1. Aileyi yıkmak istiyorsan, anneye farklı bir rol biç. Ev hanımı olmaktan utansın.

2. Eğitimi yok etmek istiyorsan, öğretmeni itibarsızlaştır. Öğrencileri ona saygı duymasın.

3. Örnek olanları gözden düşürmek istiyorsan, âlimleri ve fikir adamlarını değersizleştir. Onlara şüphe ile bakılmasını sağla, onları kimse dinlemesin...

ALGI OPERASYONLARI

Tarih boyunca medeniyetleri yıkan bu unsurlar günümüzde de insanlığı tehdit ediyor. 

Yalnız bir farkla: Geçmiş asırlarda çoğu zaman belki de güç kullanarak yapılan bu tahribat, ahirzamanda ‘’algı operasyonları’’ ile yapılıyor. Teknolojinin gelişmesi ile özellikle görsel medyanın yoğun şekilde kullanıldığı bu algı operasyonlarında adeta zihinler uyuşturuluyor, insanlar uzaktan kumanda edilen gönüllü köleler haline geliyor. 

Görsel medyanın yoğun şekilde kullanıldığı bu operasyonda bilgisayar oyunları, sosyal medya, diziler, reality show programları, sinema, müzik, evlilik programları, çocuklar için hazırlanan çizgi filmler, hatta akıllı telefonlarda kullanılan emojiler gibi aklımıza gelebilecek ‘’bütün formatların felsefesi’’ alanında uzman kişiler tarafından hazırlanıyor. Bu çalışmalar için gerekli para kaynakları ise özel fonlar sayesinde sağlanıyor. Soros, Rockefeller gibi dünyanın öndegelen zenginleri ‘’algı operasyonları’’ için para veriyorlar.

Bilgiler abartılı değil. Medyaya da yansıyan, konu ile ilgili çevreler tarafından da teyit edilen küresel bir gerçek. 

İBRETLİ BİR TEŞHİS

Gazeteci yazar, program yapımcısı ve sunucusu Banu Avar, yılların tecrübesiyle bu gerçeği  kendisiyle televizyonda yapılan bir sohbette şöyle değerlendiriyor:

‘’Televizyonda kadın kocasının kafasına bir şey atıyor, küfür edebiliyor, ya da kafaya böyle bir vuruyor ‘hadi be’ diyor. Bunların hepsi aslında Türkiye’yi şekillendirmek için yapılıyor. Türkiye’ye dışarıdan gelen program formatlarına bir bakın Survivor, Yetenek Sizsiniz vb. Bunların hepsi tek bir şirket tarafından Türkiye’ye ve diğer ülkelere pazarlanıyor. Bu şirketler ‘küresel çetelerin’ şirketleri. Hele Survivor’ın başındaki adamı ben yazdım, internete Survivor Banu Avar yazıp bir okuyun, kimler var o işin içinde? O iş neden öyle? ‘Arkadaşına güvenme sırtından bıçaklar’ duygusunu yaymak için psikologlar hazırlıyor. 

‘’Sex and the City dizisi de aynı şekilde; ‘’boşver kardeşim hür kadın ol, istediğinle takıl, evlilik aile boş’’ mesajı veriyor. İsrail bile bu diziyi kadınların üstünde çok büyük zararı var diye yasakladı. 

‘’İzdivaç programlarına bakıyorsun aynı şekilde... 

‘’Bütün bunlar bir operasyon, bir savaş, psikolojik savaş oyunu. Eğer bunların içinde kaybolursak Suriye’de ne olmuş, şehidimiz gelmiş ya da biz yarın elektriksiz ve gazsız mı kalacağız, bütün bor’umuz altınımız ve petrolümüz ...... şirketine peşkeş mi çekildi hiç umurumuzda olmuyor... 

‘’Bunları uzun süre izledikten sonra beyne kelepçe geçiriliyor ve başka şey düşünemez oluyorsunuz. Bu olayı pekçok ülkede yapıyorlar, çok dikkat etmek  lâzım.’’

(Akdeniz TV, Güncel Meydan Programı)

ASA-YI MUSA

Günümüzde görsel medya kullanılarak insanların düşünme ve muhakeme yetenekleri uyuşturuluyor, adeta hipnoz yapılıyor. Bu etkiden korunmak için, kendimizi ve sevdiklerimizi etkili manevî cihazlarla, güçlü zırhlarla donatmamız gerekli. 

Hani Firavun, Hz. Musa’yı (as) yenebilmek için sihirbazlarını kullandı da, onların ellerindeki ipler adeta birer yılan görüntüsü ile Hz. Musa’ya (as) saldırdı. Onun (as) asası, bütün yılanları yuttu. Sihirbazlar imana geldiler.

İşte bizim manevî asamız, zırhımız, sığınağımız, siperimiz âlemlerin Rabbine olan inancımız ve emirleridir. 

HÜLÂSA

Evet, inancımızı, manevî değerlerimizi her daim geliştirmeli, güçlendirmeliyiz. Ahirzaman Firavunlarının emrinde çalışan medya sihirbazlarını alt etmenin bundan başka yolu yoktur. 

Bediüzzaman Hazretleri’nin eserine ‘’Asa-yı Musa’’ adını vermesinin sayısız hikmetlerinden biri de bu olsa gerektir!