"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sefih medeniyetin bebek konforu!

Yasemin GÜLEÇYÜZ
01 Nisan 2015, Çarşamba
Bindiğim metroda koltuğuma otururken karşımdaki yaşlıca hanıma gülümseyerek selâm veriyorum.

Kendisi gibi tesettür emrine harfiyyen riayet eden genç bir hanımla yan yana oturuyorlar. Kucağında itina ile yerleştirdiği bebek sepetini inceliyorum. Bebeğin anneannesi ya da babaannesi olmalı. Yanında gelini ya da kızı olacak hanımla zaman zaman konuşsa da dikkati hep bebeğin üzerinde. Sanırım bebek henüz kırkını çıkarmış. Bembeyaz kenarı geniş bir iğne oyasıyla işlenmiş ipekli bir örtünün üzerinde yine işlemeli sevimli bir battaniye var. Bebek bu örtülerin altında görünmüyor, mışıl mışıl uyuyor olmalı... Sepetteki konfor prens ya da prenseslerin ihtişamını hatırlatmıyor değil. Herşeyden önce derin bir şefkat konforuyla sarıp sarmalanmış bebek. Anne ve büyükanne şefkati bebek sepetinde dile gelmiş sanki!

Bunları düşünürken sabah okuduğum haberi hatırlayınca yüreği burkuluyor. Dünyada giderek artan sayıda ülkede uygulanan sokağa bırakılan bebeklerle ilgili bir çalışma bu. Teknoloji ne kadar ilerlese de şefkatli bir annenin sinesinin yerini hiçbir şey tutmuyor!

MELEK BEŞİĞİ

Gazetelerden takip edebildiğimiz kadarıyla dünya ülkeleri, “anlık lezzetlere odaklı haz medeniyetinin” meyvelerini ıslah edebilmek için var gücüyle uğraşıyor. Ama ne mümkün! Bataklığı kurutmadan sineklerle mücadele etmek ne derece etkili olabilir ki?

Geçtiğimiz günlerde gazetelerde yer alan şu haber bu hakikati bize bir kez daha teyid ettirdi:

ABD’de terk edilmiş bebek ölümlerinin önüne geçebilmek için sokaklara “bebek bırakma kutuları” konulması planlanıyor. 

Indiana, bu uygulamanın yapıldığı ilk eyalet olacak. Ülkede birçok eyalet, anne babaların bebeklerini hastane ve polis karakolları gibi merkezlere bırakmalarına izin veriyor. Ancak ülkede ilk kez anne ya da babanın kimliğinin belli olmayacağı kutular konuluyor. (2 Mart 2015 tarihli gazeteler)

Aslında uygulamanın tarihi hayli eski. “Melek beşiği” olarak da bilinen bebek bırakma kutuları uygulaması orta çağdan beri var. Manastırlarda bu amaçla dönen kapılar bulunuyormuş. 

Gelişen teknolojiden onlar da nasibini almış. Uzmanlar gelişmeleri şöyle özetliyor: “Bebek kutuya bırakıldıktan sonra kapısı kapanır kapanmaz aydınlatma, klima ve ısıtma sistemleri hemen çalışmaya başlıyor. Eğer anne kararını değiştirmek isterse çocuğunu geri almak için kendisine 30 saniyelik bir zaman veriliyor. Bu zaman dilimi içinde kutunun kapısı açık kalıyor. Fakat 30 saniye sonra kutuların kapısı otomatik olarak kapanıyor” 

Bebek bırakma kutuları Avrupa ve Asya’da da uygulanıyor. Sistem,  tartışmalara yol açsa da halen 13 ülkede kanunen uygulanıyor.

Bunlar arasında Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Hindistan, İtalya, Fransa, İsviçre var. En son Japonya da bu ülkelere katılmış durumda. Gayri meşrû ilişkiler sonucu dünyaya gelen masumların ölüme terk edilmemesi için bu devletler “bebek kutuları”nı hukuken kabullenmek zorunda kalmışlar (!)

Hindistan’da ise kız çocuklar istenmediği için bu uygulama kabul görmekte. Ülkede yapılan bir araştırma 2006 yılında 500 binden fazla kız çocuğunun kürtajla alındığını ortaya çıkarmış. Kürtajla alınamayanlar da doğduklarında kutulara bırakılmakta.

Habere göre kutulara terk edilen çocuklar devlet güvencesi altında ailelerin yanlarına yerleştirilmekteler.

HÜLÂSA

Bediüzzaman Hazretlerinin eğlence ve sefahati yaygınlaştırmaya çalışan “İkinci Avrupa” olarak tanımladığı bu sefih zihniyet, ne kadar çağdaşlık cilâsı ile kapatmaya çalışsa da ilk çağ vahşetini gizleyemiyor!

Ve Avrupa’nın hakperestleri bu acıklı tablo karşısında Müslümanlarla ortaklaşa çalışma ihtiyacından bahsediyor! 

Zaman zaman Hıristiyan din adamlarının Allah inancı ve aile kurumunun kudsiyetine vurgu yaparak ‘’gerekirse Müslümanlarla işbirliği yapmalıyız’’  sözleri yaşanan trajedinin ve çaresizliğin boyutlarından olsa gerek...

Okunma Sayısı: 1538
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı