Sosyal medyanın hızla yaygın şekilde kullanımı farklı akımları da beraberinde getiriyor.
Bunlardan biri de “10 Years Challenge” akımı. Kullanıcılar şimdilerde yoğun bir şekilde on yıl önceki ve şimdiki hallerini gösteren fotoğraflar paylaşıyorlar.
Uzmanlara göre ünlülerin öncü olduğu ve hızla yayılan bu akım ‘’masum değil’’. İşin içinde eğlencenin ötesinde bir algı ve toplum mühendisliği olabileceğini söylüyorlar. Ayrıca şirketlerin bu bilgileri reklâm, yüz tanıma programları ve yapay zekâ alanlarında da kullanabileceğini ifade ediyorlar. (www.milliyet.com.tr)
AHİRZAMAN FIRTINALARI
Ülkemizde de son günlerde hızla yayılan bu akım ne hikmetse birdenbire ‘’Başörtülü olup sonradan açılanların’’ gösterisine dönüştü. Şimdilerde kimi haber site ve kanalları sıkça ‘’Başörtüsünü çıkaranları anlatıyor’’ haberleri yapmakta.
Kısaca ‘’Başörtüsü esaretinden kurtulun. Açın, özgürleşin!’’ deyip işi ateistliğe kadar vardırıyorlar. Belli ki kadim bir plânı yeni bir projeyle sahaya sokuyorlar. Öncelikle ifade edelim ki kimin ne kıyafeti giyeceği herkesin kendi hür tercihidir, öyle de olmalıdır. Dinde zorlama yoktur. Akla kapı açıp tercihi kişinin iradesine bırakmak asıldır. Başörtüsünü açanlar, dün de vardı, bugün de var. Bunu çağdaş bir değişim olarak sunmak tarihin derinliklerinden gelen bir eski plânın parçasıdır.
Üstelik Kur’ân’ın tesettür emri bakışlara, yürüyüş ve konuşma tarzına, kullanılan takı ve kokulara varıncaya kadar sınırlar getirir. Sadece başörtüsünden ibaret değildir.
Başörtülü tesettürsüzlerin ve tesettürlü başı açıkların sıkça görüldüğü bu ahir zaman fırtınalarında erkeklerin de tesettürü olduğu hakikatini hatırlatalım!
KADINI KAFESLEMEK İSTEYENLER
Tanzimat sonrası sömürgeci sefih Batı medeniyetinin etkisiyle kimi Osmanlı aydınları da ‘’Kur’ân’ın tesettür emri kadını esaret altına alıyor’’ tarzında tenkitlerini makaleleri, şiirleri, romanları, karikatür ve resimleriyle dillendiriyorlardı. Mehmet Âkif, Namık Kemal, İzmirli İsmail Hakkı gibi mütefekkirler eserleriyle Kur’ân’ın tesettür emrini savunurlar.
Makalelerinden biri Risale-i Nur Külliyatı’nda da yer alan merhum Osman Yüksel Serdengeçti ‘’İslâmiyet kadınları kafesler arkasına hapsediyor diyenler kadını kafeslemek isteyenlerdir’’ diyerek bu ibretli tabloyu yorumlar.
TESETTÜR RİSALESİ
Feminist hanımların bile ilgisini çeken küçücük, ama hakkında kitaplar yazılacak olan ‘’Tesettür Risalesi’’ Bediüzzaman Hazretleri’nin ‘’Dört Hikmet’’ üzerine kurduğu, kadın kadar erkeği, aileyi, toplumu da ilgilendiren prensipleri ihtiva eder. Kur’ân’ın ahir zamanda çok sataşılan bu emrine geçmiş asırlarda İslâm âlimlerince hiç bahsedilmeyen yorumlar getirir. Neden geçmiş asırlardaki âlimler bu tesettür sırlarından bahsetmemişlerdir? Çünkü ihtiyaç yoktur ki! Zira ahirzamanın benzeri başka asırlarda yoktur. Tek benzeyen asır İslâmın gönderildiği asırdır. O dönemdeki Mekke’nin müşrikleri, münafıkları, Sahabelerinin benzeri ancak bu asırda net bir şekilde ortadadır. Bu asırda Kur’ân kendi kendini müdafaa eder. Kur’ân’daki mu’cizeleri izhar etmek açıklamak büyük bir vazifedir.
Bediüzzaman Hazretleri Kur’ân’daki tesettür emrinin mu’cizeliğini ‘’Tesettür Risalesi’ndeki dört hikmet’’le açıklar, izhar eder, akla kapı açar, tercihi okuyanlara bırakır.
Tesettür emrini inkâr etmek, alay etmek ya da ‘’yapamıyorum, ama onlara hürmetim var’’ demek birbirinden çok farklı hükümler olsa gerektir.
Tesettür Risalesi üzerine kitap çalışması olan biri olarak şimdilik ‘’Bu hamur çok su götürür’’ diyelim.
HÜLÂSA
Görselliğin ön plâna çıktığı, kadınların erkekleştiği, erkeklerin kadınlaştığı ya da tek cinsiyetin hedeflendiği, giyilen kıyafetlerin, kullanılan markaların, gidilen mekânların büyük önem kazandığı, toplumun bilerek-severek dönüşüp dönüştürüldüğü günleri yaşıyoruz. “10 Years Challenge” akımı da bu projelerden biri.
Modern dünyadaki bu hızlı gelişmelere sadece ülkemiz değil, İslâm âlemi, hatta insanlık hazırlıksız yakalandı, çözüm üretemedi. Böylesi bir ortamda bütün sorulara bir ‘’ahir zaman tefsiri olarak Risale-i Nur’’ muhteşem cevaplar veriyor.
Küçücük ‘’Tesettür Risalesi’’ bile sadece İslâm âleminin değil, insanlığın bütün akla gelebilecek kadın aile problemlerine çözüm getiren altın formüller ihtiva ediyor.
Matematikteki dört işlem sağlaması gibi yeni akımların, eski projelerin hepsinin Risale-i Nur ile sağlamasının yapılması, doğruluğunun ispatı gerek.
Tıpkı “10 Years Challenge” akımı gibi!