"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kendine söz vererek ahdi yenilemek

Yasemin GÜLEÇYÜZ
12 Kasım 2014, Çarşamba
“Risale-i Nur Talebeliğinin en mühim ve önde gelen şartı sözleri kendi malı ve telifi gibi hissedip, sahip çıkmak ve en mühim vazife-i hayatiyesini, onun neşir ve hizmeti bilmektir.”

“Risale-i Nur’a intisap eden zatın en ehemmiyetli vazifesi, onu yazmak ve yazdırmaktır ve intişarına yardım etmektir. Onu yazan veya yazdıran ‘Risale-i Nur Talebesi’ ünvanını alır.” (Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası)
1930’lu yıllarda söylenen bu sözler Risale-i Nur’u hayatının pusulası yapan her insan için rehber oldu.  
O dönemin karanlık ortamında gönlü Nurlarla aydınlananlar kadını, erkeği, çocuğu ile sımsıkı sarıldılar Nurlara. 600.000 nüshanın elle yazılarak çoğaltılması ve yurt sathına yayılması bunun en güzel delili. 
Risale-i Nur Külliyatı içinde yer alan Barla, Kastamonu ve Emirdağ Lâhikalarında, o Risalelerin yazıldığı andan itibaren etrafında oluşan nur halkalarını, talebelerinin bu eserlere karşı iştiyaklarını, beğenilerini, Bediüzzaman Hazretlerinin onların sorularına cevaben yazdığı mektupların oluşturduğu o muazzam atmosferi solumak mümkündür. 
Merhum Osman Yüksel Serdengeçti’nin ifadesi ile “İman, tekniğe meydan okudu. Nur Risaleleri, binlerce defa yazıldı, teksir edildi.”  Matbaalarda basılmasına izin verilinceye kadar elle ve teksir makinesiyle çoğaltılan eserler Barla’dan başlayarak yurdun ve dünyanın dört bir yanını nurlandırmaya devam ediyor. Engeller her zaman vardı. Ona rağmen Nur’un önünü kesmek mümkün olmadı.
Şimdilerde Risale-i Nur’un neşrine devletçe konulan “Bandrol yasağı” sekizinci ayının içinde. Bandrol verilmediği için Risaleler basılamıyor. Ama bandrol yasasının çıkış sebebi olarak gösterilen sadeleştirilmiş Risale-i Nurlar rahatlıkla basılıp satılıyor. Demek ki işin içinde başka “derin” işler var! Bir kısım Nur Talebesi Muhterem Ağabeylerimizin de tasvibi ile gerçekleşen bu haksız ve garip yasakta İlâhî mesajları ibretle okuma ve duâ, istiğfar zamanı! 
Umarız ki, Bediüzzaman Hazretleri ve Talebelerinin Denizli Hapsinde 9 ay hapis neticesinde tahliye olmaları gibi bu yasak da kısa zamanda yine hukukî yollarla aşılır!
Şuâlar’da yer alan Nur Talebesi Ağabeylerimizin şu mektubu bugünün Nurcularına da hitap ediyor: “Ey kardeş, dikkat buyur. Denizli hapsinde, bütün esbab-ı âlem zâhiren Üstadın aleyhinde, idam hükümleriyle mahkemeye verilmişken, Üstad diyor: ‘Merak etmeyiniz kardeşlerim, o Nurlar parlayacaklar. Bu söz, bak, nasıl tahakkuk etti?’” 
Bu süreçte elbette ki bize düşen vazife hiç durmadan çalışıp gayret etmektir. Ehl-i dalâletin planlarını akim bırakacak tek formül ihlâs ve uhuvvetle, meşveretle hareket ederek tesanüd içinde Nurların neşri için gayret etmek. 
Hani gencecik bir delikanlı iken Bediüzzaman Hazretleri, ilmi temayüzü dolayısıyla Van Valisi Tahir Paşanın konağında misafir olarak kaldığı günlerde gazetelerde İslâmı ilgilendiren bir haber okumuştu ya! Bu haber, hayatına bambaşka bir istikamet çizmesini sağlamıştı. Haberde İngiliz Sömürgeler Bakanı İngiliz Meclisinde eline Kur’ân’ı alarak şöyle demişti: “Bu Kur’ân Müslümanların elinde bulunduğu müddetçe biz onlara hâkim olamayız. Ne yapıp yapmalıyız Bu Kur’ân’ı onların elinden kaldırmalı yahut Müslümanları Kur’ân’dan soğutmalıyız”
Bediüzzaman Hazretleri bu haberi okuduğunda “Kur’ân’ın sönmez söndürülemez manevî bir güneş hükmünde olduğunu ben dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğim” demiş. Hayatını bu maksada göre yönlendirip, ilmî, fikrî, fiilî hazırlıklarını hızlandırmıştı.
 İşte biz de aynı kararlılıkla Kur’ân’ın sönmez ve söndürülemez manevî güneş olduğunu dünyaya ispatlayan Risale-i Nurları neşretmek için elimizden gelen her şeyi yapmaya kendi kendimize söz veriyoruz. 
Barla, İsparta, Kastamonu, Emirdağ kahramanları gibi!

Okunma Sayısı: 1532
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı