"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Manevîyat eğitimi sarsılırsa!

Yasemin GÜLEÇYÜZ
17 Eylül 2014, Çarşamba
Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı “Güvenlik Kurumuna Gelen veya Getirilen Çocuklar 2013” istatistiklerine göre 2013 yılında suç işleyen çocuk sayısı bir önceki yıla göre yüzde 14,5 artarak 115.439 olmuş. Bu rakam sadece resmî kayıtlara yansıyanlar. Bir de yansımayanlar var tabiî!
Suça itilen çocukların yüzde 57,9’u 15–17 yaş grubunda, yüzde 25’i 12–14 yaş grubunda yüzde 17,1’i ise 11 yaşın altında. Bu rakamlar sadece suç işleyenlerle ilgili. İstatistiklerin ortaya çıkardığı diğer bir önemli konu, suç ile madde kullanımı arasındaki sıkı bağlantı. Suç işleyenlerin büyük oranda ortak özelliği madde kullanımının yaygın olması. Özellikle de Bonzai… Kullananları öldürüyor, ölmeyenleri ise tabiri caizse süründürüyor.
İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Ercan hedef kitlesi gençler olan Bonzainin bir neslin kalıcı psikolojik hasarla derin bir yara almasına sebep olacağını söylüyor. Bu kalıcı hasar dışında kalp ve damar hastalıklarına sebep olup ölüme varan olayların meydana geleceğini ifade ediyor. (Yeni Asya, 20 Ağustos 2014)
Görülen o ki, ciddî bir tehlike ile karşı karşıyayız ve tehlike gittikçe daha da büyüyor. Gelecek nesillerimizi tehdit ediyor!

TAHRİP KOLAY TAMİR ZOR
Tarihçilerin tesbitiyle asırlar boyunca ortadan kalkan toplumların ortak özelliği ahlâkî yönden çöküştür. Ahlâkî çöküş maddî çöküşü beraberinde getirir. Günlük hayatımızda da defalarca misalini gördüğümüz bir hakikattir bu. Önemsenmeyen küçük gibi görülen ahlâkî hatalar insanı uçurumun kenarına getiriverir. Parmağını kaptıran kolunu kaybeder. Manevî buhranın, toplumsal cinnetin tohumları böyle atılır.
Gittikçe yükselen bir çizgide artan şiddet ve suç olayları bu cinnetin boyutlarını gösteriyor. Gerginliği gittikçe tırmandıran kısır siyasî çekişmeler maneviyat eğitimi için kafa yormaya fırsat bırakmıyor. Hiçbir şey yapılmıyor değil. Elbette toplum eğitimi için yapılan güzel faaliyetler var, ama yeterli değil ne yazık ki! Zira tahrip çok kolay. Tamir etmekse bir o kadar zor. O yüzden tamircilerin sıkı ve plânlı çalışmaları gerekiyor. Kaynağını Kur’ân ve Sünnetten alan “maneviyat eğitimi” aynı zamanda bir tamir hareketidir de. Yetişkinler olarak kendimize ve çocuklarımıza yapabileceğimiz en büyük iyilik “maneviyat  eğitimi”ni kazanmak ve hayatımıza ihlâsla geçirmektir. Bu eğitim en mükemmel ve tamamlanmış haliyle Peygamberimizin (asm) sünnetinde inceden inceye işlenmiştir. Anne babaların, büyükannelerin, aile büyüklerinin çocuklarına, torunlarına verecekleri en büyük hediye onlara helâl haramı öğretmeleri ve hayatlarıyla göstermeleridir.

BÜSBÜTÜN ÜMİTSİZ DEĞİLİM
Yaşadığı yıllarda toplumsal hayata ekilen değerlerin tohumlarına bakarak, nasıl meyveler vereceğini anlayan, gören ve tedbirlerini alan Bediüzzaman Hazretleri kadim dostu Eşref Edip’in “Yüz binlerce imanlı talebeleriniz size âtî için ümit ve tesellî vermiyor mu?” sorusunu bakın nasıl cevaplıyordu:
“Evet, büsbütün ümitsiz değilim. Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan garp cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sârî illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cemiyetinin ter ü taze iman esaslarıyla mı? Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. İman kalesini, küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnız iman üzerine mesaimi teksif etmiş bulunuyorum.”
(Bediüzzaman Said Nursî,
Tarihçe-i Hayat)

HÜLÂSA
Mânevî temelleri sarsılan Batıdan bulaşan materyalizm illetinin getirdiği ahlâkî hastalıklara karşı Batının formülleri ile başa çıkmaya çalışmanın mümkün olmadığı günleri yaşıyoruz.
Şimdi maneviyat eğitimi zamanı... Çalışmalarımızı iman hizmeti üzerine yoğunlaştırıp ömür yettiğince ona çalışmak gerek!
(Bizim Aile Dergisi Eylül 2014 sayısından...)
Okunma Sayısı: 1295
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat dabbe

    17.9.2014 08:27:00

    II.Avrupanın dusturları hak kuvvettedir.Kimin kılıcı,sermayesi keskin oturduğu yerden kazansın, ötekiler ücrete mukabil tahtel arz madenlerde çalışsın.Toplumda say-i şahsi ölsün, kast sistemiyle hakimin oğlu hakim olsun.Kuvvet ağası keyfi davranır.Keyfiliği meşverette ilimsel kanunlar üreterek ve hamiyeti milliyeyi tahrik ederek yok edebiliriz.Cehalet ağa keyfii kanunlarıyla ilimsel istibdat oluşur.Bu dahi taklidi doğurur.İmanı meselerde de bu böyledir.Taklidi iman sahibi vatanın,hükümetin ve milletin menfatini tak bir şahsa vermeye ve meyyaldir.Ezcümle risale-i nurun imanı tahkiki kılıncı imanı tahkikiyi vermekle ikinci avrupanın düstürü özelde adı sosyal darvinizm olan,altı anarşi ve üstü istibtadı mutlak olan siyasete bakmayan bir gençlik yetiştiriyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı