"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dindarların ahlâkla olan imtihanı

Yasemin YAŞAR
01 Ekim 2016, Cumartesi
Bugün kendini dindar olarak takdim eden insanların, din ile veya dinin gerektirdiği ahlâk ile ciddî bir imtihanda olduğu göze çarpmaktadır.

Bu imtihan hiç şüphesiz önceki asır insanlarında da vardır. Lâkin ahir zamanda dünyanın küçük bir köy haline gelmesi, günahların bir kalmayıp binlere bulaşması ve yayılması neticesinde bu asırda bu imtihan daha da derinleşmiştir.

Varlıkla olan imtihanlar, dünyaya olan meyiller, dünyevîleşen dindarları, dinin emirleri ve ahlâkı ile dünya arasında sıkışmış ve şaşkınlaşmış görüntüsü vermektedir.

Artık değer üreten değil, değerleri tüketen, ahlâkın gücü yerine gücün ahlâkını tercih eden hayat tarzı, ne kadar da yapmacık durmakta, yakışmamakta ve dindarlığın temsiliyetine ciddî zarar vermektedir.

Mimsiz medeniyetin bulaştırdığı günahlar sebebiyle, dinin içine giren heva, heves, menfaat, istismar gibi sû-i ahlâk eserleri ile dindarlık, değer üreten değil değerleri tüketen olmuştur.

Bunun neticesinde sentetik dindarlar türemiştir. Bugün bundan nasibi olmayan pek yok gibidir.

İçtimaî hayata yön veren ahlâkın, erdemin, faziletin gücünden ziyade, güçlülerin ahlâkı geçer akçe ve revaçlı mal olmuştur.

Neticede de kişiliğini ve kimliğini kaybetmiş, dünya ile ahiret, seküler ahlâk ile dinin gerektirdiği ahlâk arasına sıkışmış dindarlık profili ortaya çıkmıştır.

Neden hiç dinle alâkası olmayan insanların yaptığı sû-i ahlâk eseri olan fiilleri, kendini dindar diye tanımlayan kişiler gözünü kırpmadan yapabilmektedir?

Hak bir dine mensup da olunsa kişi gereklerini yapma konusunda irade sergilemezse veya amellerine ruh kazandıran ihlâs hakikatini yakalayamazsa ibadet ede ede sû-i ahlâkın içine düşebilir. Demek ki dinin emrettiklerini, onun gerektirdiği şuurdan mahrum olarak, gaflet içerisinde, dini, formalite modunda yerine getirmek, kişiyi intizam altına almayı, iradesini kontrol etmeyi, dünya hayatını düzenlemeyi, sosyal intizamı, şahsî kemalatı netice vermeyecektir.

Böyle olunca dindarlık söylemleri hatta eylemleri içerisinde olduğu halde, yanlışta olan, sapkınlıkta ve ahlâkî düşüklük yaşayan, zarar veren, fitne çıkaran dindar profillerin oluşması kaçınılmazdır.

Hasılı; kendini Müslüman bilen toplumlarda din, toplumun ve bireyin yaptığı şuurlu bir tercihten gittikçe uzaklaşmaktadır. Kültür, gelenek ve merasimlere dönüşmüş bulunmaktadır. Sosyalleşme ihtiyacını karşılamak üzere kullanılmış ve din eğitimi yapan kurumlar, meslek edinme, para kazanma amacına hizmet eder olmuştur.

Dolayısıyla kişinin kıldığı namaz, verdiği zekât, yaptığı hayır, gittiği hac, kişinin ahlâkını yükseltmiyor; ihsan, sabır, tevekkül, mütevazılık, takva ve ihlâsını arttırmıyor. Böylelikle Müslümanların siyasetle, parayla, makamla yani dünyayla imtihanı daha da derinleşiyor. Alışkanlıklarımızı ve ahlâkımızı Allah değil modern dünya belirliyor.

Haramlar, günahların bir kısmına, zaruret kılıfında hem de bu işin erbabı ilâhiyatçılar ve hocalar tarafından cevaz veriliyor.

Din, insanı ruhen, ahlâken bulunduğu yerden yukarılara taşımayı vadeden değerler bütünü iken, bugün yaşanan dindarlık profili, “Dindarlar düne göre bugün daha mı az ahlâklı?” sorusunu sorduruyor.

Hayat tarzını dini emir ve yasaklara göre tanzim etmeyen insanla, Müslüman insanın hayat tarzı arasındaki makas iyice daralmış gözüküyor. Ne yazık ki artık, ‘Müslüman yalan söylemez, haram yemez, haksızlık yapmaz, rüşvet alamaz, israf etmez’ diyemez hale gelmiş bulunmaktayız. Çünkü öyle bir sistemin çarkları içerisinde öğütülüyoruz ki, ne pahasına olursa olsun kazanmalısın fikirleri enjekte ediliyor.

Dengeler bozuluyor ve geriye sadece simgeler, isimler, resimler ve içi boş sözler kalıyor.

Okunma Sayısı: 4428
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    1.10.2016 14:30:09

    Müslüman yalan söylüyor, haram yiyiyor,haksızlık yapıyor, israf içindeyse ve rüşvet alıp veriyorsa bu bir ahlaki çöküştür, İslamiyetten,insaniyetten uzaklaşmadır. Böyle bir müslümanın sözüne kim itimat eder ve dinler...Güveni kaybetmiş,ahlaki seviyesi düşmüş bir insanın kendisine faydası dokunmaz.O artık zararlı bir unsur haline gelmiş demektir. Risale-i Nurda Üstadımız çok tehlikeli olan bu ahlaki bozulmadan,anarşiden bahsediyor. Bu toplumda büyük tahribatlara yol açıyor. Maalesef tahribat çılar tamircilerden daha fazla...Tahribat kolay olduğundan etkisi de fazla oluyor. Bu tahribatı tamir için her zamankinden daha fazla çalışmak gerekiyor. Özellikle iç mücahedeye fazla önem vermek durumundayız.Nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez düsturu ile hareket etmek gerekiyor. Yani dahilden harice doğru...Afaki meselelerden enfüsi meselelere yönelmek ve zihnen meşgül olmak ...

  • Abdurrahman KOÇAK

    1.10.2016 12:24:41

    Teşekkürler sayın yazar Hanımefendi maalesef siyaset menfaat işin içine girdi içi boşaltılmış bir dindar kitlesi ortaya çıktı.Resme tam bakıldığında son 14 yıldır dindarların iktidarında en büyük zarar gerçekten inanan insanlara ve inandıkları değerlere verildi.

  • serdar çelik

    1.10.2016 10:09:14

    slm akp dindarız diyor ama benim hiç bir suçum yokken ihraç oldum 15 yıllık öğretmendim eminim benim gibi suçsuz binlerce insan var şimdi soruyorum suçsuz yere insanları işinden etmek müslümanlığa sığarmı ..? allah o bir dünyada bizi hesaba çekmiyecekmi..? ya bu olaylar karşisında susanlar..*?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı