şaşırıp duraladım.

Malûmunuz bu asırda insan kalabilmek zor. 

“Biz insan mıyız?” İstanbul’da günlerdir a-fişleri sergilenen bir san’at faaliyetinin adı. Bir tasarım sergisi. Gidip eserleri seyredecek zamanım olmadı, bununla birlikte sadece afişin büyük bir hizmete vesile olduğunu en azından kendi açımdan rahatlıkla ifade edebilirim. 

San’at faaliyetleri günlük hayatın koşuşturmaları arasında ruhumuza baki âlemlerden üflenen cennetvari bir nefes misali hayatımızı güzelleştiriyorlar. Bu bazen tasarımı güzel yapılmış bir afiş, bazen hoş bir melodi, bir tablo, bir hat levhası olabiliyor. 

KÜRESEL SİSTEM

Modern ve çağdaş asır insanının hele de büyük şehirde yaşıyorsa hayatı bilgisayar, cep telefonu ve AVM arasında geçen bir tasarıma dönük plânlanmış. Tüketim ve paranın ön sıralarda olduğu modern zamanlarda bu asrı yapılandırmaya çalışanların günümüz insanına manen biçtiği bir elbise bu. Küresel bir model. Amerikalı müteveffa gazeteci Michael Ruppert küresel malî sisteme yönelik bir analizle bu ibretli tabloyu şöyle gözler önüne seriyor:   

“Bir milyar dolarım varsa ve bunu % 4 faizle mevduata yatırırsam topluma hiçbir katkım olmadan yılda 40 bin dolar kazanırım. Ama daha alt sınıftan biriysem, arabam ve evimi krediyle almak zorundaysam borcu faize öderim. Bu faiz de milyarderin % 4 faizli mevduatına ödenir. Bu şekilde inşa edilmiş parasal sistem fakirden çalıp zengine veren dernek gibi işler. Bugün dünya nüfusunun % 1’i dünya mal varlığının % 4’üne sahiptir.’

Bediüzzaman Hazretleri’nin “Sen çalış, ben yiyeyim” sözleriyle özetlediği bu çark insanî mi? Ya bu acımasız çarkın dönebilmesi için insanları köle gibi çalıştıran sistemin tasarımcılarına ne demeli? 

Hıristiyan din adamlarına “Aç gözlülüğümüz bizi insanlıktan çıkardı. Müslümanların zekât sistemini taklit etmeliyiz” dedirten sır nedir?

Zengin yeraltı kaynakları için yerli halkı ölmeyecek kadar rahat ettiren, aç bırakan ya da milyarlarca insanı mülteci konumuna getiren, kadınları çocukları sömüren bu sistem insanî mi? 

“Bu medenîlerden çoğu, eğer içi dışına çevrilse, kurt, ayı, yılan, maymun postu görülecek gibi hayale gelir” diyen Bediüzzaman Hazretleri beni yerimde çakılı tutuveren afişteki sorunun cevabını yüzyıl önceden çözmüştü. 

İnsanda doğuştan sınır konulmayan, ancak peygamberlerin şeriatıyla sınırlandırılan kuvve-i akliye, kuvve-i gadabiye ve kuvve-i şeheviye duyguları asrımız insanını dalalet vadilerinde hayvancasına koşturuyor. Belki hayvandan da aşağı derecelere insanı düşürüyor. 

Yaşadığımız günler dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde bunun sayısız örnekleriyle dolu. 

HÜLÂSA

Yakın tarihin önemli din âlimlerinden Alvarlı Efe Hazretleri sürekli “Allah bizi insan eyleye!” diye duâ edermiş. Tabi, insan olmadan, “insaniyet-i kübra” olan İslâmiyete kavuşulmaz ki!

Okunma Sayısı: 4095
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı