"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çöküntüden nasıl kurtuluruz?

Yasemin YAŞAR
10 Ekim 2015, Cumartesi
Emr-i bi’l-maruf ve nehy-i ani’l-münker vazifesi farz-ı kifayedir.

Müslümanlar her hal ve şartta bu vazifesini yapması gerekir. Bu devam ettiği sürece değerlerin ölümü süreci yaşanmayacaktır. Böylelikle insan idealleri ve dâvâsı uğrunda canını bile verecek yüksek himmet sahibi olacaktır.

Bu hal ancak İslâm toplumlarını diri tutacak, hamiyetin artmasına sebep olacak ve toplumsal düzen, ahlâk kaim olacaktır.

İnsanlığın kalite kaybettiği bu dönemlerdeki cihad-ı manevî ancak iyiliği emretme, kötülükten sakındırma mahiyetindeki tebliğ faaliyeti ile olacaktır.

Zira toplumun çöküntüye uğradığı zamanlarda adalet, iffet, muhabbet, şefkat, hikmet, ubudiyet, ihlâs kaybolmaya başlamış; yerine zulüm, şiddet, şehvet, şöhret, hırsızlık, rüşvet, ırkçılık, enaniyet gibi su-i ahlâk eserleri hakim olmaya başlamıştır.

İşte böyle zamanlarda toplumun sigortası olan iman-Kur’ân hizmeti siyasî rüzgârların oyuncağı haline gelirse ve her şeyden önemlisi, bu su-i ahlâk eseri haller, bu camialarda da baş gösterirse  işte asıl felâketin kapıları  o zaman açılacaktır.

“Neme lâzım herkes benim gibi berbattır”, “Dünyanın çivisi çıkmış”, “Artık her şey daha kötüye gidecek” cümleleri çöküş döneminin cümleleridir. Bugün fen ve felsefeden gelen tehlikelerle bu çöküntüler gerçekleşmektedir.

Fen ve felsefeden kaynaklanan veya bile bile tercihten kaynaklanan bu çöküşü düzeltmek için de elbette ilmî yollarla ikna metodunu kullanmak gerekecektir.

Bediüzzaman, bu çöküntü asrını şöyle ifade eder: “Hayat-ı beşeriye bir yolculuktur. Şu zamanda, Kur’ân’ın nuruyla gördüm ki, o yol bir bataklığa girdi. Mülevves ve ufûnetli bir çamur içinde, kafile-i beşer düşe kalka gidiyor. Bir kısmı selâmetli bir yolda gider. Bir kısmı mümkün olduğu kadar çamurdan, bataklıktan kurtulmak için bazı vasıtaları bulmuş. Bir kısm-ı ekseri, o ufûnetli, pis, çamurlu bataklık içinde, karanlıkta gidiyor. Yüzde yirmisi, sarhoşluk dolayısıyla, o pis çamuru misk ü amber zannederek yüzüne gözüne bulaştırıyor; düşerek, kalkarak gider, tâ boğulur. Yüzde sekseni ise, bataklığı anlar, ufûnetli, pis olduğunu hisseder; fakat mütehayyirdirler, selâmetli yolu göremiyorlar.”

İşte Bediüzzaman, şiddet ve tahakküme dayanan bir metot yerine mütehayyir olan yüzde seksene Nur göstermek gerekliliğini tavsiye eden bir metot göstermiştir. Öyle bir Nur ki hiç topuza (siyasete) bulaşmadan hatta bin tane el olsa hepsiyle Nur tutmak lüzumundan bahseder.

Zira, çöküş toplumunun insanına, “Doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu” göstermek, ancak fiillerimiz ve davranışlarımızı, hayat tarzımızı, hasılı bir bütün olarak İslâmiyeti şuurlu yaşamakla gerçekleşecektir.

Bir başka yöntem ise doğru İslâmiyeti anlatabilmek için maddî ve manevî hiçbir şeyi alet ve tabi yapmamak, doğrudan Kur’ân hakikatlerini tebliğ etmektir.

Çöküntü dönemlerinin peşinden, bunalım dönemleri gelir ki böyle zamanlarda da, tamirat vazifesini yapanların az olması neticesinde takip edilecek en güvenli yöntem, doğruları doğru bir biçimde sunmak, bilgilendirmek ve nasihat etmektir. Bu vazifeyi yaparken de şefkat ve lütufla insanların iyi ve güçlü taraflarını görerek başlamak tesirli olacaktır.

Hasılı; bu helâket ve felâket asrında nasıl davranılması gerektiğini, neler yapılması gerekliliğini Risale-i Nur eserleri bizlere anlatmıştır.

Hayat-ı içtimaiyede tamirat vazifesini yapan Nur Talebeleri bütün enerjisini i’lâ-yı kelimetullah sürecinde iyiliği emretme faaliyetinde kullanmalı ve Kur’ân’dan mülhem olan Risale-i Nur ilâçları ile hem hususî, hem umumî kalplerin, hem has vicdanların hem umumî vicdanların tedavisine çalışmalıdır.    

Ehl-i iman enerjisini bu yolda kullanmazsa umumî belâların sel gibi üzerimize yağacağı unutulmamalıdır.

Okunma Sayısı: 1806
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Lut Kapısı

    10.10.2015 01:38:17

    Risale-i Nurların Beldesi harab oluyor. Kıyamet başımıza koparsa özürümüz ne olur?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı