"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ramazan ayını karşılarken

Yasemin GÜLEÇYÜZ
17 Haziran 2015, Çarşamba
Kur’ân’ın ifadesiyle “Sayılı günler” hızla gelip geçiyor. 1436’nın Recep ve Şaban aylarını uğurladık.

Ayların sultanı Ramazan’ı karşılıyoruz. Evlerde, camilerde, esnafta şevkli bir faaliyet var.  Ramazan’ın güzelliğini yaşıyoruz.

Ramazan ayı boyunca devam edecek olan mukabelelerimiz, Ramazan ayı daha gelmeden çoktan başladı. Sabahın erken saatlerinde, öğle sonraları kucağında Kur’ân çantaları mukabeleye giden ya da mukabeleden gelen hanımların yüzünde vazifesini tamamlamış olanlara has vakur halleri temaşa etmek mümkün. 

Apartmanlarda düzenlenen mukabele günleri sayesinde komşuluk ilişkileri de gelişiyor. 

Esnaf, Ramazan ayını işlerine bereket getireceği ümidiyle dört gözle bekliyor. 

Anne babalar çocuklarına yaşlarına göre öğlene kadar tutulacak “paşa orucu” ya da üç günlük mini oruç talimlerinin provasını yapmaya başladılar bile. 

Camilerdeki hafızlık icazet programlarını yetişebildiğimiz kadarıyla takip etmek Ramazan’ı Kur’ân ile karşılamak adına çok hoş faaliyetler oldu. 

Ramazan ayı camilerde de mukabele ve iftar programlarıyla ayrı bir lezzetle gerçekleşecek. Özellikle Suriyeli misafirlerimizin ağırlanacağı toplu iftar dâvetleri ecdadımızın geleneğini devam ettirecek…

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 1436 Ramazan ayı için seçtiği ana konu: İyilik

“Vakit, İyilik Vakti Bu Ramazan ve Her Zaman” sloganıyla hazırlanan afişler, filmler insanımızın içinde zaten var olan iyilik hissini şevke getirecek, inkişafa vesile olacak. 

Umarız, hadislerde “şeytanın bağlandığı” bu kutsal ayda fıtratımızda bulunan melekî duygular azıcık meylimiz ve gayretimizle Rabbimizin hoşuna giden hallere bürünmemizi sağlayacak. 

İlâhî bir vazife: İyiliği teşvik et! 

İyiliğe teşvik ve kötülükten sakındırma aynı zamanda mü’minlerin en büyük vazifelerinden biri. Müslümanlar içinde bir topluluğun bu vazifeyi mutlaka yerine getirmesi gerekiyor. 

Bakın âyette bu vazifemiz nasıl ifade ediliyor: “Onların içinden bir topluluk, onları kötülükten sakındırmak için çalışanlara ‘Allah’ın helâk etmeyi veya şiddetli azap vermeyi murad ettiği bir kavme niçin öğüt verip duruyorsunuz?’ dedi. Onlar ise ‘Vazifemizi yerine getirip Rabbimizin huzurunda özür beyan etmeye yüzümüz olur; onlar da bakarsınız Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınırlar’ diye cevap verdiler.” (Araf Sûresi, 164.)

Bu önemli vazifeyi, şartlar ne olursa olsun bir topluluğun yerine getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde vazifenin ihmâli söz konusu olduğunda, yaşadığımız toplumun üzerine, “kurunun yanında yaşın da yanacağı” maddî ve mânevî musîbetlerin adeta yağmur gibi yağmaması işten bile değil!

Bakın Kelâm-ı Ezelî ne diyor: 

“İçinizden bir de öyle bir topluluk bulunsun ki, onlar insanları hayra çağırsın, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırsın. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendisidir” (Al-i İmran Sûresi) Hayat rehberimiz Kur’ân-ı Kerîm, iman edenlere yakışan halleri böyle tarif ediyor.

Okunma Sayısı: 1306
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı