Onların mü’min bir kadın olarak hayata ve ölüme bakış açılarını, evliliklerini, çocuklarını, eşlerini, arkadaşlarını, anne babaları ile iletişimlerini okuyup, kendi hayatımdaki izdüşümlerini kontrol etmek ibretli bir zihin egzersizidir, tefekkürdür. 

Kadını ve erkeğiyle hayatlarını ‘’Rabbimiz bizden ne istiyor?’’ sorusuna göre düzenleyen Sahabelerin manevî mertebesine en büyük bir velinin ulaşamadığını Sahabe mesleğini anlatan Risale-i Nur’dan öğreniyoruz.

Şefkatli çok şefkatlidirler. Bununla birlikte Kur’ân ve Peygamberimizin (asm) uygulamalarında izini, özünü görmedikleri olaylar karşısında da hakikati ifade etme konusunda hiç korkak değillerdir. Çelik gibi iradeleri vardır. Saldıran kurdun karnını boynuzlarıyla yaran keçi ya da içine konduğu demir sürahileri donduğunda parçalayan su gibi fıtratları tertemiz ve halistir. 

SAHABE HANIMLARDAN İBRETLİ LEVHALAR

Mehir konusunda Hz. Ömer’i (ra) verdiği hutbe sonrasında ikaz eden kadın Sahabe unutulmaz bir örnektir. Söz istemiş ilgili âyeti okuyarak ‘’Allah’ın bize verdiği hakları sen mi değiştireceksin?’’ diyerek Halifeyi şükre sevk eden ikaz vazifesini yapmıştır. Hiç korkmamış çekinmemiştir.

Kerbelâ hadisesi sonrasında, Yezid’e meydan okuyarak, Al-i Beyt’in ve kardeşi Hz. Hüseyin’in (ra) hukukunu âyetlerle savunan Hz. Zeynep de (ra) kahraman bir hanım Sahabedir. Hakikati ifade ederken hiç korkmamış, çekinmemiştir. 

VE HZ. ESMA (ra)

Ayşe Annemizin (ra) ablası, Peygamberimizin (asm) baldızı, Cennetle müjdelenen on Sahabeden biri olan Hz. Zübeyir bin Avvam’ın hanımı, Emevi saltanatına karşı Hicaz bölgesinde halifeliğini ilân eden Hz. Abdullah bin Zübeyir’in de (ra) annesidir. Hicret sırasında Peygamberimize (asm) ve babası Hz. Ebubekir’e (ra) yiyecek ve haber taşımış Peygamberimizin (asm) iltifatına mazhar olmuştur. 

ZALİM HACCAC 

Asr-ı Saadeti, halifeler dönemini, Kerbelâ hadisesini yaşayan Hz. Esma ömrünün son yıllarında Emevi saltanatına karşı çıkan oğlu Hz. Abdullah’a verdiği destekle haktan yana olan güçlü karakterini göstermiştir. Hz. Abdullah Emeviler tarafından gönderilen Zalim Haccac lâkabıyla anılan Haccac bin Yusuf es Sakafi komutasında büyük bir orduyla mücadele etmiştir. Haccac Ebu Kubeys Dağı’nın üzerinden Kâbe’yi mancınıklarla taşlamış duvarlarını yıkmıştır. Mekke aylarca kuşatılmıştır. Arkadaşlarının kendisini terk etmesiyle çok az kişi yanında kalınca durumu annesi ile istişare etmiştir. Annenin oğluna nasihatleri insanlık için rehber niteliğindedir:

‘’Oğlum kendini daha iyi bilirsin. Hak üzerinde olduğundan eminsen sebat et. Şüphe yok ki ashab ve arkadaşların hak üzere öldürüldüler. Kendini teslim edip oynatma. Eğer hedefin sadece Dünya ise ne fena bir kulmuşsun ki kendini ve beraberindekileri helâkete sürükledin. Eğer ‘ben hak üzerindeydim, ama çevremdekiler yüzünden bu hale geldim’ dersen bu hür olanların söyleyeceği söz değildir. Dünya’da baki mi kalacaksın? Ölüm evlâdır. Koyun derisi yüzülmekten acı çekmez. Allah’tan yardım iste, sebat et...’’

Zaten aynı görüşte olan Hz. Abdullah Zalim Haccac ile mücadelesinde şehit düşer. Başsız cesedi günlerce asılı kalır. Annesinin cesedi defnetme talepleri hep reddedilir. Hz. Esma’yı defalarca yanına çağırdığı halde gitmeyince, onun yanına gider ve ‘’Allah’ın düşmanına yaptığımı nasıl buldun?’’ diye sorar. Hz. Esma ‘’Sen ona dünyasını, o sana ahiretini kaybettirdi. Resullullah Sakif’ten bir yalancının, bir de bozguncunun çıkacağını haber vermişti. Gördük ki yalancı Muhtar es Sekafi imiş. Bozguncu da sensin’’ demiştir. Korkmamış, çekinmemiştir.

Oğlunun cesedi yanına giderek ‘’Ey hutbesi bitmeyen hatip ne zaman ineceksin? Zulüm bitmez sen hutbene devam et’’ der. Çevresine de ‘’Başı yok sanıyorsunuz, ama o ölümsüzlüğü ve zulme karşı mücadeleyi temsil ediyor.  Bu çok büyük bir hutbedir. Her yerde dinleyemezsiniz. Gelin bu hutbeyi izleyin’’ diye seslenir. Akın akın hutbeyi dinlemeye giden halkı görünce endişelenen Haccac sonunda cesedi indirip defnettirir. Hz. Esma da kısa bir zaman sonra vefat eder. 

O zulme karşı dik duruşu, örnek kulluğu, teslimiyeti, cesareti, tevekkülü ve sabrı ile bütün mü’minlere örnek bir hayat yaşamış, Peygamberimizin (asm) ‘’çift kuşaklı’’ iltifatına mazhar olmuş kahraman bir Sahabe hanımdır. 

Sahabelere karşı çok sert ve acımasız davranan Haccac ise ölümünü isteyecek kadar büyük sıkıntılara uğrayıp, dayanılmaz acılar içinde ölür. Ölüm haberi geldiğinde Tabiinden büyük zatlar şükür secdesi yapmış, sevinçten ağlamış, bir daha onun gibiler gelmesin diye duâlar etmiştir. 

HÜLÂSA

Haktan, hakikatten yana olmanın kadını erkeği, genci yaşlısı yoktur. Faturası ağırdır. Bununla birlikte hayırla yad edilmek, Kur’ân da da zikredildiği üzere ayrı bir nimettir!