"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nur’a özgürlük

Yasemin GÜLEÇYÜZ
08 Mart 2017, Çarşamba
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne bir başka açıdan bakış.

Stajyer bir gazeteci olarak daha talebeliğinde tanıdığım Nur Ener “Doğuştan gazeteci” diyebileceğiniz donanımlarla cihazlandırılmış pırıl pırıl bir genç kız. Gayretli, şevkli, hareketli, “Daha iyi ne yapabilirim?” gayretinde olan basın çalışanı. Bütün bunların yanında evlilik telâşını da yaşayan, yeni hayatına hazırlıklar da yapan bir gelin adayı.

İletişim Fakültesi öğrencisi olarak dergiler bölümümüzde stajyer çalıştığından, onun mesleğiyle ilgili her türlü gelişmeyi nasıl yakından takip ettiğini, arkadaşlarıyla yaptığı haber yorumlarını gözlemleme imkânımız oldu. Sonrasında gazetemizde çalışmaya başladı. “Sen doğuştan bu iş için yaratılmışsın!” diye takıldığımda gülümseyip “Çok yorucu ama” diyordu. Her halde, yaptığı ses getirici röportajlar bazı çevreleri çok rahatsız etmiş olacak ki sanki adresi belli değilmiş gibi geçtiğimiz hafta bir gece yarısı gözaltına alınıp, akabinde tutuklandı.

Hukuk çerçevesinde yapılan her şeye elbette, boynumuz kıldan ince. Zira zengin aileye mensup suç işleyen bir hanımın affedilmesi için kendisine başvuranlara “Kızım Fatıma da olsa suçluysa cezalandırılması gerekir!” diyen bir Peygamberin (asm) ümmetiyiz!

Bu yüzden, Nur’a hukuksuz bir şekilde yapılan muamelelerden dolayı üzgünüz!

Sadece Nur’a değil, işlediği suç ispatlanmamış olduğu halde aylardır hapsedilen herkes için üzgünüz! İnancı, dini, dili, ırkı, rengi ne olursa olsun haksızlığa uğrayan her kişinin hukukunun mukaddes olduğuna inananlardanız.

Bir idareci olarak Hz. Ali’nin (ra), Hz. Ömer’in (ra), Selâhaddin-i Eyyubî’nin, Fatih Sultan Mehmed’in tarihlere geçmiş hukuk hassasiyetine idarecilerimizin sahip olması gerektiğine inanıyoruz. Onlar devletin idarecisi olarak hukuk konusunda hassasiyetleri yüzünden sair dinlerden olan raiyetleriyle mahkeme salonlarında, kadıların önünde omuz omuza yargılandılar. Hele de “At izinin it izine karıştığı” bugünlerde hukuka riayet her zamankinden daha önemli değil mi? İnandığımız Kitabımız zerre miktar haksızlığın hesabının ahirette sorulacağını haber vermiyor mu?

Ne yazık ki, hukuksuz uygulamaları her fırsatta “din ve dindarlık vurgusu” yapan bir iktidarın döneminde sıkça yaşıyoruz. Kadere fetva verdiren hallerimizle dinin partiler üstü mukaddes değer olduğunu, siyasete alet edildiğinde hak ve hukukun nasıl yerle bir edildiğini, siyasette din vurgusu yapmanın ne tehlikeli hal olduğunu anladık. Başımıza gelen musîbetler için fetvayı kadere tercihlerimizle verdirdik.

HÜLASA

Ümitsiz değiliz. Asrın Tabibi ümitsizliği manevî bir hastalık olarak teşhis ediyor ve diyor ki: “Ümidim kavîdir ki: Çok mâsumların kalblerinden hararet-i hüzünle tebahhur eden “ay,” “vay” ve “ah”lar, rahmetli bir bulut teşkil edecektir!”

Velhasıl, hak ve hukuk her zaman üstündür. 

Yeter ki, sabretmesini bilelim.

Okunma Sayısı: 3605
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah TUNÇ

    8.3.2017 07:39:23

    Sokrat'a hanımı,Sokrat,sokrat seni haksız yere hapishaneye götürüyorlar diye seslendiğinde Sokrat;hanım hanım,haklı yere götürseydiler daha mı iyi olurdu diye cevap verir. Önemli olan haklı olmak,insanı vicdanen rahatsız edecek fiil ve hareketlerde bulunmamaktır.Hiç kimsenin hakkına ve hukukuna tecavüz etmemektir. Hakka ve hukuka azami derecede riayet etmektir. Üstadımız, Kuvvet,hakta ve ihlasta olup,haklıysanız kuvvetlisiniz diyor. Adalet en kısa zaman içinde tecelli edecek,buna inanıyoruz.Musibete maruz kalanlar,sabırla mükellef,haksızlığı yapanlar ve haksızlık karşısında susanlar de çetin bir imtihanla karşı karşıyadırlar.Cenab-ı Hak, bu dünyada ve ahirette hiçbir haksızlığı karşılıksız bırakmaz.Herkes yaptıklarının mutlakla hesabını verecektir.Bu haksızlıkların,hukuksuzlukların biran evvel sona ermesini,mazlum ve masumların,biran evvel hürriyet ve her türlü haklarına kavuşmalarını Cenab-ı Hakim ve Adili mutlaktan en halis dualarımızla niyaz ediyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı