"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dalkavukların psikolojisi

Yasemin YAŞAR
13 Ağustos 2016, Cumartesi
Her devirde ikiyüzlü ve dalkavuk insanlara rastlanmıştır. Hatta tarihte dalkavukluk bir meslek gibi icra edilmiş, krallara soytarılık yapmak üzere yetiştirilmişlerdir.

Ancak bugünkü kadar, bol dalkavuk tipli insanlar, tarihin hiçbir zamanında görülmemiştir. Ahlâkî ayarların bu kadar bozulduğu bir devri insanlık hiç yaşamamıştır.

Necip Fazıl’ın şu cümlesi tam da bugünü anlatmış gibidir. “Bazı insanlar vardır alçak gönüllüdür. Bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür.” Evet, bugün toplumda ciddî anlamda ahlâkî bir erozyon yaşanmaktadır. Bunun en belirgin müsebbibi ise, Bediüzzaman’ın,  Hutbe-i Şamiye adlı eserinde şöyle belirtilmiştir. “Halbuki gaddar siyaset ve zalim propaganda birbirini karıştırmış, beşerin kemalâtını da karıştırmıştır.” (syf: 67)

Kocaman dünya üzerinde, kocaman insanlar, kocaman yalanlarla dünyayı yönetiyorlar. Bu da, o kocaman görünenleri, baş tacı edenlerin kalitesini gösteriyor.

Dolayısıyla yalanın, alçaklığın, dönekliğin, hainliğin, mübalâğanın dibe vurduğu müfsit bir çağı idrak etmekteyiz.

Evet, dalkavuk olmak ayrı bir hastalık olduğu gibi, dalkavukluğa esir olmak da ayrı bir hastalıktır. Zira her ikisinin altında yatan psikoloji hemen hemen aynıdır. Dalkavukluk yapan da,  dalkavukluktan beslenen de kendine güvensiz, özsaygısı düşük, aşağılık kompleksleri olan kişiliksiz yapılardır.

Dolayısıyla dalkavukluktan beslenenler olduğu sürece, dalkavukların sayısı her geçen gün artacaktır.

Bir de dalkavuk yapıları üreten sistemler vardır. Meselâ, bir toplumda kayırmacılık, torpil, senden-benden dâvâsı varsa, ehil olana bakılmaksızın kişiler makam, mevkilere devşiriliyorsa, o zaman sistem dalkavuk üretmeye devam edecektir.

Bu sefer lâyık olmayanların, hak etmeyenlerin işgal ettikleri makamlardaki ham ruhlar, sürekli, onları oralara getirene boyun eğecek, gelene ağam gidene paşam diyecek, kişiliğini bitirip, insanî ruhunu iptal edecektir. Bir de dalkavukların esiri olanlar var ki, onlar da böyle ehil olmayan asaletsiz, seviyesiz insanlarla beraber çalışacak, güven sıfırlanacak ve külliyen çöküş böyle olacaktır.

İnsan sosyal ilişkilerini menfaat düzeyine göre belirlemeye kalkınca; önce riyakâr, sonra dalkavuk, sonra da münafık bir yapıya bürünüp aslında kaybolup gidecektir.

Hasılı; eleştirmenin, muhalefetin, istişarenin olmadığı ve şartsız itaatin olduğu ortamlarda, en tepede olan yönetici, şeyh, reis, ağa, hoca v.s. az eleştirilir ve etrafında dalkavuklar oluşmaya başlarsa, bu durum baştakini iyice azdırır ve artık her yaptığının doğru olduğuna inanan tipler ortaya çıkar. Hem dalkavuk insanların çoğalmaması, hem de dalkavukluktan beslenenlerin artmaması için çözüm, adaletin hakim olması,  ehil insanların belli makamlara getirilmesi, istişarenin hakim olması ve insanların da tahkik ehli olması olacaktır.

Montesquieu’nun şu sözü bugün daha bir anlamlı gelmektedir:

“Bir ülkede dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün sağladığı çıkardan daha verimli olursa o ülke batar.”

Okunma Sayısı: 3838
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Muhammet

    13.8.2016 03:30:42

    Guzel yazi olmus kaleminize saglik

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı