"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünyanın kadınları

Yasemin YAŞAR
07 Mart 2015, Cumartesi
Kadın problemleri insanlık tarihi kadar eskilere dayanmaktadır. Her zamanın şartları ve bakış açısına göre kadınların problemleri de çeşitlenmiş, lâkin kadına olan bakış açısı çok da değişmemiş ve bu problemler artarak günümüze kadar gelmiştir.

Tarihî sürece bakıldığında daha ilk çağlardan itibaren filozoflar, “Kadının ruhu var mı, yok mu?”, “Kadın şeytan mı, değil mi?” meselesini tartışmışlardır.

Eski Hint geleneğinde kocası ölen kadın kocası ile birlikte yakılmaktadır ve kadın kötülüğün sembolü olarak görüldüğü için tanrılara kurban edilebilir inancı vardı.

Eski Çin ve Japon geleneğinde ise kadın, ıslah edilmesi gereken eksik bir varlık olarak algılanmıştır.

Roma’da kadının asıl konumunu cinselliği tayin etmekte, alınır satılır bir mal gibi konumlandırılmaktadır.

Cahiliye dönemi müşriklerinde ise kadının velâyet ve miras hakkı olmadığı gibi, kız çocukları yüzkarası olarak görülmekte ve diri diri toprağa gömülmek suretiyle öldürülmektedir.

İşte dünya kadınları, insanlık tarihi boyunca böyle çirkin muamelelerle karşılaştığı dönemler yaşamış ve gele gele günümüzde adeta bütün zamanların birikmiş olan bütün kötülüklerini bu asırda hepsini birden yaşamaya mahkûm edilmiştir.

Bugün kadına dair problemler değerlendirilirken veya çözüme ulaştırılmaya çalışılırken, meselelerin asıl sebeplerine inmeden çözüm bulmaya çalışmak boşa çaba harcamak anlamına gelecektir.

Günümüzde cinayet, şiddet, taciz ve tecavüz gibi kadın problemlerinin çözümü; sokaklarda, “Kadına şiddete hayır”, “Erkek terörüne hayır” gibi sloganlarla, koruyucu tedbir olarak da biber gazı, şok aleti, panik butonu gibi sur’î tedbirlerle değildir.

O zaman meselelerin kadın ayağını derinlemesine irdelemek gerekir. Zira o canileri, zalimleri, tecavüzcüleri de doğuran bir kadındır ve annedir. Burada düşülmesi gereken bir nokta var ki o da, kadınlar hangi yanlışın içerisindeler de acaba kadere fetva verdiren bu zulümler başlarına gelmektedir?

Evet, kadın fıtrî programını bozduğunda, yaratılışta ona yüklenen vazifeden uzaklaştığında, hayatı aile hayatı iken bu hayatı terk edip, şefkat ve sadakatini kaybedip erkekle sefahet yarışına girdiğinde elbette çok kaybedecek ve kader-i İlâhiyeye müsaade verdiren bu tokatlara maruz kalacaktır.

Nasıl ki basit bir eşya amacı dışında kullanılırsa bozuluyorsa, “daire-i terbiye-i İslâmiye içinde mesut bir aile hayatını geçirmeye mahsus bir nev’î mübarek mahlûklar” (24. Lem’a) olan kadınlar da fıtrat kanunlarının dışına çıktığında hem kendisi zehirlenecek hem toplumu zehirleyecektir.

Hasılı, fıtrat kanunlarını bozan kadınların, aile hayatının saadeti ve çocuk yetiştirmede kullanacağı potansiyeli yok olmakta, güvenini, şefkatini ve sadakatini kaybederek canavar bir mahlûk haline gelmektedir.

Böyle bir annenin yetiştireceği çocuklar da yarın topluma bir zehir olacaktır. 

Evet, bir kadın sadece çocuğunu değil, toplumu doğurur.

Bir toplumun kalitesi de o toplumun annelerinin, kadınlarının, kızlarının kalitesiyle ölçülür.

Okunma Sayısı: 1435
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı